Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in Türkiye’ye ziyareti onuruna Çankaya Köşkü’ndeki akşam yemeğinde frak/smokin sorunu çözüldü.

Çankaya’da inkılap

Dün de belirttiğim gibi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül smokin giyecek.
Davetliler de öyle... Böylece Türkiye’deki kökleri Erbakan’ın 1970’lerde kurduğu partisine kadar uzanan siyaset kadrosundaki “frak/smokin” önyargısı aşılacak.
Gül, bir örnek oluşturacak. Çünkü...
Bu davete katılacak diğer AKP doruk isimleri de smokinleri çekecekler.
Örneğin...
Şimdiye kadar hiç frak ya da smokin içinde görülmeyen Başbakan Erdoğan da... “Bu takıntı neden?”  sorusuna cevap ararken Ahmet Hakan’ın açıklamasını yazmıştım. Dün de kendi köşesinde daha da ayrıntı vermiş.
Bu arada, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özavşar ile de konuştum.
O da “net bir hüküm olmadığını”  söyledi.
Tuttuğum notu yansıtayım...
“Kıyafet kültürel konudur. Dinin bir hükmü yoktur. Toplumların kabulleri ile ilgilidir.
Cumhuriyet döneminde frak yadırganmış olabilir. Protest zihniyet...”
Ama en güzel anlatımı sona sakladığım şu cümleydi:
“Allah suretlerimize değil, kalplerimize bakar.”  Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kıyafet devrimi gerçekten çok köklü bir dönüşümdü.
Silindir şapka ve papyon biraz da Osmanlı’nın çok ağır koşullarla imzaladığı anlaşmalarda batılı devlet adamlarının giysileriydi. Atatürk’ün de aynı giysiler içinde görünmesi hem yadırganmış hem de istismar malzemesi olarak kullanılmıştır.
O izlenimler hâlâ giderek hafiflese de sürüyor. O nedenle Cumhurbaşkanı Gül’ün smokin giymesini çok önemsiyorum. Çankaya’daki bu kıyafet inkılabı, Türkiye’de zihniyet kamplarının arasındaki bir simgesel duvarı daha yıkabilir.

Haberin Devamı

GOL ORGAZMDIR

Çankaya’da inkılap

Paçavraya çeviren grip nedeniyle 2 gün yazamadım.
Sonra da araya başka şeyler girdi.
Galatasaray’ın Sivasspor karşısında aldığı çok değerli galibiyet  için yazmamış olmak içimde ukde kaldı.
Şampiyonluk turunun sabahı tam zamanıdır.
Sivasspor galibiyeti sonrası bazı yazılan ve söylenenler karşısında “acaba ayrı ayrı maçlar mı izledik”  diye kuşku bile duydum.
Bu bağlamda en “kıl” olduğum yorumlara  işaret edeyim...
“Efendim. Galatasaray zaten Sivas kalesine 5 şut atmış, 5’i de gol olmuş.
Kaleci Petkoviç’in kabul günüymüş...”
 Yani... Petkoviç, “buyur”  etmiş.
Hayret... 

Arslanlara helal olsun
Önce ilk gol... Ayhan’ın asistiyle Arda’nın topun gelişine sol ayağının içiyle vurduğu ve  Petkoviç’in ters köşesine  sert gönderdiği topu, hangi kaleci tutabilirdi, çıkarabilirdi?
Ya Sabri’nin ortasına, Servet’in kafayla yaptığı asiste, Arda’nın gene kalecinin ters köşesinde biterek vurduğu kafa golünü kurtaracak kaleciyi tanıyor musunuz?
3. golde Ayhan’ın füzesi  çataldan ağlara  takıldı. Kurtarılmazdı. Bu gol estetik olarak da harikaydı. 4.  golde Arda, topa şimşek gibi çaktı.
Belki Hakan’ın attığı 5. golün ofsayt olup olmadığı tartışılabilir.
 Hakan’la karşı karşıya kaldığında  Petkoviç’in şansı olsaydı, sağ ayağına ya da eline çarptırabilirdi ama o pozisyonun gol olması daha büyük  ihtimaldi.
Buna karşılık...  Gerçekten “kabul günü” iddiası olacaksa, GS’nin kalesine giren ilk 2 gol, bunun altın tepside sunulanlarıdır. İlk gol zaten Song’un -neredeyse- ters şutuydu.
İkincisi ise, Şarlo filmlerinin  üst üste sakarlıklar dizisini andıran bir komedi gibiydi. Bütün zorluklara karşın GS’li topçular kenetlendiler, şampiyonluğu söküp aldılar. Helal olsun.
 Bu gece de Ali Sami Yen’de “şampiyonluk turu”  yüzde 99,9...
Sonrası şenlik...
Mehmet Koçarslan’ın Mel’s’te, Mehmet Tuna’nın da Etiler Şamdan’da şampiyonluk partileri var.
Eduardo Galeano “Gol, futbolun orgazmıdır”  der. Yani...
Keyfidir, zevkidir.
Hele şampiyonluğun kapısını açıyorsa...
Gölge edilmesin.