Bodrum’da çıkan yangınları söndürmek için bütün halk seferber oldu. Söndürme çalışmalarına katılan herkes insan üstü bir çaba sarfetti. Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, hayatının en zorlu, en duygusal sınavını verdi. Bir belediye başkanı olarak elinden gelenin maksimumunu, hatta daha da fazlasını yapmaya çalıştı.
Bodrum’da yaşayan halk, çevre il ve ilçelerden gelen gönüllüler, jandarma, polisler, zabıta, canını dişine takan itfaiye, AKUT, HAYTAP gibi sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar... Hepsi tek yürek oldu. Birlik, beraberlik, kardeşlik, cesaret, duyarlılık ve sorumluluk neymiş gösterdiler. Öyle zamanlar vardır ki sorumluluk tartışmasına girmeden sorumluluk almayı gerektirir. Öyle zamanlar vardır ki sorumluluk kimde demeden kendini ateşe atmayı gerektirir. Bu zorlu günlerde elinden geldiğince mesuliyet alan ve kendini ateşe atan her yüreğe selam olsun.
Sorumluk!
Sorumlu bir kişi olmak bilinçli olarak kararlar alabilmek, kendini geliştirmeye ya da başkalarına yardım etmeye çalışan davranışlarda bulunabilmektir. Kendimize, ailemize, yaşadığımız topluma hatta tüm insanlığa karşı yapmakla yükümlü olduğumuz görevlere SORUMLULUK denir. Kişinin kendine, ailesine ya da diğer insanlara karşı yerine getirmesi gereken görevleri yapması, yardımlaşması ve destek olması ise SORUMLULUK almaktır. Kişinin kendi eylemlerini ya da kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi ise MESULİYET almaktır.
Her insanın kendi kişisel ve toplumsal yapısına göre az ya da çok sorumluluk aldığı durumlar var. Tabi burada önemli olan sorumluluklarımızın ne kadar az ya da ne kadar çok olduğu değil, bunların ne kadarını yerine getirdiğimizdir. Etimolojik kökene baktığımızda sorumluluğun anlamı ‘gerçekleştirilen görevler veya yükümlülüklerden’ ziyade BAĞLILIK ile ilgilidir.
İnsana bağlılık, çevreye bağlılık, doğaya, tabiata, çiçeğe, böceğe bağlılık. Temelde ‘yaşadığın hayata ve dünyaya’ bağlılık! Bağlılık varsa, saygı ve sevgi de vardır! Saygı ve sevgi beraberinde sorumluluğu getirir.
Sorumluluk, bir kişinin üzerine düşen her görevi yerine getirmesi başka insanların haklarına ve kararlarına saygı göstermesi demektir. Sorumluluk, bir bireyin uyum sağlaması, üzerine düşen her görevi yerine getirmesi, kendine ait olan tüm olayların bir başkası üzerindeki etkisinin sonuçlarını üstlenmesi, başka bireylerin tüm haklarına saygı göstermesi, kendi yaptığı hataların ve doğruların sonuçlarına sahip çıkması, olarak tanımlanır.
***
İç sorumluluk, kişinin vicdanına karşı sorumluluğudur.
Dış sorumluluk, sınırları kanun ve hukuk normlarıyla çizilmiş sorumluluklar. Ahlaki, toplumsal ve kültürel değerlerdir.
Sosyal sorumluluk ise bireylerin topluma fayda sağlayacak şekilde hareket etmesi anlamına gelir. Sosyal sorumluluk, kendimiz ve ailemizin dışında geneli ilgilendiren, ülkemizdeki, ilçemizdeki, köyümüzdeki, semtimizdeki insanlara, komşularımıza, diğer canlılara karşı gönüllü olarak üstlenilmiş bir yükümlülüktür. Kişisel çıkarları söz konusu olmaz!
Yaptığımız işin özü insanlar, hayvanlar ve çevre için çalışmaktır. Burada önemli olan nokta, yapılan işin temel doğasının toplumu paydaş olarak görebilmesidir.
Her bireyin istisnasız olarak çevreye saygısının olması gerekir. Çevremize karşı saygı demek, doğaya ve bütün diğer canlılara karşı sorumluluğumuz demektir.
Yapılan veya yapılması muhtemel eleştiriler sorumluluktan korkmaya sebep olur. Bireyin başkaları tarafından eleştirilmesi sonucunda sorumluluktan kaçınma davranışı artabilir.