Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul başta olmak üzere, birçok şehrin 1900’lü yıllar öncesi görüntüleri bugünlere, dönemin “Saray Fotoğrafçıları “sayesinde gelebildi.
1850’lerden sonra değişik yollardan ve değişik vesilelerle İstanbul’a gelen ve saray tarafından himaye edildikleri için “Saray Fotoğrafçıları” olarak adlandırılan Abdullah Biraderler (Vive, Hovsep Abdullahyan ve Kevork), Kargopoulo, Sabah&Joallier ve Berggren bunların en önemlileridir. Zamanın padişahları Abdülaziz ve II. Abdülhamit bu fotoğrafçıları değişik yollardan destekledi.
Dönemin diğer “Saray Fotoğrafçıları” kadar sarayın desteğine mazhar olamayan, fakat diğer fotoğrafçılardan daha fazla şehir görüntülerini fotoğraflayan Berggren’in (1835-1920) koleksiyonunun çok büyük bir bölümü bugün “Burak Müzayedecilik” tarafından açık artırmayla satılacak.
Burak Temiz isminde genç bir meraklı, zaman zaman düzenlediği müzayedelerle eski fotoğrafların, belgelerin, objelerin, kitapların, hat ve gravürlerin meraklılara ulaşmasına aracılık ediyor. Bu müzayedelerden bugüne kadar tek bir şey alamadım ama her müzayede için bastırılan katalogları dikkatle okurum. Bu kataloglar eski tarihi anlamama, geçmişte olan biteni öğrenmeme yardım ediyor.

Her biri bir belge
Bugünkü müzayedenin kataloğunda Berggren’in “Panaroma de Constantinople” albümündeki fotoğrafları ile İstanbul’da ve diğer şehirlerde çektiği fotoğraflar hakkında bilgi veriliyor.
Berggren’in yaşam öyküsü ilgimi çekti. “O zamanlar İstanbul’da ne insanlar yaşamış!” diyerek etkilendim.
Berggren 1835’te Stockholm’de doğdu. Bir marangozun yanında çırak olarak çalıştı.1855 yılında Stockholm’den ayrılarak Avrupa ülkelerinde dolaşmaya başladı. Berlin’de fotoğrafçılık yapan bir kadının dükkânında, fotoğraf makinelerinin tamirini, fotoğraf tekniklerini öğrendi. Sonra gene ülke ülke, şehir şehir gezmek için yola çıktı. Odesa’ya kadar geldi. Odesa’dan gemiyle Marsilya’ya geçmek isterken, yol üzerinde uğradığı İstanbul’a âşık oldu. Ölünceye kadar İstanbul’da yaşadı.

Eski yaşamlar
Büyükdere’de Hotel La Pierre’in içinde “Guilliaume Photographie” ismiyle bir fotoğrafhane açarak saray mensuplarının portrelerini çekti. Daha sonra Pera’ya taşındı. Fotoğrafhanenin ismini ”Photographie Parisenne” olarak değiştirdi. Rum asıllı Amelie Manapulo ile evlendi. Üç çocuğu oldu.
Diğer Saray Fotoğrafçıları rekabet nedeniyle Berggren’i dışlayınca, sarayın desteği olmadan yaşamak mecburiyetinde kaldı. İstanbul’da ve Anadolu’da diğer fotoğrafçıların gitmedikleri yerleri fotoğraflamaya başladı. Bağdat Demiryolu yapımında 1880’lerde Goltz Paşa ile Anadolu’yu gezdi. İstanbul ve Anadolu fotoğraflarını Avrupa’nın ünlü kartpostal yapımcılarına satarak yaşamını sürdürdü. Yurtdışında basılan Türkiye ile ilgili kartpostalların çoğu Berggren imzasını taşır. 1920 yılında İstanbul’da öldü. Feriköy mezarlığına defnedildi. Çocuklarının ne yaptığı bilinmiyor.
Bugün bir koleksiyonerin yıllardır topladığı Berggren albümleri, fotoğrafları satılıyor. Bakalım bu koleksiyon, dağılmadan, fotoğrafları yayımlayacak veya sergileyecek kişi veya kurumların eline geçebilecek mi?