Kocaoğlu’ndan yüzyılın projesi dedim.
Buna da, Adnan Saygun Kültür ve Sanat Merkezi’nde, İzmir Körfezi’ni, İnciraltı’ndan Sasalı’ya kadar uzanan kıyı şeridini yeniden planlayan, mimar-mühendis, tasarımcı, sanat ve kültür adamlarından oluşan 100 kişilik teknik ekibin gerçekleştirdiği sunumu izlerken karar verdim.
Gerçekten de öyle...
Aziz Bey, şayet böyle bir projeyi hayata geçirip, İzmir’de uygulayabilirse...
Tamamlayıp halkın kullanımına verebilirse, bu kentte yüzyılın projesini gerçekleştirmiş olacak.
Önce proje...
Film olarak gösterilen tasarımlar, görseller gerçekten muhteşem...
Şayet kıyı tasarımı tamamlanırken, bu kentin arka planındaki yerleşim alanlarını da buna uygun entegre ederek düzenleyebilirsek, İzmir’i Barselona, hatta ondan da ileride Akdeniz Çukuru’nun “Bir Numarası” yaparız.
* * *
İki nokta dikkat çekici:
Bir; maliyetinin düşüklüğü. 50 ile 100 milyon liralık bir harcama öngörülüyor.
İkincisi de, hazırlanan tasarım, hiçbir kişi ya da kuruma, şirkete özel rant sağlamıyor.
İnsanların denizle ilişkisini güçlendirecek olan projenin tek sağladığı çıkar İzmir’e, İzmir kentine...
Çünkü projenin hedefi; İzmir’in gelişmesi, yeniden tasarlanması, bir inovasyon kenti olması, önce Akdeniz kenti ardından da dünyaya açılması...
* * *
Bu kentte doğdum...
Allah nasip ederse, günü geldiğinde bu kentte yaşama veda edeceğim.
İzmir Körfezi’ni yaşayan, 1968’li yıllara kadar Karataş-Asansör-Küçükyalı-Göztepe ve Güzelyalı ile bugünkü Alsancak Limanı’nın bulunduğu yerlerden denize girmiş bir kişi olarak açık ve net şekilde söylüyorum:
Bu proje, Prof. İlhan Tekeli hocamızın söylediği gibi, tamamen İzmir halkının düşüncelerinden, alışkanlıklarından ve yaşam biçiminden esinlenerek kurgulanmış.
Asla siyasi bir proje değil.
Asla dışarıdan bir empoze ya da alıntı proje değil.
Asla emlak rantlarını azdırmak da değil...
Peki ne?
Sadece ve sadece İzmirlinin yaşam kalitesine katkı yapmak. Hepsi bu...
* * *
Ne zaman başlanacak, ne zaman bitecek, gerçekten yapılabilecek mi?
Vallahi; un var, şeker de var, ocak da var.
Prof. Tekeli hoca ve ekibi, tüm bu malzemeleri üç yıl boyunca çalışarak masaya koydular.
Geriye, bu malzemelerle helva yapmaya kalıyor.
Bu da Başkan Kocaoğlu’nun işi...
Becerirse, tarihe geçer...
Aday olursa deve yüküyle oy alır; yıldız olur...
Ama beceremezse...
Bu halk da onu sandığa gömer, emekli eder...