Geçen hafta Mazı Köyü’nün eşsiz güzellikteki koylarından biri olan Kissebükü’ne gittik. Mazı Köyü’nün yakınlarında birbirinden güzel yedi koy daha var. Bunlar; Akarca, Çakıllı Yalı, İnce Yalı, Hurma, Ilgın, Sedef ve Şeytan Deresi koyları.
Kissebükü koyunun çevresi hamam sarnıç ve kilise gibi tarihi kalıntılarla dolu. Bu koy mavi yolculuğun en önemli duraklarından biri. Tertemiz ve pırıl pırıl denizi var. Sahil biraz taşlık ama olsun... Sessiz sakin ve oldukça bakir, yani kafanızı dinleyip bütün yılın yorgunluğunu atabileceğiniz bir koy. Restoran yok, konaklayabileceğiniz bir tesis yok. Ben burada kalmak istiyorum derseniz tek çözüm çadır kurmak. Doğal güzelliklerle dolu bu bölge aynı zamanda birçok yürüyüş rotasını da barındırıyor. Karayoluyla da gitmek mümkün. Bodrum’a sadece 20 km uzaklıkta. Bu saklı cennette bile çer çöp problemi var maalesef. İnsanoğlunun oyunbozanlığı her koşulda sistem içi. Piknik yapmak için gelenlerin artlarında bıraktıkları plastik tabak, bardak, çatal, meşrubat ve içki şişeleri gırla gidiyor. Bunlarla da bitmiyor üstelik. Virüsten korunma amaçlı kullandığımız maskeler, eldivenler, kolonya şişeleri...Ne ararsan var. Doğanın bize sunduğu güzelliklere sahip çıkma ahlakı insanoğlunda hayat bulmadıkça, “Tamam adam olduk” dememiz zor. Sanırım bir yanımız hep eksik kalacak. Yazık hem de çok yazık...