Bugün önemli bir gün...
İzmir için tarihi davada, dokuzuncu gün tamamlanacak.
Günün önemine gelince...
Özel Yetkili İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, onbir ay önce başlayan süreçle ilgili bir karar verecek.
Ya “devam...”
Ya da “Tamam buraya kadar” diyecek.
* * *
Olasılıklar şöyle...
3 Nisan’dan bu yana, iddianame okunduktan sonra başta Aziz Kocaoğlu olmak üzere tutuklu-tutuksuz, bürokrat-işadamı-sendikacı-memur ve işçi sanıkların yaptıkları savunmalara dayanılarak, “Çete ve örgütlü suç yok” denilecek, özel yetkili mahkeme görevsizlik kararı vererek, Büyükşehir Dosyası’nı normal mahkemelere devredecek.
Böyle bir karar çıkarsa, tutuklu sanıkların da salıverilmeleri gündeme gelecek.
* * *
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi, iddialara verilen yanıtlar ile belge ve yapılan savunmaları, tanık ifadelerini yetersiz bulursa, duruşmayı ileri bir tarihe erteleyecek.
Yani, Büyükşehir Davası, “Çete ve örgütlü suç” olarak devam edecek.
Ancak, böyle bir olasılıkta bile mahkeme; tutuklu sanıkların cezaevinde kaldıkları süreyi yeterli görüp ya da delil karartma olasılığının ortadan kalktığı kanaatine vararak, yine tahliye kararı verebilecek.
Ya da, hiçbir şey değişmeyecek.
Hem dava ileri bir tarihe atılacak hem de sanıkların tutukluluk durumları devam edecek.
* * *
Tarihi bir gün derken, İzmir’de bugün “kamu vicdanı”nın da sorgulanacağını bilmem hatırlatmama gerek var mı?
Türk adaleti, İzmir’de önemli bir sınav verecek.
Umarım; hakimlerimizin vereceği karar...
Son yıllarda çok tartılışan yargıda “çifte standart”ın...
Tutukluluk sürecinin “cezaya” dönüştürüldüğü gibi, insan haklarını apaçık çiğneyen “hukukun üstünlüğünü”, “suç ve ceza” karinelerini tartışılır hale getiren ön yargılardan uzak olacaktır.
Çünkü;
Hepimiz toplum olarak hala, tüm olumsuzluklara rağmen “yargıya” güvenmek ve güven duymak istiyoruz...