Maliye Bakanı, Haydarpaşa gar binasının özelleştirme programında olduğunu tekrarladı. Özelleştirme gelirlerinin 70 milyar dolara ulaştığını belirtti. Özelleştirme İdaresi’nin (ÖİB) yayımladığı bilgiler ise farklı. ÖİB’in yayımladığı rakamlara göre 2014’ün ilk yarısına kadarki özelleştirme gelirleri 60 milyar dolar.
“Haydarpaşa gar binası”nın özelleştirilmesindeki “ısrarın” nedenlerini Başbakan ve bakanlar açıklasalar da biz de rahat etsek. Hükümet sadece gelir penceresinden bakarak, satılabilir tüm kamu varlıklarını “özelleştirme” kapsamında, paraya çevirmemelidir. Varlık satışıyla kamu işletmelerinin özelleştirilmesi farklı şeylerdir. Kamu varlıklarının satışı, kamu mülkünün kul mülküne çevrilmesi demektir.
Haydarpaşa gar binası kamunun mülküdür. Üç kuruş (veya birkaç milyon dolar) uğruna Haydarpaşa kul mülküne çevrildiğinde, o mülkten sadece mülk sahibi faydalanacak.
Üç para için değer mi?
İstanbul en büyük şehrimiz. Haydarpaşa bu büyük şehrin en görkemli binası. Bu binadan yıllardır İstanbul’a trenle gelenler, İstanbul’dan trene binenler yararlanıyor. Her büyük şehir nasıl tren istasyonunun görkemiyle övünürse, biz de Haydarpaşa ve Sirkeci gar binalarının görkemiyle avunuyoruz.
Üç para için (veya bizim bilemediğimiz nedenlerle) Haydarpaşa’yı satmak, trenlerin geliş gidiş istasyonunu Pendik’e, Söğütlüçeşme’ye nakletmek “değer mi”(!)
İstanbul’da otel, AVM, rezidans yapmak isteyen bina mı bulamıyor? İstanbul’da para bulanın, satın alabileceği binlerce yapı var. Ama Haydarpaşa’nın, Sirkeci garının benzeri yok. Bırakın bunlar gar olarak kalsın. Bunların satışıyla devlet “abat” olmayacak. Bunların geliri Ankara bürokratlarının 1 yıllık araç kira bedelini bile karşılamaz. O kadarı da eksik olsun.
Halkımızın “gık”ı çıkmıyor
Özelleştirme bizde sadece bütçeye gelir sağlamaya dönük bir varlık satışına dönüştü. Özelleştirmeye karşı olan yok. Uygulamanın yanlışlığı tartışılıyor. “Özelleştirme”nin hedefi, verimli işletilemeyen kamu işletmelerinin, özel sektöre devredilerek, daha verimli işletilmesinin sağlanmasıdır. Bizdeki özelleştirmeyse varlık satışına dönüştü. İşletmeler işletilmek için değil, arsaları, binaları için satın alındı. Sadece imtiyazlı işletmeler, tekel konumundakiler faaliyetlerini sürdürüyor.
İki soruya cevap arayalım:
(1) Özelleştirme sayesinde Türk ekonomisinin gücü arttı mı?
(2) Özelleştirme gelirleri sayesinde devlet, borçlarını azalttı mı? Bu gelirlerle üretime dönük yeni yatırımlar yaptı mı?
Devletin kasasına giren 60 milyar doların 8 milyarı 2003’e kadarki özelleştirmelerin geliridir. 10 yılda kasaya 52 milyar dolar girdi. 10 milyar dolarlık bölümü halka arz yoluyla yapıldı. Kalanı blok satış, doğrudan satış geliridir.
Haydarpaşa “şimdilik“ kamu mülkü. Türkiye’deki herkesin ortak mülkü. Bu mülkü kula satarken, bugünkü sahiplerinin rızasını almak gerekmez mi? “Satalım mı, satmayalım mı?” diye sormak gerekmez mi? (Diyeceksiniz ki “gık” çıkaran olmadığına göre, Haydarpaşa’nın sahipleri satılıp satılmamasıyla hiç mi hiç ilgilenmiyor.)
1984-2014 yılları arasında gerçekleştirilen özelleştirme işlemleri
- Özelleştirme programındaki kuruluşların hisse satışları 21.750
- Özelleştirme programındaki kuruluşlara
ait bağlı ortaklık, iştirak, tesis ve varlık satışları 26.469
- Özelleştirme programındaki kuruluşların halka arzı 9.572
- Özelleştirme programındaki kuruluşların BIST'de satışı 1.261
- Yarım kalmış tesis satışı 4.368
- Özelleştirme programındaki kuruluşlar veya kuruluşlara ait bağlı ortaklık, iştirak, tesis ve varlıkların bedelli devirleri 1.186
TOPLAM 60.245
Kaynak: Özelleştirme İdaresi
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024