Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Biz İzmirlilerin çoğunda bir İstanbul takıntısı vardır.
Gidip gelen herkes, mangalda kül bırakmaz.
“İstanbul şöyle, İstanbul böyle, şöyle eğlendim, böyle yedim-içtim, şunu aldım, aman şurası ne güzel olmuş” diye başlar, saatlerce konuşur, sonunda sözü İzmir’e getirir, yargısız infaz yapar:
Köy kardeşim, köy bu İzmir...
Türkiye’nin en büyük köyü!...
* * *
Hani içi beni, dışı seni yakar derler ya; çok uzun yıllar İzmir’de gazetecilik-yazarlık yapan bir arkadaşımız, ciddi bir teklif alarak İstanbul’a yerleşti.
Kendisini çoğunuz yakından tanırsınız; Münir Koçarslan...
Dün maille attığı günlük yazısını okudum.
Bana, İstanbul takıntısı olan İzmirliler için çok “ilginç“ geldi.
İstanbul’u, İzmirli Münir kardeşimizin gözüyle, onun kalemiyle okumanızı istedim:
* * *
Çok değil, bundan 10 ay öncesi ekranlara bakıp, gazeteleri okuyup İstanbul’un kışlarını görüyordum.
10 ay sonra...
Yaşıyorum.
Ve bu şehri, öyle diz boyu falan değil...
Topu topu 2-3 santimlik karın nasıl teslim aldığına şahit oluyorum.
İnanamıyorum.
Üstelik meteorolojinin bangır bangır uyarısına...
Neredeyse dakikalık...
Hem de tam isabet tahminlere rağmen...
* * *
Akşam üzeri serpiştirdi.
Öyle tipi falan da yok.
İstanbul kilitlendi.
Yollar tıkandı, trafik durdu.
Milyonlarca İstanbullu yollarda mahsur kaldı, otomobillerin içinde...
“Kardeşim, o zaman toplu ulaşım araçlarını kullansalardı” dediğinizi duyar gibiyim.
Merak etmeyin.
Zaten çoğu öyle yaptı.
Yine işe yaramadı.
Metrobüsler rampaları tırmanamadı.
Pes etti...
Hatta otobüs seferleri iptal edildi.
Duraklar miting meydanına döndü.
Manzara bir felaket...
Slalom yapar gibi kayan otomobiller...
Kaza yapanlar...
Kontağını kapatıp bekleyenler...
Ya kameralardan internete düşen görüntüler; akıl almaz.
Hele köprü... Hiç sormayın.
Taşıtlar mıhlanıp kaldı.
Köprünün güvenliği riske girince...
Araç girişine izin verilmedi.
Binlerce kişi Boğaziçi Köprüsü’nü yürüyerek geçti.
Eve ulaşmak saatler sürdü.
Büyükşehir Belediyesi’nin portalına baktım, “Ne var, ne yok” diye...
“İstanbul kara hazır” yazıyor.
Ya bir de hazır olmasaymış!
* * *
Aslında İstanbul’un parmakla gösterilecek kadar şanslılarındanımdır.
Evim, işyerine bir kilometre mesafede..
Ama gidemedim.
Ve bir kez daha anladım k...
Allah’ın lütfuymuşsun İzmir...
Seni çok özlüyorum.
* * *
Biz de seni çok özlüyoruz Münir kardeş...