“Ağaç yaşken eğilir” atasözüne inanırım.
Bu nedenle, okul öncesi eğitim; yaşama ve genel eğitim sürecine atılan ilk ve çok önemli bir adımdır.
Özel Hüseyin Aslan Anaokulu, iki yıldır İzmir’de ilginç bir etkinliğe imza atıyor:
“Okul Öncesi Eğitim Semineri...”
“Kel alaka” diyeceksiniz.
Ama hiç de öyle değil.
Unutmayın ki, bugünün anaokulu öğrencileri çocuklarımız, yarının doktorları, öğretmenleri, mühendisleri, mimarları, yargıçları, idarecileri olarak ülkemizin kalkınmasına ve gelişmesine; okul öncesi eğitimde geliştirdikleri yetenekleriyle, edindikleri bilgileriyle, kazandıkları alışkanlıklarıyla katkı sağlayacaklardır.
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, 0-6 yaş döneminde alınan kaliteli eğitimin, kişinin tüm yaşamı boyunca, başarıları üzerinde etkileyici ve belirleyici rol oynayacağına inanan bir eğitim gönüllüsü.
* * *
Bilim adamları da Aslan gibi düşünüyor.
Tüm dünya şunu kabul ediyor; insanın beyin gelişiminin yüzde 75’i, 1-7 yaş arasında tamamlanıyor.
0-6 yaş grubunda Okul Öncesi Eğitim almış çocuklar, eğitim almamış olanlara göre ilerideki yaşlarda ve yaşamlarında çok daha başarılı oluyorlar.
Peki ülkemizde Okul Öncesi Eğitim’e gerekli önemin veriliyor mu?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, 2004-2005 istatistiklerinde, Okul Öncesi Eğitim görme oranı yüzde 16...
Ancak; daha sonra yapılan hamlelerle bu oran ülke genelinde yüzde 60’lar düzeyine çıkmış.
Yeterli mi?
Şüphesiz hayır!...
* * *
İzmir Valisi Cahit Kıraç, Milli Eğitim Müdürü Rağip Üye ve Hüseyin Aslan’ın İzmir ile ilgili açıkladıkları rakamlar doğrusu beni çok şaşırttı.
Sevindirdi...
Umutlandırdı...
Gururlandırdı...
Çünkü İzmir’de 0-5 yaş gurubu okul öncesi okullaşma oranı, yüzde 92 seviyelerine çıkmış.
Geçen yıl ise bu oran yüzde 73’müş.
Bu güzel gelişmenin yakalanmasında, hiç şüphesiz ki Valimiz Cahit Kıraç’ın büyük payı var.
Bir başka etken de İzmir’de devlet ve özel sektör işbirliğinin, Milli Eğitim Müdürü Rağip Bey’in öngörüleriyle “tıkır-tıkır” işlemesi.
* * *
Ege-Koop Genel Başkanı ve Özel Hüseyin Aslan Anaokulu’nun kurucusu Aslan’a göre, AB standardını yakalayabilmemiz için, okul öncesi eğitime mutlaka özel bir teşvik uygulanması gerekiyor.
Nasıl mı?
* Örneğin devlet; bu alanda hem yeni yatırımlar hem de yeni yaptırımlarla anaokulları teşvik etmeli.
* Özel Anaokulları’na uzun vadeli, düşük faizli yatırım ve donanım kredisi verilmeli...
* Mevcut okullara yeni derslikler eklemek için finansman kolaylığı sağlanmalı...
* Özel anaokullarına ödenen ücretlerin bir bölümü, ücretlilerin ve serbest meslek sahiplerinin gelir vergisinden düşülerek sübvanse edilmeli.
* * *
“Ey Hüseyin Aslan; sen kurucusu olduğun anaokulunda ne yapıyorsun?” diye sorarsanız.
Temel felsefe şu:
- Öğretmen, öğrenci, veli üçgeninde oluşan kaliteli eğitim programıyla “iyi çocuk”tan, “iyi yurttaş” yetişmesine olanak sağlayacak bir standartta eğitim hizmeti sunmak.
- Yeteneklerini geliştirmiş, donanımlı, özgüvenli, bilgili, sosyal, değerleri özümsemiş, ileri teknolojiyi kullanabilen, çağla ve dünyayla barışık bireyler yetiştirmek.
- Ve; yüksek kalitede eğitimi, asla ve asla ticari kaygı duymadan vermek...
* * *
Okul Öncesi Eğitim Semineri, Hüseyin Aslan Anaokulu’nun sosyal bir sorumluluk projesiydi.
Türkiye’nin tüm illerinden İzmir’e gelen 1000’den fazla katılımcı öğretmenden hiçbir ücret talep edilmedi.
İsmet İnönü Kültür Merkezi, cumartesi tatil günü ve havanın onca kötülüğüne rağmen eğitime gönül vermiş öğretmenler, eğitimciler, anne-babalarla tıklım tıklım doluydu.
İnanmayacaksınız ama gözlerim doldu.