Sizin var mı bilemem.
Ama benim çok anım var.
OSKA Pasajı ya da bir diğer adıyla Konak Pasajı, Kemeraltı’nın ilk kapalı çarşılarından biridir.
Yeni jenerasyon, “Pasaj mı? ne demek şimdi bu?” diyebilir.
Bizler eskiden kapalı çarşılara “pasaj” derdik.
Örneğin; Şan Pasajı, Sema Pasajı, Havuzlu Çarşı, Kemeraltı’nın en ünlü alışveriş merkezleriydi.
İzmir’in en eski sinemalarından olan Konak Sineması, OSKA (Osman Kazmirci) Pasajı’nın içindeydi.
Cuma, cumartesi ve pazar günleri, disko, bar gibi eğlence mekanları yerine, büyük çoğunluk sinemaya gitmeyi tercih ederdi.
Sinema bir keyifti, çoluk çocuk gidilir, hoşça vakit geçirilir, sonra da oturulur, seyredilen filmin yorumu yapılırdı.
Nitekim uzun yıllar Konak ve Elhamra sinemaları, İzmir’in kalburüstü ailelerinin hafta sonu eğlencesi olarak işlev yaptı.
* * *
Elhamra, ardından Konak Sineması, tv’lere ve video kasetlere, değişen hafta sonu eğlence trendine yenik düştü.
Önce Elhamra, ardından da Konak, perdelerini ve kapılarını kapattı.
Sinemanın sahip ve işleticisi olan Kazmirci Ailesi çok direndi ama teknolojiye yenik düşmekten kurtulamadı.
Bugün, İzmir’in sosyal yaşamı ve tarihinde önemli bir yeri bulunan Konak Sineması’nın, içlerinde sinema öğrencilerinin de bulunduğu İzmir Sinema ve Görsel Sanatlar Derneği tarafından tepeden tırnağa onarılarak yeniden düzenlendiğini duydum.
Çok sevindim.
Gerçekten de Konak Sineması, onca aradan sonra dün yeniden kapılarını sinemaseverlere açtı.
Hem de herkes izleyebilsin diye bilet fiayatları 5 liraya çekildi.
Sinemada salon sayısı, biri 340, diğer ikisi 80’er kişilik olmak üzere üçe çıkarıldı.
* * *
Rahmetli Cem Karaca, grubu “Apaş”lar ve daha sonra birlikte olduğu “Moğollar”la İzmir’deki tüm konserlerini Konak Sineması’nda verirdi.
Nitekim o yılların ünlü grubu Siluetler de Konak Sineması’nı tercih ederdi.
Daha nicesi; Ajda Pekkan, rahmetli Barış Manco ve Kurtalan Ekspres, Ertan Anapa, Salim Dündar, Berkant, Yeliz, Ayten Alpman’ın İzmir’e geldikleri zaman konser vedikleri tek yer, Konak Sineması’ydı.
İzmir Sinema ve Görsel Yönetmenler Derneği Koordinatörü Aydın Karataş ve Dernek Yönetim Kurulu üyesi Suat Eroğlu’nun dün bir açıklamaları oldu:
“İzmir’i yönetenler ve işadamları Konak Sineması’na sahip çıksınlar. Sponsorlukla bizleri desteklesinler.”
Doğru bir sesleniş.
Şayet Konak Sineması’nı bu derneğin üyesi akademisyenler, oyuncular ve öğrenciler inşaat işçisi gibi çalışarak, ailelerinin yastık altındaki paraları, okul harçlıklarını ve bankadan kredi çekerek 2 milyon liraya yaratmayı başardılarsa, yaşatmak da bu kenttte yaşayan bizlere düşer, diye düşünüyorum.
Nasıl ki, İstanbul’da Emek Sineması’nın yıkılmaması için binlerce insan eylem yapıyor.
Nasıl ki, İstanbul’da İzmirli ailelerin yönettiği holdingler sinemanın yıkılmaması için sponsor oluyorsa...
İzmir’de de biz bir “tarihi” yaşatmak için birlik olup, destek vermeliyiz.
Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay, bizim milletvekilimiz.
Kendisine yakışan, kent kültürü kazansın, diye Konak Sineması’nın yaşatılması için “liderimiz” olmalı.
Böylelikle; çarşıya alışverişe gelen İzmirlileri sadece filmle değil, o filmde oynayan sanatçı, yapımcı ve oyuncuları ile buluşturacak, hava karardıktan sonra hiç kimsenin gelmediği OSKA Pasajı’nda gece yarısı seanslar düzenleyerek, çarşıya yeniden hayat verebileceğiz.