TÜİK‘in gelir ve yaşam koşulları araştırmasından 2013 yılında gelir dağılımında çok az da olsa bir düzelme olduğu anlaşılıyor.
Üst gelir grubundakilerin toplam kullanılabilir gelirden aldığı pay azalmadı. Ama en alttakilerin toplam harcanabilir gelirden aldığı payda artma var. Ortalardaki gelir gruplarının kullanılabilir gelirlerinden en alttaki gruba gelir kayması oldu.
TÜİK’in 2013 yılı hane halkı araştırmasına göre, hane başına yıllık kullanılabilir gelir (ülke ortalamasında) 29.479 TL. Hanede yaşayan yetişkin ve yetişkin olmayan nüfusa göre hane gelirinin bölünmesiyle bulunan eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri ise 13.250 TL.
Ortalama eşdeğer hane halkı kullanılabilir geliri İstanbul’da 18.248 TL iken Güneydoğu Anadolu’da 6.920 TL olarak belirlendi. İşte bu iki rakam arasındaki fark bölgesel gelir dağılımındaki çarpıklığı gösteriyor.
%20 dilim başka, %10 dilim başka
Türkiye nüfusu yaklaşık 75 milyon. Bu, her biri 15’er milyonluk 5 dilime (gruplara) bölünerek veya her biri 7.5 milyonluk 10 dilime (gruplara) bölünerek, dilimler arası gelir dağılımı belirleniyor.
Nüfus yüzde 20’lik 5 gruba ayrıldığında, en düşük gelir grubundaki 15 milyon kişinin eşdeğer geliri ile en yüksek gelire sahip 15 milyon kişinin geliri arasındaki farkın 7.7 kat olduğu görülüyor. 2012 yılında bu fark 7.9 kat dolayında idi.
2013 yılında en üst gelir grubundaki 15 milyon kişi (2012 yılındaki gibi) gelirin yüzde 46.6’sını paylaştı. Payları aynı kaldı, azalmadı ama orta gelir gruplarından en alttaki 15 milyon kişiye gelir kayması oldu. En altta yüzde 20’lik nüfus dilimi gelirin yüzde 5.9’unu paylaşırken 2013 yılında payları yüzde 6.1’e yükseldi.
Önemli gösterge, hane halkı eşdeğer kullanılabilir gelirinin yüzde 10’luk (her biri 7.5 milyon kişiyi temsil eden) nüfus arasındaki dağılımıdır.
Üsttekilerin durumu gayet sağlam
En üst gelir grubundaki 7.5 milyon nüfus, 2013 yılında toplam gelirin yüzde 31.3’ünü aldı. En üstteki bu 7.5 milyon kişilik varlıklı kesimin toplam kullanılabilir gelirden aldığı pay azalmıyor. Artıyor. Toplam gelirden aldıkları pay 2012 yılında yüzde 31.1 idi, 2013 yılında 31.3 oldu.
En alttaki 7.5 milyon kişinin toplam gelirden aldıkları pay ise yüzde 2.3 oranında. Yüzde 10’luk gelir dilimine göre en alttaki 7.5 milyon ile en üstteki 7.5 milyonun kullanılabilir gelirleri arasındaki fark 13.6 kat.
Kullanılabilir hane gelirinde de kullanılabilir eşdeğer hane halkı gelirinde de maaş, ücret, yevmiye, sosyal yardım gelirleri çok önemli. Toplam gelirin yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyor. Bunun içindir ki hane halkının gözü devlette. Devlet maaş artırır, harcamaların ucunu açarsa, gelir artıyor.
Eşdeğer hane halkı gelirinin yüzde 50 dolayındaki bölümü maaş, ücret, yevmiye geliri. Yüzde 20’si sosyal yardımlar. Toplam hane halkı gelirinde gayrimenkul gelirinin payı (kira gibi) sadece yüzde 3.3, menkul kıymetlerden gelen gelirin payı (faiz, borsa geliri gibi) yüzde 3.1 oranında.
Müteşebbis (girişimci) geliri, toplam kullanılabilir gelirin yüzde 19.6’sını oluşturuyor. Tarım gelirinin toplam gelirdeki payı yüzde 6.4, tarım dışı müteşebbis gelirinin payı yüzde 13.2 oranında.
100 hanenin 65’inin borç riski var
Eşdeğer hane halkı ortalama geliri Türkiye genelinde ortalama olarak 13.250 TL. Medyan olarak 10.024 TL. (Ortalama, tüm gelirlerin ortalamasıdır. Medyan, en yüksekten en düşüğe sıralanan gelirlerin en ortasındaki rakamdır.)
Eşdeğer hane halkı gelirinin yüzde 40’ı, yüzde 50’si esas alınarak yoksulluk sınırı hesaplanıyor. Buna göre hane halkının ne kadarının yoksul olduğu ortaya çıkıyor. Medyan gelirin yüzde 50’sine göre yapılan hesaplamaya göre nüfusun yüzde 15’i yoksulluk riski altında.
Gelire göre, göreli yoksulluk oranı İstanbul’da yüzde 8.6 iken, Batı Karadeniz’de yüzde 11.1, Ortadoğu Anadolu’da yüzde 12.5 oranında.
TÜİK hane halkı araştırmalarında, hane halkına değişik sorular yöneltiliyor. Örneğin konut giderlerinin ne kadar yük getirdiği soruluyor. Bu sorucu cevaplayanlardan çok yük getiriyor diyenlerin toplam hane halkına oranı 2012 yılında yüzde 22.2 iken, 2013 yılında yüzde 21.0’e geriledi. Ama borç ve taksit ödemede zorlandıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 25.1’den yüzde 26.3’e yükseldi.
Son olarak iyi haber, 100 hane halkının 60’ının kendilerine ait konutta oturuyor olmasıdır. Kötü haber ise ,100 hane halkının 65’inin (konut alımı ve konut masrafları dışında) değişik nedenlerle borç yükü altına girmiş, taksit ödüyor olmasıdır.