Hükümetin yeni yasa tasarısında hedef “Yargıtay ve Danıştay yeniden düzenlenmesi...”
“İstinaf mahkemeleri (bölge mahkemeleri)” kurulacağı için her iki yüksek mahkemenin de daire ve üye sayılarının düşürülmesi makuldür.
Yüzde 50’den fazla üye ve dairenin “silinmesi” öngörülmekte.
Zaten HSYK yapısını değiştiren 12 Eylül 2010 anayasa referandumu öncesinde de Yargıtay ve Danıştay’ın daire ve üye sayıları şimdi getirilmek istenen sayılar kadardı.
......................
Peki...
Neden ve nasıl artırıldı?
Bu sorunun cevabı, yeni yasa tasarısıyla “Yargıtay’ı ve Danıştay’ı” yeniden düzenleme sürecindeki halkalarla verilebilir.
Şöyle ki:
.......................
1- 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği ile HSYK yapısı yeniden düzenlenme yolu açıldı.
2- Yeni HSYK üyeleri için bütün ilk derece hakim ve savcıları seçim yaptı.
Sandıklardan çıkan sonuç genellikle “Cemaat + AK Parti ağırlıklı bir HSYK’nın oluştuğudur.”
Hatta...
“Aslan payının Cemaat’e ait olduğu” konuşuluyordu.
Ancak...
O zamanlar AK Parti için bu bir sorun değildi.
3- Yargıtay’ın durumu ne olacaktı?
Var olan Yargıtay yapısında eskilerin çoğunlukta olduğu düşünülmekteydi.
O halde üyelerin ve dairelerin sayısı artırılırsa daha önceki dönemlerde seçilmiş eski üyeler azınlıkta kalacaktı.
Bunun üzerine üye sayısı artırıldı.
Yani...
Şimdi yarı yarıya indirilmek istenen daire ve üye sayısı öyle bir sürecin ürünü olarak artmıştı.
Oysa...
“İstinaf mahkemeleri” tasarısı zaten hazırdı, üstelik değil artırmak, o zamanki sayıyı bile yarı yarıya indirmeyi öngörüyordu.
Böylece Cemaat ağırlıklı HSYK’dan sonra yeni üyelerle de Cemaat ağırlıklı Yargıtay hedefi de gerçekleşmiş oluyordu.
4- Fakat...
17-25 Aralık olayları bir anda AK Parti ile Cemaat’in yollarını ayırdı.
Ve...
2010’da seçilen HSYK üyelerinin süresi doldu.
“Yargıda birlik” olarak AK Parti + CHP + MHP’ye yakın oldukları düşünülen üyelerden oluştu yeni HSYK.
Yeni seçilen üyeleriyle HSYK’da Cemaat dışarıda kaldı.
5- Bununla beraber, özellikle Yargıtay’da Cemaat’e yakın olarak etiketlenen üyeler ne olacaktı?
Gene aynı “Cemaat’in göreceli ağırlığının düşürülmesi için yüksek mahkemede üye sayısı gene bir kez daha artırıldı.”
6- Böylece, en yeni HSYK ile Yargıtay ve Danıştay’da artırılan sayı gereği yeni üyeler Cemaat dışından seçildi.
Ne var ki hâlâ -doğru veya yanlış- “Cemaatçi diye etiketlenen üyeler görevdeydi.”
7- Şimdi yeni düzenleme ile -başka gerekçelerin, örneğin istinaf mahkemelerinin devreye gireceğinin yanı sıra- Yargıtay ve Danıştay’dan hâlâ var oldukları düşünülen Cemaat’e yakın diye etiketlenen üyeler tamamen uzaklaştırılacak gibi görünüyor.
Çünkü...
Yargıtay ve Danıştay’da üye ve daire sayıları yarı yarıya düşürülmekte.
Bununla kalınmayarak, tüm üyelerin görevlerine nokta konulması öngörülmekte.
HSYK ve Cumhurbaşkanı yeni üyeleri sıfırdan seçecek.
........................
Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı için bu yeni tasarı bu amaca odaklı olduğu nispette olumludur. Yargı, parti, Cemaat ve diğer aidiyet gölgelerinden elbette arınmış olmalı.
........................
Burada...
Yeni tasarının kanunlaşması halinde “Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilip edilmeyeceği” gibi “ciddi” tartışmalar var.
Bu tartışmaların “hukuk devleti, demokrasi” gibi temel ilkeler açısından önemli olduğu açıktır.
Fakat...
“Teoride kalacağı ve pratikte bir sonuç sağlamayacağı” da açıktır.
Çünkü...
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları geriye işlemez, kanun çıktıktan sonra Yargıtay ve Danıştay’ın daire ve üye sayıları yarı yarıya indirilir, tamamına yeni üyeler seçilebilir.
İptal kararı ise bütün bunlar yapıldıktan sonra açıklanacağına göre -geçmişe dönük sonucu olmayacağı için- atı alan Üsküdar’ı geçer.