Sonunda Vali Cahit Kıraç’ı da zıvanadan çıkardılar ya; helal olsun bizimkilere (!..)
İzmir’e geldiğinden beri, “uzlaşmacı ve uzlaştırıcı” yapısıyla tanınan, şikayet edeni de edileni de “aynı hassasiyetle” dinleyen, haklıyla haksız ayırımında asla “nezaket” kurallarını aşmayan Kıraç, dün İnciraltı konusunda söylemediğini bırakmadı.
Yazı İşleri’nin öğleden sonraki toplantısında arkadaşlar, “Vali Cahit Kıraç’ın sözleri” diye önüme yazılı metni koyduklarında, şaşırmadım desem yalan olur...
“Bunlar Vali Kıraç’ın cümleleri mi?” diye öyle bir sordum ki; yazı işlerinde herkes, “evet” demekten başka bir yanıt veremediler.
* * *
“Dünyanın en nadide alanına domates biber mi ekeceğiz?
Tavuk kümesi mi yapacağız?
Kendi malları olsa, acaba böyle mi davranılar?” diye başlayıp, İnciraltı’nın planlanmasına karşı çıkan, Vilayet-Büyükşehir ve Turizm Bakanlığı’nı ağır dille eleştiren meslek odalarına verdi veriştirdi.
Vali Cahit Kıraç, yerden göğe kadar haklı.
Çünkü;
Meslek odaları, İzmir’in 2015’ten sonra 2020 EXPO adaylığı için ikinci kez seçilen İnciraltı’nın, belki 4 ya da 5’inci kez değişikliğe uğrayan planına, “şurası böyle, burası böyle” diye karşı çıkmıyorlar.
İstekleri, kesin ve net olarak şu:
“Bu alan boş bırakılmalı...”
Amaç, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek...
İzmir Valisi Cahit Kıraç da haklı olarak soruyor;
- Kardeşim siz ne istiyorsunuz Allahaşkına?
- Alanın planlaması şehir estetiğini mi bozuyor?
- Bölgeye verilen yapılaşmada kat mı yüksek?
- Çekme mesafesi mi yetersiz? Neyse derdiniz söyleyin de bilelim...
* * *
Bir önemli ayrıntı daha var.
İzmir’de meslek odalarının dışında herkes EXPO alanının İnciraltı olması konusunda hemfikir.
Arazi sahipleri bile -ki bu planlanamadan en büyük zararı gören onlar- mutabık...
İzmir Valiliği; mutabık...
Büyükşehir Belediyesi; mutabık...
İnciraltı’nı turizm bölgesi ilan eden Kültür ve Turizm Bakanlığı; mutabık...
Ulaştırma Bakanlığı evet diyor; mutabık...
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı; mutabık...
Yapılan planda, yerel ve merkezi idarenin ortak mutabakatı var...
İnciraltı’nın planlanmasına tek karşı çıkan, her zamanki gibi meslek odaları...
Yani hariçten gazel okuyanlar...
* * *
Hariçten gazel okumak kolaydır efendiler...
Çünkü, alınan ya da verilen bir karardan etkilenecek olan, sen değilsindir.
Sonuçlarına katlanma gibi bir riskin de yoktur.
Başkalarının malı, başkanların işi için ahkam kesersin...
Tıpkı göle maya çalan Nasrettin Hoca gibi...
“Ya tutarsa?...”