Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan seçim mitinglerinde işsizlik nedeniyle hükümeti eleştiren CHP lideri Baykal’a şöyle yüklenmişti: Somut bir çözüm önerisi getirin, yapmazsam istifa edeceğim! Baykal bu resti gördü ve salı günü grup konuşmasında 7 maddelik somut bir paket önerdi.
Şimdi ya Başbakan bunları uygulamaya koyacak ya da istifa edecek! Ya da mahalle çocuklarının “çamura yatmak” dediği gibi önerileri beğenmeyip yapamam demek.
Pekiyi bu seçeneklerin gerçekten geçerliği yok mu? Baykal uygulanamayacak önerilerde bulunup salt bir taktik mi peşinde? Anlaşıldığı kadarıyla; hayır. Baykal’ın önerdiği bu paket Batı ülkelerinde tartışılan ve kısmen de uygulanan önlemleri içeriyor.

Harcamalar etkinleşecek
Baykal ilk 2 maddede kamu harcamalarının gözden geçirilerek önceliklerin değiştirilmesini öneriyor. Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, cari transferler yerine ihracatı, dolayısıyla istihdamı özendiren teşvik ve yatırım harcamaları ele alınsa 2009 krizi ilerisi için fırsat bile olabilir. Kısacası Baykal’ın ilk iki önerisi son derece isabetli.
CHP lideri Baykal 3. maddede otomotiv ve dayanıklı tüketim mallarında 6 ay süreyle dolaylı vergilerin kaldırılmasını öneriyor. Ancak gerçekte bu üreticiler (“vergiler bizden” adı altında) bu indirimleri bir biçimde yapıyor. Kaldı ki, dayanıklı mal tüketiminin durgunlaşması nedeniyle bütçede birkaç aydır ciddi vergi kayıpları gözleniyor. Bu nedenle bu alanda en fazla geçici vergi “indirimleri” yapılabileceğini düşünüyoruz. Kaldı ki, bu önerinin IMF tarafından kabul edilebilmesi de çok zor.
Baykal’ın 4. önerisi ise zaten mevcut durumda elde edilmiş görünüyor. Kur ve maliye politikası gevşetilmiş durumda. Bununla beraber ihracat azalıyor. Çünkü dış talep daralıyor. Bununla beraber maliye politikasındaki gevşemenin üretim, ihracat ve istihdam boyutu yok. Zaten bu nedenle revize edilmesi gerekiyor.
Baykal’ın bir önerisi de artan batık kredilerin bankaları zora sokarak onları kredi vermede çekingen davranmaya itmesine yönelik. Bu konuda Baykal özel bir fonun kurulmasını (Garanti Kredi Fonu) öneriyor. Fakat bu önerinin de daha ayrıntılı ve somut hale gelmesi gerekiyor. Bu sağlanırsa özellikle ihracatçı kesimlerin orta vadeli gereksinimleri karşılanabilir ve bu da işsizlik konusunda etkili olabilir.

Sosyal adalet boyutu
Baykal’ın çalışanlar üzerindeki prim, sigorta ve vergi yüklerinin derhal 10 puan indirilmesini ise çekinceyle karşılıyoruz. Elbette Türkiye’de istihdam üzerindeki mali yükler çok fazla. Bu durum kayıtdışı istihdamı özendiriyor. Öte yandan şirketler bu indirimlere rağmen işçi çıkarmayı sürdürecektir, çünkü talep sıkıntısı çekiliyor. Oysa istihdamda azaltma yapmayan şirketlere 6 ay sonra böylesi bir haktan yararlanma olanağı önerilse daha etkili olabilir.
İşsizlik fonundaki parayla işsizlerin yeniden işgücüne kazandırılacak biçimde eğitime tabi tutulması ise son derece sosyal demokrat bir yaklaşım. Buna ne denebilir ki?
İtiraf etmek gerekir ki, Baykal’ın önerileri afaki değil; somut. Özetle, Başbakan’ın yerinde olsak çamura yatmaz, bu paketin makul gelen taraflarını derhal yürürlüğe koyardık. İstifa etme gereği de kalmazdı.