Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolos-luğu’nda katli dehşet verici bir cinayet...
Ama...
Ayrıca acı acı gülümseten “kara mizah.”
.......................
Şöyle ki:
-WC
CNN çok ilginç görüntüler yayınladı.
Cemal Kaşıkçı başkonsoloslukta boğulduktan ve belki de- doğrandıktan sonra elbiseleri, Suudi Arabistan’dan gelen
ÇOK yıllardır bir grup yakın dost çarşambaları öğle yemeğinde toplanırız.
Siyasetin pek konuşulmadığı, sohbetin demlendiği yemeklerdir bunlar.
Her hafta bir arkadaşımız
ev sahibidir.
Zaman zaman da “onur konuklarımız” olur.
......................
Bu defa akşam yemeğinde bir araya geldik. Mekân “La Petite Maison...”
Ev sahibimiz Cengiz Yalçın’dı.
YAZIYA “kara mizah”la başlayayım.
Adı Sofia.
Pasaportu olan ilk robottu.
Suudiler vatandaşlık vermişti.
Türkiye’ye gelmişti.
Ayşe Arman onunla röportaj bile yapmıştı.
Epeydir sesi soluğu çıkmıyor.
İnsanın aklına kötü şeyler geliyor.
CEMAL Kaşıkçı cinayeti dünyada yankılanırken, Suudi Arabistan’ın içinde de patlama yaptı.
Suudi tahtının veliaht prensi Muhammed bin Selman’ın geleceği artık “net” değil.
Muhammed bin Selman’ın Suudi kralı olabilmesi artık gittikçe zayıflayan bir ihtimal.
.......................
Fotoğraflarıyla, isimleriyle veliaht Prens Selman’ın en yakın korumalarının cinayet için İstanbul’a geldikleri, Cemal Kaşıkçı’nın gelişinden önce başkonsolosluğa giriş yaptıkları ve birkaç saat sonra özel uçaklarla Türkiye’den ayrıldıkları ortaya kondu.
Sadece bu bile işaret parmaklarının veliaht Prens Selman’ı işaret etmesi için yeterli.
Prens Selman Suudi Arabistan’ın Kral’dan sonra en yetkili kişisiyken bir günde ciddi itibar yaraları aldı.
ABD’nin saygın gazetesi Washington Post yazarı Suudi Arabistan vatandaşını ortadan kaldıran
1 numaralı “kuşkulu...” Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi, “cinayet araştırmaları” sürerken, Riyad’a uçtu/uçuruldu.
......................
CNN International TV, AFP gibi ajanslardaki ve bazı Amerikan gazetelerindeki haberler “işaret” ise başkonsolos “günah keçisi” haline getirilecek gibi görünüyor.
Cinayet kanıtları bulunursa -ki mümkün, ayrıca cinayet sırasında alınan “dinleme kayıtlarından” da söz edilmekte- olay başkonsolosun üzerine yıkılacak.
Veliaht Prens Selman ve dolayısıyla Suudi Arabistan ellerini yıkamış olacak.
......................
Bu kadar sığ, bu kadar kolay mı?
Son sorun Suudi Arabistan’la...
Diplomatik yollardan ilerleniyor.
Çok hassas bir konu.
Bir ülkenin başkonsolos-luğunda cinayet işlendiği iddiası, hem de çok güçlü karinelerle araştırılıyor.
“Katil” damgası ufukta.
Hatta...
“Haydut devlet” listesinde yer almak tehlikesi bile var.
Eğer alınan/toplanan materyal cinayet işlendiğini doğrularsa, yani Cemal Kaşıkçı’nın Suudi diplomatik misyonunda Riyad’ın emriyle taammüden ve organize olarak öldürüldüğü kanıtlanırsa...
Papaz gitti, kavga bitti mi?
Rahip Brunson’ın gitmesiyle birlikte dolar düşüşe geçti.
ABD Başkanı Trump “Türkiye Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ederim” dedi.
ABD ile Türkiye arasında gerilim bitti mi?
Hayır...
Gerçi, ABD’de yaklaşan seçimler nedeniyle Trump’ın “Evanjelist mezhebinden milyonlarca seçmenin oyunu almaya oynaması” yüzünden rahip Brunson önemliydi ama ya diğer sorunlar?
......................
Birkaçını sıralayayım...
Konuğum Bengü...
Onu ilk Şeffaf Oda’ya 10 yıl önce konuk almıştım. Serdar Ortaç’la birlikte katılmıştı. “Korkma Kalbim”i birlikte söylemişlerdi. Sonraki yıllarda da sık sık konuğumuz oldu.
Müzikteki başarı basamaklarını birer birer değil, beşer onar çıktı.
..................
Hem müzikte hem de özel hayatında “altın çağını” yaşamakta. Son albümünün adı da bunu yansıtıyor: “Altın Çağ.”
Programa, 10 yıl geriye gidip “Korkma Kalbim”le başlıyoruz. Ardından son albümündeki Kuzum’la devam ediyoruz.
Bengü’nün ışığı müthiş.
..................