Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ekim ayında gıda ve alkolsüz içki fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 12.56’ya yükseldi.
Enflasyon hesabı her ay 432 maddenin fiyatındaki değişime bakılarak belirleniyor.
Ayşe Hanım Teyzem gibiler daha çok gıda maddelerinin fiyatıyla ilgileniyor. Gıda maddeleri fiyatları da 129 maddenin fiyatındaki ortalama değişime göre belirleniyor. Ekimden ekime bu 129 gıda maddesi ile alkolsüz içeceklerin fiyatındaki artış yüzde 12.56 oldu.
Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam gibi orta ve ortanın altı gelir grubundakiler ülke enflasyonunu belirlemek için fiyatı izlenen 432 maddenin, gıda enflasyonunu belirlemek için fiyatı izlenen 129 maddenin hepsine para harcamazlar.
Onlar için önemli olan, zorunlu gıda maddeleri fiyatındaki, elektrik, gaz, dolmuş fiyatındaki değişimdir.
İşte o nedenle Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcam gibiler, aylık enflasyon rakamları açıklandığında “Bu rakamlar gerçekçi değil... Biz cebimizden çıkan paraya bakarız. Enflasyon daha yüksek” derler.

Üretici fiyatı artışları...
Tüketici fiyatı, son kullanıcının ödediği fiyattır. Ama onun gerisinde, üretici fiyatı, toptancı fiyatı vardır. Üretici fiyatının arkasında da mal ve hizmetin maliyet rakamı durur.
İşte onun için “Tüketici fiyatı neden arttı?” diyerek merak edenlerin öncelikle üretici maliyetlerine bakması gerekir.
Tüketici fiyatlarının (daha basit anlatımıyla, enflasyonun) üretici maliyetlerinin üzerinde artması da mümkündür.
n Eğer bir mal ve hizmetin üretimi yetersizse, mal ve hizmet arzı talebin altında kalmışsa, tüketici fiyatı maliyetin üzerine çıkar.
n Eğer piyasada para bolsa, tüketici parayı kolaylıkla harcıyorsa, tüketici fiyatları ile üretici fiyatları arasındaki fark büyür.
Ankara para musluğunu kısıyor. Bırakınız bol para bulmayı, insanlar zorunlu harcamalarını yapacak kadar para bulmakta da zorlanıyor.
Bu ahval ve şerait altında tüketici fiyatlarındaki artışın arkasında “maliyet artışı” var. Tarımda da sanayide de üretimde ithal girdi payı arttı. Döviz fiyatındaki yükseliş, ithalat girdi fiyatlarını ve sonunda da maliyeti artırıyor.
Gıda maddelerinde ise;
(1) hem maliyet artışı, (2) hem de yetersiz üretim (kıtlık) üretici fiyatlarının artmasına yol açıyor.
Ekim ayında üretici fiyatlarındaki ortalama artış yüzde 10.10 oldu. İmalat sanayii ürünlerinde yıllık artış genelde yüzde 10.84 ama işlenmiş gıda ürünlerinde yüzde 19.23 oranında artış var.

ÜFE gerilemeden...
Gelelim enflasyonun suçlusunu bulmaya... Enflasyon yüksek çıktıkça suçlu avı başlar... Bazı aylar enerji fiyatları, bazı aylar işlenmiş gıda maddesi fiyatları, bazı aylar biber veya domates suçlu olarak ilan edilir.
Şimdilerde TÜİK, “suçlu” arayışında “onu çıkararak, bunu çıkararak” farklı enflasyon rakamları açıklıyor.
Ekim ayı açıklamalarında görülen o ki mevsimlik ürünler çıkarılsa da enflasyon yüzde 9.28 oluyor. İşlenmemiş gıda ürünleri çıkarılsa yüzde 8.56’ya iniyor. Enerji hariç yüzde 9.71 olarak hesaplanıyor. Alkollü içkiler, altın, KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergiler hesap dışı tutulsa da enflasyon yüzde 9’un altına inemiyor.
Büyümeyi yavaşlatmakla, sıkı para politikasıyla enflasyonu aşağıya çekemiyoruz. Görülüyor ki enflasyonun arkasında;
(1) Üretimdeki yetersizlik-Çarpık ve verimsiz üretim yapısı ile (2) Yüksek ithal girdi nedeniyle döviz fiyatlarının maliyet artırıcı etkisi var.

Ayşe Hanım Teyzem’in enflasyonu yüzde 12.56