Mardin-Midyat-Batman ‘niyet iyi, durum kötü’

AKP Midyat İlçe Başkanı Avukat Melih Güneştan’a “Durum nedir ?” diye sordum. ”Midyat’ın tek gelir kaynağı iç turizm hareketi. Bugün pazar. Midyat’ta normal olarak 5 bin turist olması gerekirdi... Halbuki bugün Midyat’a gelenlerin sayısı yetmişi geçmez” dedi.
Bir gün önce de Mardin’de Bülent Erdolu, “Bu bölgeyi turizm kalkındırıyordu. Sadece Mardin’de yatak sayısı kısa sürede 2 binden 8 bine çıktı. Yılda 1 milyon ziyaretçiye ulaştık. Ama son olaylar yüzünden bölgeye turist gelmez oldu” demişti.
Dönüşü Batman’dan yaptık. Batman eski canlılığını kaybetmiş. Bölgede “fırtına öncesi insanların evlerine kapandıkları“ izlenimi veren ağır bir hava var.
Sezarın hakkı Sezar’a... Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı olarak değil, bu bölgenin insanı olarak, son yıllarda karısını yanına alarak hafta sonları bu bölgede köşe bucak dolanıyor. Bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına çaba gösteriyor... Her ne kadar teşvik tedbirlerinin işe yaradığını söylüyor, açılan tekstil ve giyim tesislerini sıralıyor ise de bölge hâlâ tarım, arazi rantını harcıyor, iç turizmdeki gelişmenin meyveleriyle yetiniyor. Oteller dışında göze çarpan en önemli yatırımlar konut yatırımları.
Mardin, Midyat ve Batman’da yeni imara açılan tarım alanlarında gökdelenler yükseliyor. Mardin’de Yenişehir-Mavişehir diye adlandırılan bölgede tarlaların ortasında, etrafı bomboş iken göğe yükselen 20-25 katlı konutlar, Midyat’ta bin yıllık eski şehrin yolunda birbirinin üzerine yaslanmış. Toplu konut binaları, Batman’a girenleri selamlayan sıra sıra TOKİ konutları, bölge ekonomisinin tek canlı sektörü olan inşaat sektörünü ayakta tutuyor.

Bakan Şimşek ne dedi?
Yörenin insanı Mehmet Şimşek acaba kendi köyünün çevresinde olan biteni nasıl değerlendiriyor diye merak ediyordum. Cumartesi akşamı Mehmet Şimşek Mardin’de “Fikir Sofrası”nın konuşmacısı idi. Fikir Sofrası, bir bilgilenme, tartışma, görüş alıp verme platformu”. Başkanlığını Ahmet Arslan yapıyor. Mardin toplantısı İstanbul dışında yapılan ilk toplantı.
Mehmet Şimşek her zamanki gibi iyimser. Gelecekte iyi şeyler olacağını anlatıyor. “Çözüm süreci başarıya ulaştığında, milyarlarca dolarlık kaynak kalkınmaya akacak.. Karmaşık bir etnik sorunu daha çok demokrasi, daha çok temel hak ve özgürlük ekseninde çözmek için yola çıktık. Bunu başarırsak belki de geniş coğrafya için ilham kaynağı olacağız” diyor.
Bir yanda “iyi niyet” var... Bu iyi niyete dayalı olarak “Aman süreç (her ne ise) yara almasın politikası” sürdürülüyor. Ama “Birileri süreci beğenmiyor ki oyunu saha dışına taşırıyor.”

Mercedes-Kobra yan yana
Sokaklarda, yollarda “Kobra” denilen Koç’un Otokar şirketi yapımı zırhlı araçlar dolanıyor. Önemli noktalarda tam teçhizatlı özel güvenlik gücü mensupları nöbet tutuyor. Bu sayede, isteyen, istediği saatte, gün boyu ve gecenin geç saatlerine kadar şehir içinde dolaşabiliyor. (Ben dolaştım). Ama şehirler “neşesiz”.
Anlatıyorlar: “Biz de biliyoruz, bölgenin yatırıma, üretime ihtiyacı var... Ama olayların tırmanması ve geldiği noktada bir şeyler yapmak imkânsız hale geliyor. Son olarak sigorta şirketlerinin araçlarımızı sigorta etmemesi bankaların krediyi kesmesi, çok sayıda iş sahibinin bölgeden Batı’ya göç etmeyi düşünmeye başlamalarına neden oldu.”
Türkiye’de her bölgenin, bu bölgelerde yaşayanların farklı sorunları var. Normaldir. Ama ülkenin bazı bölgeleri ve bu bölgelerde yaşayanlar “Sürecin (her ne ise) uzaması nedeniyle” çok ağır sorunlarla karşı karşıya. Hem de ayırırım olmadan, tümüyle. Tepe yöneticisinden sokaktaki insanına, sivilinden, emniyet güçlerine...
Bir yanda yaşam savaşı (can ve mal güvenliği) öte yanda ekonomik sorunlar. Kendimizi kandırmayalım. Süreçten etkilenen bölgelerde ekonomi iyiye gitmiyor.
Kötüye gidiyor.