Dolar kuru nihayet 1.79’u gördü. Böylece ekimden bu yana TL dolara karşı yüzde 50 değer kaybetmiş oldu. Söylenenlere göre devalüasyon daha da sürecekmiş. Düşük kur yüksek faiz politikası sona mı eriyor? Yüksek kur düşük faiz politikası neler getirecek? Malum, faizlerin düşürüldüğü takdirde kurun çıkacağını, böylece hem büyümenin, hem de ihracatın artacağını savunan meslektaşlarımız vardı.
Faizler düştü düşmesine ama kuru yükselten bu olmadı. Kuru yükselten küresel dolar talebi oldu. Üstelik faiz düşüşü ekonomik canlanma da sağlamadı. İşsizlikten ortalık kasıp kavruluyor. Dolar yükseldi, TL değer kaybetti. Ama ihracat da yüzde 25 düştü! Hoppala.
Ekonomi bilimi zor ve ayrıntıları olan bir daldır. İhracat uzun vadede döviz kuruna bağlıdır ama asıl dış talep gerekir. Türkiye’nin dış açık sorunu da döviz kurundan çok enerji fiyatlarından kaynaklanıyor diye defalarca yazdık. Kaldı ki, 2002 sonrasında ihracatın yıllık büyüme hızı ortalama yüzde 22 olmuştur.
Faizi düşürerek ne oldu?
Yanlış anlaşılmasın, dolar 1.18 TL’ye düştüğünde bas bas bağıranlardan biri de bizdik. Ama 1.18’in normal olmadığını gördüğümüz gibi, 1.80 TL’yi de normal görmediğimizi belirtmeliyiz. Bunun belli bir kararı, dengesi var. Tabii bu duruma karşı yapılabilecekler de sınırlı.
Çünkü ortada yığılmış bir dış borç ödeme sorunu var. IMF ile anlaşıp 2009’u daha az hasarla atlatmaktan başka çare görünmüyor. Yoksa yükselen kur nedeniyle birçok dış borcu olan şirket batacak.
Bugün faizlerin indiği düzeyi beğenmeyenler var. Bunlar genellikle şehir efsanesini iki yıldır bize anlatanlar. Peki, faizleri bugün yüzde 8’e indirsek ekonomide canlanma olur mu? Hiç sanmıyoruz. Dünyada gelişmiş ülkeler nerelere indirdiler, olmadı. Şimdi İngiltere Merkez Bankası “miktar gevşemesi” (quantitative easing) adı altında bankalardan doğrudan 75 milyar sterlinlik Hazine bonosu alıp nakit verecek. Yani para politikası faizlerle çalışmıyor. Bakalım doğrudan para verince çalışacak mı?
Kuru daha da tırmandırmak
Dış talep değişmeyecektir. İsterseniz bunu ayrıca desteklemek için doları 2 TL yapın. Dünyada malı satacağınız müşteri kalmadı. (Sadece ihracatçının kar oranını yükselmiş olur.) Sorarım, faiz düştü diye yatırıma kalkacak olan var mı?
Yatırımın ülkemizde en önemli belirleyicisi finansman maliyeti değil, güvendir, istikrardır. Telefonların dinlendiği, insanların tutuklandığı, Maliyecilerin olur olmaz ceza yazdığı bir ortamda işadamı nasıl yatırım yapsın? İsterseniz faizi sıfıra indirin.
İlginç bir başka konuyu daha ortaya koyalım. Dayanıklı tüketimle, hele Tüketici Güven Endeksi ile döviz kuru arasında çok yakın bir ilişki (korelasyon) var. Kuru yükselttiğiniz zaman iç talep de sıkışıyor. Yani döviz kuru yükselirken, şu ara ihracat da düşüyor, tüketim de. Tabii kur yükselince bir de bu yıl 40 milyar dolar dış borç ödeyecek özel kesimin durumu var. Keşke almasalardı ama oldu bir kere. Şimdi batmalarına seyirci mi kalınacak?
Kur yükseldi ama ekonomi ayağa kalkmıyor. Böylece iki yıldır bize sunulan şehir efsanesi bu küresel durgunlukla sahneden kalkıyor.