Başbakan’ın konuşmasını TV’den izledikten ve de “Yeni Ekonomi Eylem Planı” üzerine yapılan ön açıklamaları okuduktan sonra, Anadolu kökenli İstanbullu girişimciyi aradım. Uzun süredir sanayi sektöründeki faaliyetlerini yavaşlatmıştı. Sanayi sektöründen çıkarak inşaata yönelmeyi düşünüyordu.
“Başbakan’ın açıklamalarından sonra bir sanayici olarak ne düşünüyorsunuz?” diye sordum.
“Değişen bir şey yok... İyi niyetle sıralanan tedbirler. Ancak, tarım ve sanayide yapısal değişimi sağlayacak güçte değil. Olağan, olması gereken tedbirlerden söz ediliyor” dedi.
Sonra da anlatmaya başladı: “1970’li yıllarda İstanbul’da Gülok diye bir firma vardı. Küçük elektrikli aletler, buzdolabı için elektrik motorları üretirdi. İthal malları rekabetine dayanamadı. Battı. Şimdi bu tür motorlar Çin’den ithal ediliyor. Küçük elektrikli ev aletlerinin ve buzdolaplarının sadece motorları değil, kendileri de Çin’de ürettiriliyor. Üzerlerine Türk markası basılarak içeride satılıyor.
İzmir’de 1970’lerde Raks diye bir firma vardı. Elektronik üretimde o yıllarda başka ülkelerdeki benzerleriyle rekabet halinde idi. O yıllarda cep telefonu üretiyordu. İthal malları rekabetine dayanamadı. Battı. Şimdilerde Raks’ın ürettiği malları ithal ediyoruz.
Bursa’da yabancı otomobil fabrikalarına parça üreten çok sayıda yan sanayi kuruluşu vardı. Kapı kolları, elektrikli aksam, plastik parçalar, hatta gövde bölümlerinin çoğu bu kuruluşlarca üretiliyordu. Şimdilerde bu parçalar Çin’den ithal ediliyor. Çok sayıda yan sanayi kuruluşu battı.
Kimse batmak istemez
Bir girişimci yatırım ve üretime girerken riske girer. Batacağını bilerek sanayide yatırım ve üretim yapmaz.
Başbakan’ın (iyi niyetle) açıkladığı tedbirler bu ülkede dünya pazarında rekabet şansı olan ürünlerin, dünya fiyatıyla, dünya kalitesinde üretilmesine imkân verecek tedbirler değil.
Başbakan’ı dinleyen bir girişimcinin.... ‘Tamam... Bundan sonra üretimde rekabet gücünü artıracak yeni bir yapılanmaya gidiliyor. Bu yapılanma uzun süreli ve istikrarlı bir yatırım ve üretim ortamı yaratacak.. Üretim için riske girmenin zamanıdır’ demesine imkân yok.”
Dinledim, dinledim... ”İyi de ne olacak?” diye sordum. ”Ne olacağını bilemem...“ diye başladı. Ve devam etti: ”...Başkalarının ne yapacağını bilemem ama benim ne yapacağım açık... Sanayide yatırım ve üretimden çıkma niyetim değişmedi... Yeni Ekonomi Eylem Planı konut ve inşaat sektörünün cazibesini azaltamayacak olan bir tedbirler demetidir.”
Üretmek kötü, ithalat cazip
Bugün ülkede üretmek yerine dışarıdan ithal etmek daha cazip. Üretmeye kalkan kazanamıyor. Kazanamayan da yatırımdan, üretimden kaçıyor.
Örnek:
- Bırakınız ayçiçeğini, pamuğu, mısırı, kuru fasulyeyi, mercimeği, pirinci, nohudu bile ithal ediyoruz.
- Daha önceleri Türkiye’de üretilen çok sayıda sanayi ürünü şimdilerde yurtdışında ürettiriliyor.
Tarımda, sanayide daha çok üretim yapalım istiyoruz.
Ürettiğimiz ile hem iç talebi karşılayalım (böylece ithalat azalsın) hem de dışarıya bolca mal satalım (İhracatımız artsın) istiyoruz.
Üretimi artırmak için yatırım yapmak gerekir.
Yatırımı, üretimi devlet yerine özel sektör yapsın istiyoruz.
Özel sektör yatırım yaparken, ürettiği malı içeride ve dışarıda satıp satamayacağına bakar.
Malın içeride ve dışarıda satılabilmesi için, dünya pazarındaki rakiplerine göre (1) Yatırım ve üretim maliyetinin ve sonuçta ürün fiyatının rakiplerin maliyetinden ve fiyatından düşük olması gerekir. (2) Kaliteli, farklı, talebi olan bir ürün olması gerekir.
Yapısal bir değişim şart...
Özel girişimci yatırıma ve üretime başlamadan (1) Öncelikle maliyete, (2) Sonra da üreteceği mal ve hizmetin iç ve dış talebine bakarak riske girer.
Yanlış hesapla yatırıma ve üretime başlayan girişimci batar.
Günümüzde (1) Araştırma ve geliştirmenin önemini bilmeyen, (2) İleri teknolojiyi uygulamak istemeyen, (3) İnovasyona ve yenilikçiliğe yabancı girişimci kalmadı. Ama bunlar istemekle olmuyor.
Bunların bir maliyeti var. Ürünün bu maliyeti kaldırabilmesi gerekiyor. Bu tür harcamalar ve üretimde maliyet faturasını şişiren diğer girdiler tarımda ve sanayide dünya kalitesi ve fiyatıyla üretime imkân verecek yapısal değişim sağlanamadığı sürece, yatırım ve üretim azalacak, ithalata bağımlılık artacaktır.
Yeni Ekonomi Eylem Planı’nda yer alan tedbirlerin hiçbiri yeni, yapısal değişime destek verecek özelliği taşımıyor. Özetle, planın “yenilik” özelliği yok. Bugüne kadar devamlı gündeme gelen (1) Ya uygulanamadıkları ya da (2) Önem taşımadıkları için netice vermeyen tedbirlerdir.
Başbakan’ın memleketlisi Hazreti Mevlana, yıllar önce ne demişti: Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024