İnşallah bu son olur.
Aziz Kocaoğlu, bürokratları ile içeriği benzer toplantıları anımsadığım kadar üç-beş kere yaptı.
Her defasında;
“İşinize bakın...
Çok çalışın...
Üretin, gece-gündüz demeden görevinizin başında olun” uyarısında bulundu.
Aziz Bey, davada hayal kırıklığı yaratan ara karardan sonra yine bürokratlarını topladı.
Bu kez, “tavsiye-öneri değil” konuşması apaçık, “emir” niteliğindeydi:
“Arkadaşlar, ben devam edeceğim...
Yüzde 90, 2014’te yine adayım...
Yani ben varım...
Bu süreci kaldıramayacak olan varsa, bir hafta süre veriyorum, çekip gidebilir.”
* * *
Büyükşehir’e böyle “deprem” gibi bir sarsıntı gerçekten gerekliydi.
Bürokrat haklı olabilir.
Korkuyordur, endişeleniyordur, çoluk-çocuk ve ailesini düşünüyordur.
Zaten bu nedenledir ki, Büyükşehir’de yaklışık bir yıla yakın süredir, bürokratik tıkanıklık yaşanıyor.
İşler yürümüyor.
Vatandaş, yatırımcı kişi, kurum ve kuruluşlar, dokunduğunuzda dökülüyorlar.
Aziz Bey, bu tıkanıklığı bir şekilde açmak zorunda.
İki nedenle buna zorunlu:
Bir; partisi CHP’nin geleceği...
İki; kendisi için...
“Elini taşın altına koymaya çekinen çekip gitsin” demesi de bu yüzden.
Anlayacağınız, “Kalan sağlar bana yeter” durumu...
* * *
Bırakıp giden olur mu?
Sanmıyorum.
Belki, emekliliği gelmiş, bu yaştan sonra “cezaevine mi gireyim” diyen birkaç kişi çıkabilir.
Oysa burada dikkat edilmesi gereken; ayrılacak kişiler değil, içeride kalıp, devam etme kararı alıp da ‘çalışıyormuş süsü” verenlerdir.
Büyükşehir bürokrasisini kilitleyen işte bu “tatlı su kurnazı bürokratlardır...”
Aziz Kocaoğlu, cuma günü açıklanan davada ara karar sonrası, “pazar”ı dinlenerek, kendisini dinleyerek, ölçüp-biçip, önündeki sürecin stratejisini belirleyerek geçirmiş olmalı.
Yine belli ki, “Başkanlık için bırakma değil, devam kararı” almış.
Bu bir “seçim startı” demektir...
Aziz Kocaoğlu, 2014 için kesin adaydır.
CHP’lilere duyurulur.
