Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2001 krizi hepimizi şoka sokmuştu. Milli gelir o tarihteki hesaplanma yöntemine göre yüzde 9.4 daralmıştı. Sonra revize edildi ve daralma yüzde 7.5 olarak belirlendi.
Geçen yıl milli gelir hesaplama yöntemi değişince 2001 daralması da yüzde 5.7 olarak saptandı. Bu hafta açıklanan Aralık ayı sanayi üretiminin yüzde 17.6 daralma göstermesi de benzer bir şok yarattı. Peki, 2009 yılında ekonomik daralma 2001 kadar kötü olabilir mi?
Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. 2008 yılı 2009 hakkında bize epeyce bilgi veriyor. 2008 yılında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 0.9 küçülmüş.
Kuşkusuz 2001 yılında ise daralma daha fazlaydı. Şubat ayında birdenbire krize girilmiş ve ekonomi yıl boyunca yüzde 10 kadar daralmıştı.
2008 yılında ise yavaşlama birdenbire değil, kademeli olarak başladı. Yılın ikinci yarısında yavaşlama daralmaya dönüştü. 2009 yılına ilişkin ise IMF yüzde 3.5 civarında bir daralma bekliyor.

Haberin Devamı

Sanayi kesimi % aylık büyüme trendi (2001 ve 2008)

Bu kriz 2001 krizi kadar kötü olabilir

Bize kalırsa son verilerden sonra IMF tahmini iyimser bile kalabilir. Uyaralım; dünyada toparlanma çabuk olmazsa Türkiye ekonomisi yüzde 4’ü aşan bir daralmaya gidiyor!
Elbette 2001 yılı ile bugünü karşılaştırdığımızda epeyce farklar var. Fakat bunların kimisi olumlu olsa da, kimisi değil.
Örneğin 2001’de dünya olumlu bir ekonomik hava içindeydi. İhracatta sorun yoktu, çünkü kurdaki değişim de ihracata yaramıştı. Öte yandan hızla girmeye başlayan sıcak para iç borçların dönmesinde büyük kolaylık sağlamıştı. Sıkı mali disiplinle de iç borç sorunu aşıldı.
Dış açık büyüdü ama küresel likidite bolluğuyla o sorun da halloldu. Kısacası o zaman dış konjonktür çok elverişliydi.
Oysa 2008 ve 2009 yılında dış dünya berbat bir durumda. Öylesine ki, dış açık büyük, finansman gerekiyor. Ama bunu sağlayacak kreditör (borç veren) bulmakta zorlanıyoruz. Başbakan ise sürekli tek çare IMF ile restleşiyor.

Bu kriz 2001 krizi kadar kötü olabilir

Yukarıdaki tabloda dayanıksız tüketim malları imalatındaki düşüş oranının (son 5 ayda bir önceki yılın aynı ayına göre ortalama) yüzde 5’e yakın olması dikkat çekiyor.
Öte yandan otomobil, beyaz eşya gibi dayanıklı tüketim malları imalatının da yüzde 7.9 düştüğü görülüyor.
Yatırım malı üretimindeki düşüş ise yüzde 17’den fazla. Yani güven öylesine bozuk ki, kimse yatırım yapmaz hale gelmiş. Bu da 2009 konusunda iyimser olmayı çok zorlaştırıyor.
Kısacası, dış konjonktürün bu denli bozuk olduğu bir halde hükümetin IMF finansmanına ayak sürümesi 2009 yılının 2001 yılı kadar kötü geçeceğine işaret ediyor.