Bana ilginç gelen bir haber okudum.
Sıkı durun…
“Prens Harry ve eşi Meghan Markle aslında akrabaymış!..”
Yeşilçam filmlerindeki gibi, “tam nikâh kıyılmak üzereyken salonda yankılanan, ‘Durun, siz kardeşsiniz, evlenemezsiniz” sahnelerini hatırlarsınız.
Öyle yakın bir akrabalık değil. Çok çok çok uzak kuzenler.
Mail Online’ın yazdığına göre akrabalık ilişkisi şöyle:
Ralph Bowes 1480’de İngiltere Durham Streatlam’da doğdu.
Ailesinin nesiller boyu yerleştiği Streatlam Kalesi’nde 1480-1580 yılları arasında yaşadı.
İşte bu şahıs hem Prens Harry’nin hem de Meghan’ın büyük büyük büyük büyük ……. büyük büyük babasıydı.
Soy, Prens Harry’nin tarafında Kraliçe Anne’ye uzanır.
Meghan’ın babası Emmy ödüllü görüntü yönetmeni Thomas Markle’nin soyunun izi de Ralph Bowes’a dayanıyor.
Mülkleri bir dizi erkek vâris aracılığıyla sonunda milletvekili olan Sir George Bowes’a geçti.
Sonrasında 1952’de Kraliçe olan Elizabeth II de bu soydan.
Yani Harry’nin babaannesi.
…………….
Meghan sülalesine geçelim.
Ralph Bowes’in torunu Surrey, Dorking’den John Hussey ile evlendi.
Torunları Christopher Hussey 1632’de Amerika’ya göçtü. Ve…
Massachusetts’in kuruluşunda bulundu.
Mail Online, sonunda Meghan’ı üretecek olan ailenin baba tarafından bu soy olduğunu araştırmalarıyla belirledi. (Hıristiyanlıkta, doğan çocuklar kiliseye kaydedildikleri için bu defterlerden soy araştırması yapılabiliyor.)
………………….
Hey gidi Ralph Bowes, 700 yıl sonra İngiltere kraliyet ailesinde bir skandala neden olacağını herhalde aklından bile geçirmemiştir.
ÇOK MARİFETLİ MEGHAN
Meghan’ın bir “asalet, servet, şöhret avcısı olup olmadığı” tartışılıyor.
Özellikle çiftin yayımladığı son “Yedek” kitabından sonra…
Okuduklarıma göre, Meghan kendini iyi yetiştirmiş, hayatı tırnaklarıyla kazıyarak Harry’le evliliğinden önce de başarıyı kucaklamış bir genç kadın.
Ne beyaz ne de siyah...
Bir melez oluşu, zaman zaman zorluklarla karşılaşmasına neden olmuş. Meghan’ın hayatından kesitler sunayım…
Los Angeles’te doğdu, büyüdü.
Ailesi o 6 yaşındayken boşandı ve annesi
siyah Amerikalı Doria Ragland ile yaşadı.
Annesi, dürüst karakterli ve her şartta kızının yanında destek olan bir yoga öğretmeniydi.
Babası, Thomas Markle Hollywood’da Emmy ödüllü bir ışık yönetmeniydi.
Meghan tamamı kızlardan oluşan özel bir lisede okudu.
Her gün Katolik okul üniforması giyiyor ama “Bir çocukla evlenmek” setinde de oynuyordu, henüz 11 yaşındaydı.
Daha o yaşta sıkı bir feministti.
“Yalnızca kadınları hedefleyen bulaşık deterjanı” reklamını izledi. Öfke duydu.
“Bulaşığı sadece kadınların yıkaması gerektiği” algısını içine sindirememişti.
Deterjanı üreten Procter & Gamble şirketin yöneticilerine, Hillary Clinton’a,
Nick News spikeri Linda Ellerbee dahil
akla gelebilecek en güçlü kişilere yazarak, “bu reklamın değiştirilmesini” istedi.
Ve sonuç aldı.
Şirket birkaç gün sonra reklamdaki “Amerika’nın her yerinden kadınlar” sloganını “Amerika’nın
her yerinden insanlar” olarak değiştirdi.
7 yaşında yogaya başladı.
Ve hiçbir zaman bırakmadı.
Northwestern Üniversitesi’nde iki ana dilde (tiyatro ve uluslararası ilişkiler) diploması aldı. ABD’nin Arjantin Büyükelçiliği’nde staj yaptı. Ancak Dışişleri Bakanlığı’nın diplomatlık imtihanında takıldı.
El yazısı (kaligrafi) konusunda beceri sahibiydi. Hollywood’da ünlülerin düğün davetiyelerinin el yazısı onun kaleminden çıkıyordu. Ciltçilik öğrendi.
Harry ile evlendikten sonra Afrika kraliyet turu sonrasında bazı ciltçilik atölyelerine eğitmenlik yaptığı ortaya çıktı.
Sinemaya döndü.
Çanta taşıyan kız olarak bile çalıştı.
Bir dizi filmde yer aldı ama şöhreti “Suits” dizisindeki başrolle yakaladı.
Dizinin 7 sezonunda oynadı.
Amerika’daki yaşamları…
Prens Harry’nin Spare (yedek) kitabı en çok satanlar arasında zirvede.
İLK EVLİLİĞİ
2004’te film yapımcısı Trevor Engelson ile tanışmıştı. Jamaika’da dört gün süren bir sahil düğünü hayli görkemliydi.
Suits’in çekimleri Toronto’da yapıldığı için yılın yaklaşık sekiz ayını Kanada’da geçiriyordu.
Ama Meghan’ın Kanada’da uzun süre kalması nedeniyle bu evlilik 2013’te bitti. Suits dizisi Meghan’ı “yıldız” statüsüne yükseltmişti.
Kanadalı giyim markasının elçisi olmuş ve bir de koleksiyon tasarımı çıkarmıştı.
Gönüllü olarak küresel hayırseverlik etkinliklerinde de aktif yer aldı.
Aşevlerine yardım etti.
BM’nin “kadınların siyasi katılımı ve liderliği girişiminde” çalıştı.
O arada “The Tig” adında bir “yaşam tarzı” blogu kurdu.
Yemek, seyahat, moda ve güzellik konulu yayın yapıyordu. Tam bir gurmeydi.
Söylentiye göre, Prens Harry evlenme teklifi ettiğinde o gece blogunun en sevilen tariflerinden biri olan “kızarmış tavuk” yapmıştı.
Harry ile tanışmadan evvel başta İngiliz futbolcu Ashley Cole olmak üzere çok sayıda Londralı ünlü kadın
avcıları peşine düşmüş ama hiçbirine yüz vermemiş.
………………..
Prens Harry’nin kitabı dâhil hakkında yazılan pek çok şeyi okudum. Meghan’la olan ilişkileri için şöyle bir sonuca vardım.
Harry, Meghan’a hayran. Hem de tanıştıkları günden itibaren.
Sanırım entelektüel olarak Meghan’ın daha üstün olması nedenlerden biri. Harry’nin “Shakespeare’nin kitabını üç beş sayfadan sonra sıkılıp bir kenara bıraktığı” itirafı da bu görüşü destekliyor olabilir.
Meghan, Harry’den yaşça büyük.
Meghan’a âşık ama Harry “çocuk yaşta kaybettiği annesinin şefkatini de buluyor” belki de. Annesinin ölümünden “İngiliz magazin basınını ve kraliyet ailesinden dışlanmasını sorumlu tuttuğu” anlaşılıyor.
“Anneme yapılanların, eşime yapılmasına izin vermeyeceğim” söylemi de o psikolojisini yansıtıyor.
Buna karşılık, ipek böceği kozası gibi içinde büyüdüğü kraliyet ailesinden fiziki olarak ayrı düşse de yüreğinde ve beyninde orayı hep arıyor ve özlüyor.
Bu kitap onlara iyi bir gelir sağladı ama “Kavanozdaki reçelin sonuna geldiler” yorumları yapılmakta.
Bundan sonraki hayatlarının yüksek gelir ihtiyacını nasıl karşılayacakları bir soru işareti.