Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Alacaka-ranlıkta odaklar üzerine ışık tutuldukça nasıl bir -ciddiden öte- “vahim” tarih virajını aldığımız ortaya çıkıyor.
“Dehşet ürpertileri” veren açıklamalar, itiraflar...
.....................
İktidara yakın “STAR” gazetesinin dünkü manşeti şöyle:
“FETÖ’nün B Planı... TOPLU KATLİAM...”
Alt başlıkta bu “toplu katliamın” ne olduğunu açıklıyor:
“İhanet şebekesi, 15 Temmuz’da harekete geçmeseydi, üç gün sonra Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın kuruluş yıldönümünde tüm protokolü tarayıp ortadan kaldıracaktı.”
.....................
Bu plan “darbe/suikastlar” tarihinde uygulanmıştır.
“Öncelikle Allah böyle bir şey yaşatmasın, ağzımdan yel alsın” diyerek kısaca anlatayım:
6 Ekim 1981...
“Mısır Bağımsızlık Günü” kutlamaları bağlamında tören düzenlenmiş.
Protokol locasında Mısır Başkanı Enver Sedat... Yanında bakanlar, komutanlar...
Önlerinde silahlı kuvvetler resmigeçidi yapılmakta.
Tanklar, zırhlılar, füzeler, toplar ve başlarında subaylarıyla tören yürüyüşü yapan 10 binlerce silahlı asker.
Ve birden zırhlılardan fırlayan bazı subaylar ve askerler protokol platformuna el bombaları atarak saldırıya geçiyor, şeref locasındakileri vuracak kadar yakınlaşıyorlar.
Otomatik silahlarla hepsini tarıyorlar.
“İslamcı” diye etiketlenen Yüzbaşı Halit El-İslambuli saldırganların başındadır.
Başkan Enver Sedat uzun namlulu otomatik silahlarla tarama ateşi sırasında öldürülür.
Vücudundan 72 kurşun çıkarılır.
Suikastın elebaşısı Yüzbaşı İslambuli yakalanarak yargılanır, idam edilir.
Bu “İslambuli” adı hiç yabancı değil.
IŞİD’in ikinci adamının adının da “İslambuli” olması ister “gerçek isim” ister “kod adı” olsun günümüze bir mesajdır.
O “İslam” referanslı kan dökücü zihniyetin kökünü gösteren mesaj.
.......................
STAR gazetesindeki manşete dönelim.
Altındaki haberde şu satırları yansıtıyorum:
Tören düzeni, iletilen katılım belgesine göre şekillendi.
Tören sırasında asker kıyafetli bir FETÖ’cü terörist devlet protokolünü tarayacak, suikastçı da olay yerinde öldürülecekti.
“Bir asker cinnet geçirdi, öldürüldü denilerek fail de ortadan kaldırılmış olacaktı.”
......................
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın tümüyle böyle bir hain tezgâh içinde olduğunu düşünmüyorum.
Muhafız Alayı’ndaki şerefli, demokrasiye bağlı, darbeciler safında olmayan subayları, astsubayları, erleri tenzih ederim.
Ama...
Bu planın doğruluğu kesinleşirse çok da sürpriz olmaz.
Mısır da Enver Sedat suikastının ötesinde 27 Mayıs 1960 darbesini hatırlayalım.
Daha sonra ihtilalcilerin Milli Birlik Komitesi’nde yer alan Albay Osman Köksal Cumhurbaşkanlığı Muhafız Birlikleri’nin komutanıydı.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın en yakınındaki Refik Tulga da (sonradan general oldu) ihtilalci örgütün mensubuydu.
27 Mayıs ihtilalinden sonra İstanbul Valisi oldu.
.....................
Peki...
Madem 15 Temmuz da darbe yapacaklardı neden 18 Temmuz “Muhafız Alayı’nın kuruluş yıldönümünde uygulamak üzere bu suikast planı yapılmıştı?”
Sanıyorum bu plan yapılırken, darbe tarihi daha ileri bir tarih için düşünülmüş, suikast sonrası Türkiye karıştığında, ülkenin tümünde yönetime el koymak ikinci aşama olarak düşünülmüş olabilir.
Ya...
Darbe neden öne alındı?
Bunun da nedenleri sıralanıyor.
Ayrıca yazacağım.