Antakya yakınında Amik Ovası’nda, Asi Nehri kıyısında, milattan önce 2 bin yılında var olan Antik Alalah’tan, Mukiş Krallığı’nın kalıntılarından, bu alanda yapılan kazılardan çoğumuzun haberi yok. Çoğumuz da bu gibi konulara ilgi duymuyor.
Antik Alalah (yeni adıyla Tel Açana Höyük), Anadolu, Yakındoğu ve Doğu Akdeniz Tunç Çağı kültürlerine ait bulguların açığa çıkarıldığı bir kazı alanı. Orta ve Geç Tunç çağlarında Mukiş Krallığı’nın başkenti olan Antik Alalah’ta 1936-1939 ve 1946-1949 yıllarında British Museum adına kazı yapan İngiliz arkeolog Sör Leonard Woolley kıymetli heykelleri ve kalıntıları alıp Londra’ya götürdü. Şimdilerde bunlar British Museum’da sergileniyor.
Kazılarda MÖ 3400-1194 arasına tarihlenen 17 kültür katı (17 katman) bulundu. Kazılar Mezopotamya ve doğusu ile Ege ve batısı arasındaki kültür etkileşimini göstermesi ve Amik Ovası’nın kronolojisini vermesi bakımından önem taşıyor.
Höyüğün dördüncü katında bulunan ve MÖ 15. yüzyıla tarihlenen çok katlı saray. Sarayın odalarında bulunan, Hurri dilinde yazılmış tabletler çok değerli. Alalah yaklaşık MÖ 1200’de denizden gelen halklarca yok edildi. Şimdilerde kazıları Koç Üniversitesi sürdürüyor.
O zaman da insanlar savaşıyordu
İngiliz Arkeolog Woolley’in yaptığı kazılarda MÖ 15. yüzyıla tarihlenen IV. tabakasında çiviyazılı tabletlerin yanı sıra, Alalah’ın meşhur krallarından biri olan İdrimi’nin heykeli ve kitabesi de bulundu.
British Museum’da teşhir edilen İdrimi’nin heykeli ve kitabesi, MÖ 15. yüzyıl Alalah’ının siyasi tarihi hakkında bilgi veriyor. Kitabede, Halep kralı İlim-İlimma’nın oğlu İdrimi’nin anlaşılamayan nedenlerle Emar’a kaçmak zorunda kaldığını anlatılıyor. Kenan’da saklandıktan sonra Mukiş ve diğer bölgelerdeki sadık takipçilerinden bir ordu oluşturarak, ata topraklarını tekrar ele geçirmiş ve kendisini Mukiş’in ve Alalah’ın kralı ilan etmiş.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Dr. Cemil Bülbül, Alallah ile ilgili geniş araştırmasında Kral İdrimi kitabesindeki yazıtların Türkçe anlamlarını veriyor.
Bu yazıtlar, Ortadoğu’da MÖ 16. yüzyıldaki durum ile 2014’teki durum arasında fark olmadığı görülüyor. O zaman da insanlar savaşıyor. Bugün de. İşte Kral İdrimi’nin heykelinden, kendi anlatımıyla MÖ 16. yüzyıldaki durum:
Satır 1-4: Halep’te, ecdadımın evinde, bir saldırı (düşmanca bir taarruz) meydana geldi, öyle ki biz, annemin akrabalarının oturduğu Emar halkına sığınmak ve orada oturmak zorunda kaldık.
Satır 58-63: Sonra ben kral oldum. Civardaki krallar, Alalah’ta bana karşı saldırıya geçtiler. Onlar, vaktiyle atalarımın cesetlerini toprağın üstüne, üst üste yığmışlardı, bu yüzden ben de onların cesetlerini toprağın üzerine, üst üste yığmak suretiyle onların seferberliğine (savaşına) son verdim.
Mal-mülk merakı eski merak
Satır 64-67: Sonra, piyadelerimi aldım ve Hatti memleketine hücum ettim.
Onların idaresi altındaki yedi şehri, ki bu şehirler Paşşahe, Damarut-re’i, Hulahhan, Zise, Ie, Uluzina ve Zaruna idiler, tahrip ettim.
Onlardan esirler aldım, onların mallarını-mülklerini ve değerli eşyalarını ganimet olarak aldım ve onları yardımcılarıma, akrabalarıma ve dostlarıma dağıttım.
Satır 77-86: Sonra Mukiş’e döndüm ve başkentim Alalah’a girdim.
Hatti’den getirdiğim esirler, eşyalar, mal-mülk ile bir saray inşa ettim.
Rejimimi (yönetim düzeni) kralların rejimi gibi yaptım.
Kardeşlerimi kralların kardeşleri gibi, oğullarımı kralların oğulları gibi, akrabalarımı kralların akrabaları gibi yaptım.
H H H
Evet... Görüyorsunuz ki bu topraklarda MÖ 16. yüzyılda durum ne ise, bugün de aynı...
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024