CHP’de hep kavga olacak değil ya!

7 Şubat 2012

CHP’lileri kutluyorum.
Otuzbeş yılı aşkındır bu kentte eli kalem tutan bir gazeteci olarak, partide bu yılki kadar düzgün bir delege seçimleri yapıldığına tanık olmadım, desem yanlış olmaz.
Seviniyorum;
Demek ki istenirse; mahallelerde kafa-göz yarmadan, kazananın halay çekip rakip listeyi aşağılamadığı, kaybedenin sandık sonucuna saygı gösterebildiği bir seçim yapılabiliyormuş.
* * *
CHP’de bu süreçte güzel gelişmeler de yaşanıyor.
CHP Karşıyaka buna bir örnek.

Yazının Devamı

Kılıbık mıyım, kazak mıyım?

5 Şubat 2012


Bu mahabbetten çok sıkıldım.
Sevgili güzel eşim Meltem Hanım; şunu yaptı, bunu yaptı, sucuklu yumurtamı yedirmedi, onu yasakladı, “yok sen adam olmazsın diye kapıyı kapattı” dedikçe, beni pek çok dost ve arkadaş, en önemlisi de okurlarımın çoğu “kılıbık” ya da el-etek öpen bir adam zannetmeye başladı.
Asla kabul edemem.
Peki, “kazak” mıyım...
Yerine göre...
Havaya göre...

Yazının Devamı

Haksızsınız; iade edin...

4 Şubat 2012

60 yaş kartlarına bugün itibariyle son noktayı koymak istiyorum.
İki gün önce, “kafam karışık”, kim doğru kim aksini söylüyor, bilmiyorum; demiştim.
İşi gücü bırakıp araştırdım.
Nedeni de şu;
Büyükşehir’in Sayıştay’ı gerekçe göstererek iptal ettiği 60 yaş kartlarına, bu haktan yararlanan 50 bin’e yakın insanın tepkisi giderek büyüyor.
İnanmayacaksınız ama, otobüste, metroda, İZBAN’da, kahvelerde insanların konuştuğu tek konu neredeyse bu.
* * *

Yazının Devamı

60 yaş bilmecesi

2 Şubat 2012

İzmir’de 60 yaş kartlarıyla ilgili sorun tam bir “arapsaçı”na dönüştü.
Ortada o kadar çok “bilgi kirliliği” var ki; kim haklı kim haksız, belli değil.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Elimizden bir şey gelmez, Sayıştay böyle istiyor. Bu kartları kullandırabilmek için Bakanlar Kurulu karar alsın, uygulayalım” diyor.
Sayıştay Daire Başkanlığı ise aksi görüşte.
Sayıştay’a göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin aldığı karar, usul yönünden yanlış ve eksik. Yeni alınacak bir kararla bunu düzeltmek mümkün.
Muhalefet kanadı AK Parti Milletvekilleri İlknur Denizli, Ali Aşlık, Aydın Şengül ve Hamza Dağ da Sayıştay Başkanlığı ile aynı görüşte.
Hatta onlar daha da ileri gidip;

Yazının Devamı

Şeffaf sandık Bakkal kolisi

1 Şubat 2012


Rahmetli annem Fatma Aysan’ın meşhur bir sözü vardı; “Kapısının önünü temizlemeyenin evine gidilmez” derdi.
Çocuk yaştayken hiçbir şey anlamamış olmanın reaksiyonuyla yüzüne aval aval bakardım.
Daha sonra bu çok basit ama anlamı gerçekten çok büyük deyimi, sık sık kullanmaya başladım.
Bugün, üzülerek de olsa CHP İzmir için kullanıyor ve ekliyorum:
“Bunlardan bir şey olmaz...”
Delege seçimlerinde;

Yazının Devamı

Biz bir efsaneyiz

31 Ocak 2012

Göztepeliyim...
Hem de sonradan olma değil, anadan doğma Göztepeliyim.
Statlarda o atılan slogan var ya, “Ölümüne Göztepe” diye; tanım yerindeyse, “Pazara kadar değil, mezara kadar” Göztepeliyim.
Ancak;
Pazar günü oynanan KSK derbisinden sonraki yaşananları, bir futbolsever, ondan da önemlisi bir Göztepeli olarak, takımıma ve onun ‘yıkılmaz armadası’ taraftarlarımıza yakıştıramadım.
Nedeni ne olursa olsun; stat yakan taraftar Göztepeli olamaz.
Oturduğu koltukları parçalayan, sahaya atan, tel örgüleri yıkıp güvenlik güçlerine saldıran da Göztepeli olamaz.

Yazının Devamı

Sağlıklıyım ama mutsuzum

29 Ocak 2012

Okuyucularım çok merak etmişler ki;
Hamdi Bey ne oldu o sizin mükellef, sucuklu-yumurtalı pazar kahvaltılarınıza,
Değerli ve sevgili eşiniz Meltem Hanım’ın ve kayınvalidenizin anlata anlata bitiremediğiniz o lezzetli yemeklerine?
Yoksa yine mi “kırmızı kart” gördünüz, cezalımısınız? diye soruyorlar.
Hem “evet”, hem de “evet...”
Ama bu kez başımda sevgili eşim Meltem Hanım’dan daha belalı biri var.
Hatta bir de değil, iki kişi var.

Yazının Devamı

Reis olmak

28 Ocak 2012

İzmir’in son yıllarda yetiştirdiği, “gazeteci gibi gazetecilerden” olan Mustafa Yılmaz’ın, “Şehir emini” adlı yazısı beni çok etkiledi.
Rahmetli İhsan Alyanak’tan başlayıp, Çakmur, Özfatura, Piriştina döneminden verdiği kısa anekdotlarla bir belediye başkanının görev süresince karşılaştığı zorlukları özetlemiş.
* * *
Yıl 1975... İzmir ’in sokakları dar, kent merkezindeki araç sayısı fazlaydı. Özellikle de Alsancak Garı önündeki giriş büyük sorun oluşturuyordu. Garın karşısındaki Kilise’nin bahçe duvarları, yolu daha da daraltıyordu.
Dönemin Başkanı Alyanak kararını verdi.
Kilisenin duvarları yıkılacaktı. Öyle de yaptı. O günler için İzmir trafiği rahatladı ama Türkiye ile İngiltere ve İtalya arasındaki ilişkiler bozuldu. Papa ve İngiltere Kraliçesi, dönemin Başbakanı Ecevit’e protesto mesajları çekti.
Yaptığım bir röportajda İhsan Alyanak’a bu olayı sormuştum. “Doğru bildiğimi yaptım, yine yaparım” demişti.

Yazının Devamı