Pazartesi günü işsizlik verileri açıklandı; 2007 yılında yüzde 10.6 olan resmi işsizlik verisi, 2008 sonunda yüzde 13.6’ya çıkmış. Bu artış kentlerde daha da belirgin; işsizlik yüzde 12.2’den yüzde 15.4’e yükselmiş. Kısacası, işsizlik ortalığı kırıp geçiriyor. İşin üzücü tarafı, yakın zamanda düzelme beklenmediği gibi, bu oranların daha da yükselmesi hayli olası.
Neredeyse 3.3 milyon işsiz var. Bir ailenin 5 kişi olduğunu düşünürsek, 16 milyonluk bir nüfusun sıkıntı çektiğini gösteriyor. Tarımda işsiz sayısı 1 milyona yaklaşıyor. Üstelik bu kesimin dörtte biri 2008 yılında oluşmuş. Bakan Şimşek bu sayıların işgücüne yeni katılanlardan kaynaklandığını savunuyor. Yani işten çıkarmalar azmış. Yetişen yeni bir gencin iş bulamaması sanki bir olumsuzluk değil. Üstelik işten çıkarmalar da bayağı yoğun.
Tarihi teğet
Sanayide işini kaybedenlerin 2008 yılında 265 bine ulaştığı anlaşılıyor. İç ve dış talep daralıp üretim de yavaşlayınca, şirketler de sonunda dayanamayıp işçi çıkarıyor.
Sanayideki bu yapı sürecektir. Malum, ocak ayında sanayi üretim endeksi yüzde 21.3 düşmüştü. Şubat ve mart performansı da benzer olacağından işsiz sayısı daha da tırmanacak gibi.
Asıl istihdam çöküşü ise hizmet sektöründe yaşanıyor. Hizmetlerde tam 361 bin kişi işsiz kalmış. İnşaatta da 2008 yılı içinde 159 bin kişi işten çıkarılmış.
Üstelik bu veri mevsimlik işsizliğin etkisi altında değil. Çünkü yıllık karşılaştırma yapılıyor.
Böylece tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13’ten yüzde 17.3’e çıkmış oluyor. Gençler arasında işsizlik yüzde 25’i de geçmiş. Veriler gerçekten korkunç! Krizin çabuk atlatılamayacağı, alınan önlemlerin de ya geç ya da yetersiz olduğu göz önüne alınırsa, bu yılın sonuna kadar işsizliğin 4 milyona doğru tırmanacağı anlaşılıyor.
İlerisi daha kötü
Bakınız kasım ayında 21.3 milyon kişi istihdam edilirken, 2.995 bin kişi işsizmiş. Aralık sonunda istihdam sayısı 579 bin azalarak 20.7 milyon kişi olmuş. İşsiz sayısı da 3.3 milyona dayanmış.
Yükselen işsizliği kısmen artan işgücüne katılıma bağlamak mümkün olsa da istihdam düzeyindeki azalış göz ardı edilemez.
İşsizliğin bu boyuta ulaştığı bir ekonomide elbette derin sosyal sancılar yaşanacaktır. Bunun kaçınılmaz olarak siyasal etkileri de olacaktır. Bu yerel seçimlerde bu etkiler kendini göstermeyecek gibi görünse de siyaset sahnesinin rol ve aktörlerinin değişeceğini söyleyebiliriz.