Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sarı inek iki hafta önce yavrulamış. Buzağısı kahverengi. Beyaz ineğin bir hafta önce dünyaya getirdiği buzağı ise alacalı benekli. Pek şirin. Kara inek 5 yaşında. Kocaman, dev gibi... Bugünlerde onun da doğum yapması bekleniyor.
Bodrum’da Farilya Gündoğan köyünün halka açık plajının hemen arkasındaki yürüyüş yolu boyunca lokantalar ve iki katlı moteller sıralanır.
Lokantalar ve moteller arasında geniş bir arsa var. Kamu veya vakıf malı olduğunu tahmin ediyordum. Bodrumlu bir aileninmiş. Teklif edilen yüksek paralara rağmen bugüne kadar satmamakta direnmişler. Songül ile kocası Mustafa Aktaş, işte bu geniş arsada inek besliyor, arsayı ekip biçiyor... Yıllardır, sabahın erken saatlerinde o arsanın önünden geçenler karı kocanın nasıl çalıştıklarını hayranlıkla seyreder.
Songül ve Mustafa Aktaş’ın hikâyesini daha önce yazmıştım. Yazının başında sözünü ettiğim sarı, beyaz ve siyah inek onların inekleri.

Haberin Devamı

Kara inek yakında yavrulayacak

Üretim çaba istiyor
Her yıl ilkbaharda arsadaki otları biçerler. İleride hayvanlara yedirmek için kalıplarlar. Songül tahta kalıba otları doldururken kocası kalıbın içinde ayaklarıyla otları sıkıştırır. Sonra iple bağlar. Balya halinde arsanın ortasına kümeler.
Otlardan arındırılan tarlayı sürerler. Önce mısır ekerler. Mısır toplanınca börülce ve susam yetiştirirler. Mısırı hayvanlara yedirirler, börülce ve susamı kuruturlar. Arsa sahibiyle bölüşürler.
Sabahın erken saatlerinde Songül’ün işi inekleri beslemek ve süt sağmaktır. İneğin sütünün bir bölümünü sağdıktan sonra buzağıya annesinin sütünü emme şansı tanır.
Songül ile Mustafa’nın iki çocukları var. Okul açıldığından bu yana Songül çocukları okula götürüyor, sonra bahçeye geliyor.

Hayat bazıları için zor
“Yurdumuzun insanına hayran olmamak imkânsız. Bazıları yaşamlarını sürdürmek, çocuklarını yetiştirmek için nasıl ekmeğini taştan (tarladan, hayvandan) çıkarıyor, bazıları da nasıl arsa ve tarla rantıyla hiçbir şey yapmadan yaşıyor? Gidiniz de Bodrum’da görünüz” diye yazmıştım. Yazmaz olsaydım.
Nazar değdi... Bizim köyün içindeki bu geniş alan da yapılaşmadan nasibini almak üzere. Daha önce sağı solu, arkası motel binalarının işgaline uğramıştı. Bu yıl yarısı otopark oldu. Ekilip biçilen, hayvan beslenen alan küçüldü. Songül ile Mustafa gelecek yıl burayı terk edeceklermiş.
Gelecek yıl Songül ve Mustafa’nın ineklerinin gezindiği yerlerde her bir dairesi en aşağı 1.5-2 milyon dolara (yanlış yazmadım, bu fiyata) satılacak “rezidans”lar yükselirse hiç mi hiç hayret etmeyeceğiz.
Bu sıcağa kar mı dayanır derler ya, işte Bodrum’daki bu “rezidans” fiyatlarına arsa mı, mandalina bahçesi mi dayanır?
Köyümüzün içindeki bir buçuk dönümlük mandalina bahçesinde bahçe sahipleriyle çay içerek sohbet ediyordum. ”Bugüne kadar dayandık ama artık satacağız” dediklerinde “Aman yapmayın... Aman etmeyin” diyecek oldum. “Babadan kalma bu bahçeyi elden çıkarmak istemediklerini ama verilen yüksek fiyat karşısında satışa razı olduklarını” söylediler.