TİM açıklamalarına göre, eylülden geriye 12 ayda ihracat geliri yüzde 4.2 oranında arttı. Aylık artışlara “Tarihi rekor” diyerek sevinerek zaman harcıyoruz ama sonuçta ihracattaki artış yetersiz.
Biz ihracatı neden artırmak istiyoruz?
- İhracat gelirine ihtiyacımız var. İhracat artıkça önce dış ticaret açığı, sonra cari açık küçülecek. Borçlanma ihtiyacımız azalacak.
- Ekonominin büyümesi, yatırımın ve üretimin artmasına bağlı. Talep olmadan ne yatırım ne üretim yapılır. İç talep frenlendi. Daraldı. Yatırım ve üretim artışı, büyüme ihracata bağlı hale geldi. İhracat artacak ki içeride yatırım, üretim, istihdam ve sonunda büyüme artsın.
TÜİK önceki gün ocak-ağustos dönemi dış ticaret rakamlarını açıkladı. Ağustostan geriye 12 aylık dönemde dış ticaret açığı 86.3 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı sonuçta cari açığı oluşturur.
Ağustostan geriye cari açık (henüz açıklanmadı) 49.5 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
Doğalgaz zammı kaçınılmazdı. Son iki yılda dolar fiyatındaki yüzde 25 artış gaz fiyatına yansıtılamamıştı. Doğalgazın alım ve satım fiyatları arasındaki farkı bütçeden karşılama imkânı kalmamıştı.
Dün açıklanan zam oranı yapılması gereken zammın yarısıdır. Bu nedenle önümüzdeki günlerde yeni zamlar gelecektir.
Bütün mesele doğalgazın dolarla alınarak TL ile satılmasındadır. Dünyada doğalgaz fiyatı gerilese de bizde dolar fiyatı artıkça doğalgaza zam geliyor, gelecek.
Doğalgazın yüzde 45’ini elektrik santralleri, yüzde 25’ini sanayi, yüzde 20’sini konutlar kullanıyor.
Doğalgaza zam yapılınca, üretiminin yarısı gaz ile yapılan elektriğe de zam yapılıyor. Gaz, kömür, su, rüzgâr ayrımı yapılmadan hangi kaynağa dayanırsa dayansın elektrik de benzer ölçüde zamlanıyor.
Elektriğin %24’ü...
Bugün Türkiye’ye gelecek olan Amerikan Başkanlık İhracat Konseyi (President’s Export Council PEC) heyeti ziyareti, medyaya “Amerikan ticari devlerinden Türkiye’ye çıkarma” başlığıyla duyuruldu.
PEC nedir? PEC heyeti Türkiye’ye neden çıkarma yapıyor? Bu konularda okuyucularıma bilgi vereceğim.
PEC, Başkanlık İhracat Konseyi, ABD Başkanı’na bağlı ABD’nin ihracatının artırılmasına dönük uygulamalar konusunda başkanı bilgilendirmek ve başkanın politikaları doğrultusunda ABD ihracatını geliştirmek amacıyla faaliyet gösteren, 1979 yılında oluşturulan bir çalışma grubudur.
Grupta, ABD’nin dış ülkelere en fazla ihracat yapan 28 kuruluşunun tepe yöneticileri ile belli sayıda kongre üyesi ve bakanlık temsilcileri yer alır.
Çalışma grubu yılda en az 2 defa toplanır. Çalışma grubunun faaliyetleri hakkında başkana Ticaret Bakanı aracılığıyla bilgi verilir.
ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker’ın başkanlığında Türkiye’ye gelecek heyette, Türkiye’ye ihracat yapan, Türkiye’de yatırımları, temsilcikleri bulunan Türkiye’ye mal satan ABD’nin büyük şirketlerinin CEO’ları yer alıyor.
IBM, Boeing, UPS, Pfizer, Xerox, eBay, Marriott, Lockheed Martin ve AES gibi büyük şirketlerin üst düzey
Enerji Bakanı Taner Yıldız müjdeyi verdi(!). ‘Doğalgaz ve elektrik zammı gecikti’ diye üzülenler (büyük olasılıkla) akşama - sabaha muratlarına erecek. Doğalgaz ve elektrik zamları açıklanacak.
Doğalgaza Ekim 2011’de yüzde 14.3, 1 Nisan 2012’de yüzde 18.7 ve
1 Ekim 2012’de 9.8 zam yapılmıştı. 2011 - 2012 döneminde doğalgaza yapılan zam toplam yüzde 48.9 idi.
Aynı dönemde elektriğe de sırasıyla yüzde 9.57, yüzde 8.10 ve yüzde 9.81 zam yapıldı. Elektrik fiyatları 3 zamdan sonra yüzde 30 arttı.
Son zammın yapıldığı 1 Ekim 2012 tarihinde dolar 1.78 TL idi. Dolar şimdilerde 2.25 TL’den satılıyor. Dolar fiyatı yüzde 26 dolayında arttı. (Doğalgaz ithal fiyatlarının ne olduğu ve nasıl değiştiği ise açıklanmıyor.)
Geçen hafta sonu doların 2.25’leri bulduğunu ve bunun Türkiye için çok ciddi tehdit olduğuna işaret eden Enerji Bakanı, “Dövizle alıp, TL ile satan bir ülke olduğumuz için” her maliyet artışının direnç noktamızı etkilediğini söyledi ve “Doğalgaz ve elektrik zammı için pazartesi akşamına kadar vaktimiz var” dedi. Demek ki zammı belirleme süresi bu akşam doluyor.
Zam artık kaçınılmaz
Eğitim yılına “yenilikler”le başladık. Yeniliklerimiz okul programlarında din eğitimine ayırılan saatlerin artırılması, okullarda mescit açılması, öğretmenlere tanınan başörtüsü serbestisinden sonra 9 yaşından itibaren kız öğrencilerin de okula başörtüsüyle gelebilmelerine izin verilmesidir.
Uzun süredir eğitim denilince sadece bunları tartışmaktan, okullarımızda öğrencilere verilen eğitimin yeterliliği konularına eğilmeye fırsat bulamıyoruz. Eğer Türkiye olarak dünya minderlerinde güreşe çıkacaksak, güreşçilerimizi başka ülkelerin güreşçileriyle güreş tutabilecek şekilde yetiştirmek zorundayız.
Eğer bilimde teknolojide, sanatta, ekonomide, tarımda, üretimde başka ülkelerle rekabette yok olmamak istiyorsak, çocuklarımıza onların çocuklarıyla aynı eğitimi vereceğiz.
Uluslararası değerlemeler, okullarımızdaki eğitim seviyesinin çok düşük olduğunu gösteriyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) her 3 yılda bir, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) kapsamında, değişik ülkelerin öğrencilerinin 3 ana konuda seviyelerini belirliyor.
Öğrencilerimiz 42’nci sırada
2012’de OECD üyesi ve PISA’ya iştirakçi toplam 64 ülkede 15 yaş grubu öğrenciler üzerinde
Şimdilerde üretici fiyatlarındaki değişim hem ”yurtiçi üretici fiyatları“ olarak hem de “yurtdışı üretici fiyatları” olarak 2 farklı pencereden izleniyor.
- Yurtiçi üretici fiyatları, üreticinin yurtiçindeki satış fiyatındaki değişimi gösteriyor.
- Yurtdışı üretici fiyatları ise, içeride üretimi yapılan ve yurtdışına satışa konu olan ürünlerin üretici fiyatlarındaki değişimi veriyor.
Yurtdışına satışlar yabancı para (dolar ve euro) ile yapıldığından, yurtdışı üretici fiyatları yabancı paranın (cari döviz kuru üzerinden) Türk Lirası’na dönüştürülmesiyle izleniyor.
- Ağustos ayından geriye 12 aylık dönemde ortalama olarak yurtiçi üretici fiyatları yüzde 9.55 oranında artarken, yurtdışı üretici fiyatları artışı yüzde 15.55 oldu.
Geçen yılın ağustos ayında 12 aylık ortalamaya göre, yurtiçi üretici fiyatlarında artış yüzde 3.39 iken, yurtdışı üretici fiyatlarındaki artış yüzde 1.77 idi. Bu yılkinin tersine bir durum vardı. Yurtdışı üretici fiyatları artışı daha azdı.
‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Sistemine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlandı.
Kısaca, TANAP diye adlandırılan projenin hedefi, Şah Denizi’nden çıkarılacak Azeri gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak boru hattının inşasıdır.
Proje kapsamında, Türkiye’nin Gürcistan sınırından başlayarak, Yunanistan sınırına kadar 1.800 km uzunluğunda, 142 cm çapında boru hattı döşenecek.
Başlangıçta 10 milyar metreküpü Avrupa’ya, 6 milyar metreküpü ise Türkiye’ye olmak üzere yıllık 16 milyar metreküp doğalgaz sevkiyatı yapılacak.
İlk safhası 2018’de tamamlanması öngörülen projede Türkiye yüzde 30 paya sahip.
TANAP projesinin toplam maliyetinin 12 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor. Döşenecek doğalgaz borusundan Türkiye kullanımı için Eskişehir ve Trakya’dan gaz alınacak.
Büyüyoruz. Büyüyünce gelir artıyor. Acaba artan gelir hane halkının yaşamını nasıl etkiliyor?
Acaba 2002 yılından bu yana hane halkının gelir ve yaşamı nasıl değişti?
Yoksulluk azaldı mı?
TÜİK’in “Gelir ve Yaşam Koşulları” araştırmalarındaki bilgilere göre, sayın okuyucularıma, hane halkının 2006’dan 2013 yılına yaşamının nasıl değiştiğini gösteren bilgiler vereceğim.
- Ülkede gelirin artması önemli ama artan gelirin hane halkı arasında nasıl dağıldığı da önemli.
İyileşme az
2006 yılında nüfusun en alt gelire sahip yüzde 10’luk dilimi gelirin yüzde 1.8’ini paylaşırken bu gruptaki hane halkının kullanılabilir gelirden aldıkları pay yüzde 2.3’e yükseldi.