Şiddet ve terörün tarihe “Hıristiyan-lıktan” örneklerle devam...
Haçlı Seferleri “Hıristiyan dünyasının terör ve şiddet” hareketlerinin en büyük çaplı ve en kanlı örneklerinden biridir.
1905 yılında Papa II. Urban’ın “kilise konseyinde” yaptığı çağrıyla başladı.
Amaç -Hıristiyanlığın doğduğu- Filistin’deki “Kutsal Toprakların” ele geçirilmesiydi.
Şehir Müslümanların yönetimindeydi.
Papa’nın çizdiği rota “Kudüs”tü ama Haçlı orduları önce Alman topraklarına yöneldiler.
Ren bölgesinde yaşayan Yahudileri imha ettiler, Yahudilerin servetlerine el koydular.
Bu arada bölgedeki Hıristiyan şehirlerini de yağmaladılar.
Sonra...
Kudüs’e girdikten sonra da “Sarrasinleri (*)” Süleyman’ın tapınağına kadar katlederek ilerlediler.
Bazı kitaplarda “Akan kanlar Haçlı askerlerinin bileklerine kadar yükselen bir göl oluşturuyordu” diye yazar.
Katliam bir hafta sürmüştü.
Sadece El Aksa Camii’nde öldürülenlerin sayısı 70 bini aşıyordu.
Kıbrıs adasında yaşayan Hıristiyanlar da 3 hafta boyunca kadın ve çocuklar dahil masum insanları katlettiler.
Diğer Haçlı Seferleri’nde de çok kan aktı, katliamlar yapıldı.
Örneğin...
4. Haçlı Seferi’nde bu kez de İstanbul’a geldiler.
Bizans’ı da yağmalıyorlar.
Sadece I. Haçlı Seferi değil, her vesileyle Avrupa’daki Yahudiler kitle halinde öldürüldüler.
Hayatta bırakılanlara “araba tekerleği” simgesi işlenmiş elbiseler giyme zorunluğu konuldu.
1290 yılında İngiltere’den 1394 yılında Fransa’dan bütün Yahudiler kıyıldı ya da gönderildi.
........................
Protestanlığa ilk esinleri veren Jan Hus’un takipçilerine “Hussitler” denirdi.
Hus 1415 yılında yakılarak öldürüldü.
Hus’un takipçilerine ise 5 “Haçlı Seferi” düzenlendi.
.......................
Katolik Kilisesi’nin katı kurallarına karşı mücadele eden Kuzey İtalya’daki ve Fransa’nın Güney bölgesinde yaşayan Catharlara karşı da Haçlı Seferleri başlatıldı.
Çünkü...
Cathar rahiplerinin görev yapıkları kiliselere “şeytanın kilisesi” hükmü çıkmıştı, öldürülmeliydiler.
“Catharlara karşı savaşta ölenler doğrudan cennete gideceklerdi”, kilisenin vaadi buydu. (Böyle bir söylemi son yıllarda IŞİD’den duymuyor muyuz?)
......................
Sonra...
Bu kilise terörü krallar ve imparatorlarla ortak kararla “kurumsallaştı.”(!)
“Engizisyon” mahkemeleri kuruldu.
Hatta Papa’nın yazılı emriyle “işkence yapılması” dini yasa haline dönüştürüldü.
“Dinden sapanlar” yakılacaktı.
Çünkü...
Mezarlıklar kutsaldı, gömülemezlerdi.
Fransa’da, İspanya’da engizisyon mahkemelerinde 100 binlerce kişi yargılandı.
Yahudilere “Ya Hristiyan olacaksın, ya da gideceksin” denildi.
Bu arada yakılarak ya da kılıçtan geçirerek katliam sürüyordu.
Hıristiyanlığı kabul edenlere “coversos (dönme)” deniyordu.
Bazı dönmeler zaman içinde “asalet” unvanlarına bile sahip oldular.
Yüksek mevkilere geldiler. (Kilisede bile)
Hatta Kristof Kolomb’un “Amerika’nın keşfi” seferinin masraflarını karşılayan Gabriel Sanchez de bir dönmeydi.
.......................
Müslümanlara da “Ya Hristiyan ol, ya git” kuralı uygulandı.
Bazıları kabul ettiler, onlara da “moriscos” deniyordu.
Ancak sonraları moriscoslar da İspanya’dan gönderildi.
Bilim adamlarına yapılanları, Avrupa’nın bütün ülkelerinde “cadı” iddiasıyla binlerce kadının yakıldığını... Fransa’da “Saint Bartholomev” katliamı adıyla tarihe geçen süreçte binlerce, on binlerce Protestan da öldürüldü.
6 milyon Yahudi’nin Hitler Almanya’sının Nazi yönetiminde öldürülüşünün izleri işte böyle gerilere uzanmaktadır.
Brezilya’da, Afrika’da, Meksika’da da toplu kıyımlar, “Kızılderililere soykırımlar” uzak tarih değildir.
.......................
Bir başka yazıda da “Sömürgecilik ve Terörizm”i yazarım.
.......................
Ayrıntılı bilgi için, bu yazıda da yararlandığım, Onur Öymen’in “ARKA PLAN-Teröre Yön Verenler” adlı kitabı.