Altan Öymen ve Murat Karayalçın daha önceki genel başkanlar ve partinin abileri olarak CHP’deki “Kılıçdaroğlu-İnce gerilimini” düşürme misyonunu üstlendiler.
Başarılı oldular.
Onların ziyaretlerinden sonra Kılıçdaroğlu, İnce için “Çok değerli bir partilimizdir” dedi.
İnce de “seçimli kurultay” iddialarına karşı, “Yok öyle bir şey, Kılıçdaroğlu kendi kararıyla ayrılmadıkça genel başkanlığa adaylığımı koymayacağım, beni cumhurbaşkanı adayı gösteren şahsa karşı vefasızlık gösteremem” açıklamasını yaptı.
En azından “yerel seçimlere kadar CHP’de suların durulduğunu” söyleyebiliriz.
Kılıçdaroğlu, İnce görüşmesi de bunun bir kanıtı.
........................
Altan Öymen’i gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda -meslek büyüklerimin anlatımlarıyla- gıyabında tanımıştım.
Meclis’in açılış oturumlarını en yaşlı milletvekili açar.
Bu kez de Deniz Baykal gene başkanlık koltuğunda olacak.
Baykal’ın bu önemli görevi yerine getirecek kadar sağlığına kavuşmuş olması ne güzel.
Kısa bir süre Meclis’i yönettikten sonra yerini başkan vekiline bırakacak.
Yaşamının büyük bölümünü siyasette geçirmiş, doruklarda yer almış bir politikacının kariyerinde değerli bir kilometre taşı daha.
Geçirdiği rahatsızlık çok ciddiydi.
O günlerde, gene aynı “beyne pıhtı gitmesi” zorlu sürecini yaşamış ve atlatmış olan gazeteci Serdar Turgut’la dertleşmiştik.
“Deniz Bey bunu atlatacaktır, merak etmeyin”
PKK Türkiye’nin -hâlâ- büyük sorunudur.
Bu örgüt hiç ödünsüz tüketilinceye kadar mücadele sürdürülmelidir.
Kuşku yok.
Bugüne kadar on binlerce sivilin kanına girdi.
On binlerce asker, polis ve korucuyu şehit etti.
PKK ile mücadeleye -elbette çok gerekli olduğu için- büyük harcamalar yapıldı.
O kaynaklar -zorunlu olarak- Türkiye insanının ekonomik kalkınması, eğitim ve sağlık hizmetlerinden kısılarak, PKK denen “ayrılıkçı ve eli kanlı terör örgütüyle savaşıma” kaydırıldı.
Yani... PKK, Türkiye’nin gelişmesinden de çalmıştır.
CHP Genel Başkanı Kılıç-daroğlu dün konuşmasına gazetecilere “Bu sabah çok mutluyum” diyerek başladı.
Gerçekten yüzünde güller açıyordu!
Mutluluğunun sebebini “kara mizahla” açıkladı:
“Seçim kampanyası boyunca bize yer vermeyen gazetelerin bu sabah manşetlerindeyiz!..”
Gerçekten -özellikle- iktidara yakın medyada “CHP’nin karıştığını” yansıtan yayınlar sayfaları kaplamıştı.
....................
Aslında...
Avrupa demokrasilerinde seçim kaybeden lider ertesi sabah istifa eder.
Bu bir gelenektir.
Bir İngiliz siyasetçiye bunun nedenini sormuştum.
Şöyle cevap vermişti.
İstifa edenin yerine gelen yenisi daha iyi, daha yetenekli olduğu için değil.
Seçimi kaybeden partide bir moral bozukluğu, yılgınlık oluşur.
Seçimi kaybeden liderin de özgüveninde aşınma olduğunu düşünürüz.
Yeni bir liderle partiye taze heyecan gelir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim galibiyetleri dizisine bir yenisini daha ekledi.
16 yıldır “yenilmezlik” unvanını sürdürüyor.
Bu dizisi daha kaç “seçim sezonu” sürer?
........................
Bir örnek...
Japonya’da Liberal Parti -1993-1994’teki 11 aylık ara dışında- 54 yıl iktidarda kaldı.
Tıpkı, AK Parti gibi Japonya Liberal Parti’si de 1955’te -kurulduğu yıl- iktidara gelmişti.
Yarım yüzyılı aşkın süre tek başına iktidarda kaldıktan sonra 2009 yılı seçimlerinde azınlığa düştü.
ŞU satırlar yazılırken YSK’nın resmi ve kesin sonuçlar açıklaması henüz yapılmamıştı.
AA’nın haberlerine göre ise “Recep Tayyip Erdoğan Cumhur-başkanı seçilmiş, AK Parti ve MHP’nin Cumhur İttifakı’nın da Millet Meclis’inde çoğunluğu almış” olduğu görünüyor.
Sonuçların her durumda Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü, bekası için hayırlı olmasını, demokrasi çıtasının yükseltilmesi, milletimize refah ve mutluluk getirmesini diliyorum.
Bir ufuk turu yapalım.
........................
- CUMHURİYET’İN 3. ÇAĞI
1923-1946 tek partili sistem...
Haliç’teki Rahmi Koç Müzesi’nin bahçesindeyiz...
Sahnede Cem Yılmaz...
60. çalışma yılı bağlamında Rahmi Koç’un bebekliğinden başlayarak hayatını yansıtan görüntüler eşliğinde anlatıyor. Müzenin önünde sergilenen devasa denizaltı görüntüsüne yorumu şöyle oluyor:
“Siz hiç denizaltı sahibi iş adamı gördünüz mü?
Çoğunuz büyük iş adamı.
Hanginizin denizaltısı var?”
Yüzlerce sandalyeye sıralanmış konuklardan bir kahkaha kopuyor.
Kamera ön sıradaki Rahmi Bey’i gösteriyor. O da gülmekte.