Okurlarım bilir. Düşük kur, yüksek faiz politikasına öteden beri karşıyım. Hem de herkesten önce eleştirmeye başladım. Kalkınmanın ihracatla sağlandığına inanırım. Bu da kurla sağlanır. Dış ticaret fazlası olmayan bir ülke de dünya lideri olamaz. (ABD istisnadır.)
Yüksek faiz kuşkusuz sıcak parayı çeker. Bu sıcak para Merkez Bankası tarafından sterilize edilip rezervlere katılmazsa, ulusal para değerli olur, içerideki üreticiler ithal ürünlerle baş edemez. Dahası, ihracatın kompozisyonu değişebilir. Katma değeri yüksek istihdam sever ihracat baltalanmış olur.
Öte yandan, baskılanmış kur turizmi de baltalar. Türkiye ucuz olmaktan çıkar. Yurtdışı ucuz hale gelir ve insanlar çantalarını topladığı gibi her bayram seyahate çıkar. Bunların hepsi doğru ama Türkiye’de dış açık sorununun temelinde sadece ucuz kur mu var? Hayır.
Enerji ithalatına bağımlılık
Türkiye ekonomisi 2002 yılında 7.3 milyar dolar dış ticaret, 1.5 milyar dolar da cari açık vermişti. O zaman petrolün varili 23 dolar kadardı. Her geçen yıl petrolün fiyatı arttı. İthal ettiğimiz enerji pahalı hale geldi.
2002 yılında Türkiye’nin enerji ithalatının faturası 9 milyar dolardı. 2007 yılında bu 34 milyar dolara çıktı. 2008 yılında bunun 48 milyar dolara yakın olacağını sanıyoruz. Eğer enerjiyi ithal etmeseydik, 2002 yılında dış açık olmaz, hatta 8 milyar dolara yakın dış fazlamız olurdu. 2007 yılında da dış açık sadece 4 milyar dolar kadar olurdu.
Eğer enerji fiyatları artmasaydı, yani 2001 yılındaki düzeyinde kalsaydı, 2007 yılında dış açık 38 milyar dolar olmaz, 13 milyar dolarda kalırdı. Demek ki, dış açıktaki büyümenin asıl nedeni, Türkiye ekonomisinin enerji ithalatına bağımlı olması. Tabii bu arada emtia fiyatlarındaki aşırı artış da tuz biber ekti. Demir-çelik, altın gibi, ithal ettiğimiz tüm mallardaki fiyat artışları dış dengeyi çok olumsuz etkiledi.
Gerçekleri çarpıtmamak
Unutmayalım ki, 2002 yılından bu yana TL değer kazanmasına rağmen, gerek verimlilik artışıyla, gerek Türk ihracatçısının çabasıyla her yıl çok yüksek ihracat artışları sağlandı. Tabii dünya ekonomisinin canlı olması da büyük katkı sağladı. Kısacası dış açığın tek etmeni olarak değerli kuru göstermek doğru olmaz.
Nitekim 2009 yılında dış açık daralacak. Fakat bunun nedeni değer kaybeden kur olmayacak. TL değer kaybetmesine rağmen ihracat sarsılacak. Çünkü dünyada talep daralıyor. İthalat ise çökecek. Bu çöküşün nedeni de içerideki talep daralmasından çok, ithal ettiğimiz petrol, demir-çelik ve diğer emtia fiyatlarının hızla düşüşü olacak.
Özetle, tezlerimizi savunurken gerçekleri öğrenmeye ve çarpıtmamaya özen göstermeliyiz.