Sorun iki aşamalı.“1- İdlib
2- İdlib sonrası”
Aslında...
İkincisi daha da önemli.
Sırasıyla gidelim.
....................
Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi diplomatlardan biri olan emekli Büyükelçi Ümit Pamir, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Ruhani’nin “Tahran zirvesi” için “Meslek hayatım boyunca böyle açık ve TV’den canlı yayınlanan toplantı görmedim” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da zaten Tahran dönüşünde gazetecilere
MERHUM Turgut Özal’ın bir söyleşimizde anlattığı hikâye şöyle:
Hans’la Mehmet Frankfurt’ta geç saatlere kadar çalıştıkları fabrikadan çıkmışlar.
Karınları açmış ama lokantalar kapalıymış.
Türklerin çoğunlukta olduğu bir mahalledeki meyhaneye girmişler.
Mehmet garsona “lahmacun, bol acılı Adana kebap” söyler.
Bir yandan kebabı ve lahmacunu yerler bir yandan art arda aslan sütü...
Birer porsiyon “bol acılı” daha...
İzmir Körfezi’nde pis bir koku ve kirlenme.
10 yıllar boyu gene kötü kokmuştu körfez.
Sonra temizlenebildi.
“Artık Körfez’de balık tutuluyor” gazete haberlerini hatırlıyorum.
Bir daha o buram buram ağır kokunun yeniden başlayacağı, Körfez’de zehirlenerek ölmüş balıkların su yüzüne vuracağı kimsenin aklına gelmezdi.
Ama...
İşte durum bu.
.......................
ABD Başkanı Trump’a 1 gün arayla 2 “dom dom kurşunu...”
Önce...
“Başkan deviren” gazeteci Bob Woodward’ın raflara çıkacak kitabında bazı satırlar medyaya servis edildi.
Trump’ın bir bakanına “Geri zekâlı güneyli” dediği...
Milli Savunma Bakanı’na Suriye Başkanı Esad için “Öldürelim bu herifi” söylemi...
Bir bakanın Trump için “Adam kafayı takmış, ne anlatsan ikna edilmesi mümkün değil” yakınması.
Bir diğer bakanın ise “Trump’ın algı yetisi ilkokul düzeyinde” kelimeleriyle dalga geçtiği...
......................
Türkiye kartı oynayacaksa durum daha “görülebilir” olur.
Riskler hesaplanır ve düğmeye basılır.
Kıbrıs’a 1974 Barış Harekâtı böyleydi.
Hatta...
Romantik anlatımlarla renklendirilmişti.
Yazılanları hatırlıyorum.
Kıbrıs Rum Yönetimi’ne darbe yapılmıştı.
İdlib cerahat toplamış, büyük yara.
Rusya, Suriye, İran üçlüsü “cerrahi müdahale” istiyor.
Dün üç Rus savaş jeti İdlib’in güneybatısını vurdu.
Suriye rejim güçleri de top atışlarıyla...
O çizgide terör örgütü Nusra Cephesi’nin isim değiştirmiş, HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) güçleri bulunuyor.
Yani...
Şimdilik “nokta müdahale” denebilecek, “sınırlı” bir müdahale.
Ancak...
CHP’li bir kısım seçmen öfkeli ve kırgın.
Kızgınlığını seçim sandığında almak istiyor.
Sık sık “Bu yerel seçimde oy kullan-mayacağım” diyenlere tanık oluyorum.
24 Haziran seçimlerinde umutlar fazla kabartılmıştı.
“İnce’nin hiç değilse ikinci tura kalacağı” konusunda yaygın inanış vardı.
Ama...
Hesap tutmadı.
Üstelik CHP oyları da birkaç puan düştü.
Şevval Sam, üzerinde bir pardösü, başında “dönem şapkası”, ayaklarında çocuk pabuçları ve elinde tahta bir bavulla sahnede.
Anlatıyor: “11 yaşındayım. Hiç gitmediğim, bilmediğim, kimseyi tanımadığım İstanbul’a geldim Bursa’dan. Teyzemi bulmalıydım...”
Uzun sürede, yoğun ve büyük emekle oluşturulan ve Müzeyyen Senar’ın hayatını yansıtan “Müzeyyen Müzikali” böyle başlıyor.
Şevval’e Müzeyyen Hanım “kızım” dermiş.
Bu müzikali yapmak Şevval Sam’ın hayaliydi.
Müzeyyen Hanım’ın 100’üncü yıl dönümü bağlamında hayalini gerçekleştirdi.
Gerçeklere dayanan, duygu yüklü bir çalışma ortaya koyuldu.
..................