Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hocam talibim...
Büyükşehir’i yönetmeye talibim.
Neden mi?
Sadece ben değil ki; Konak’ta o sarayın içine benim gibi kimi oturtsanız; yemin ediyorum belediyeyi bugünkü gibi yönetir.
Çünkü bu kentte artık sosyal demokrat belediyecilik yapan falan kalmadı.
İzmirlilere verilen her hizmetin bire bir maliyeti alınmaya başladı.
Toplu taşımacılık;
ESHOT’un maliyeti şu, şu kadar yolcu taşınıyor.
Bilet ücreti şu kadar olmalı!
Bakılıyor; kurtarıyorsa devam!
Zarar ediliyorsa; yap zammı, olsun bitsin...
Otobüs böyle, otopark böyle, Büyükşehir’in İzmir’e ve İzmirlilere yapmış olduğu her hizmette bu böyle.
İşte son su zammı!
Akıl alacak gibi değil.
Efendiler şu su dediğiniz merede daha yılbaşından geçerli yüzde 10 zam yapmadınız mı?
Aradan sadece 6 ay geçti...
Ne değişti ki; 1 Haziran’dan geçerli yüzde 12’inin üzerinde bir zam daha yapıyorsunuz?
Delirdiniz mi?
Savunma gerekçelerini duyar gibiyim.
Yok efendim İZSU şunu yapıyormuş, bunu yapıyormuş, Körfez’i kurtaracakmış, çamur emen gemi alınmışmış, arıtma tesisleri yapılıyormuş, falan... filan...
Yapacak tabi kardeşim...
Yapacak ama yatırımların bütün faturasını; içtiğim, yemek pişirdiğim, banyo yaptığım, hijyen ve temizlik için kullandığım suyun karşılığını vatandaş olarak ben ödeyeceksem; eksik olsun...
Yapma birader!
Ya da kusura bakma: parayı bizler ödeyeceksek, bize sor da yap!...
Ya da bırak; suya-sabuna-otobüse zam yapmadan bu yatırımları yapacak başka birilerini bulup seçelim...
Çöpümüz toplanıyor...
Su faturalarına çıkan çöpümüzün maliyetini ekiyorlar; ödüyoruz.
Mahallemize hizmet getiriyorlar...
Tıkır-tıkır emlak vergisi ödüyoruz, kasalarına atıyorlar.
Ev alırken otopark parası ödüyoruz; ne otopark yaptıkları var ne de yapacakları...
Yetmiyor, kaldırım kenarlarından da göstermelik inşa ettikleri bir kaç katlı ve yeraltı otoparkından da para alıyorlar.
Yolumuzu asfaltlıyorlar; katılım parası istiyorlar.
Biz istemediğimiz halde kaldırımlarımızı söküp yeniden yapıyorlar; parasını ödetiyorlar. Ödemeyeni icraya veriyorlar.
Yaya kaldırımları, pastacıya, biracıya, kokoreççiye, simitçiye, lokantacıya, balıkçıya, bakkala-çakkala, kafelere, kısacası ona buna peşkeş çekiyor ve işgaliye adı altında tahsilat yapıyorlar.
Kasa doluyor ya; kimse insanların nereden yürüyeceğini düşünmüyor bile.
Say sayabildiğin kadar...
Biliyor musunuz, korkum şu:
Bir gün gelecek, Büyükşehir de, ilçe belediyeler de, “soluk alıp veriyorsunuz, oksijen tüketiyorsunuz, aldığınız her nefes için şu kadar ödeyeceksiniz” diye kapımıza dayanacaklar.”
Çünkü parasını almadıkları tek o kaldı...
Durum böyleyken, bu Büyükşehir’i de, diğer belediyeleri de pekala yönetirim; meraklısı varsa, içimizden herhangi biri de yönetir.
Ne olacak ki?
Yaptığın işin, verdiğin hizmetin bedelini, aynen vatandaşın sırtına yükleyip, ona ödettirdikten sonra, ha Ali, ha Veli; ne fark eder ki?