İnsana hiçbir şeye mal olmayan ama çok şey kazandıran, vereni fakirleştirmeden, alanı zengin eden yegâne şeylerden biridir “gülümsemek”...
Ona ihtiyacı olanlara ilaç gibi gelir.
Ama kendiliğinden verilmedikçe işe yaramaz.
Beden diliniz ile gülümsemeniz birbirine uymuyorsa, karşı taraf samimi olmadığınızı hemen anlar. Beden zihninizin yansımasıdır; samimi olmalıdır, içten olmalıdır, gerçek olmalıdır gülümseme. Ödünç alınmaz, ödünç verilmez gülümseme.
Çalmak da mümkün değildir!
Evrensel bir mutluluk belirtisidir gülümsemek.
Mutluluk, iki beyin arasında en hızlı gelişen tepkidir.
Bu tepkinin meyvesidir gülümsemek.
Dünyanın neresine giderseniz gidin, gittiğiniz ülkenin dilini bilmeseniz bile, herkes gülüşünüzün ne anlama geldiğini bilir ve size aynı şekilde yanıt verir.
Ortak bir dildir gülümsemek.
Gülümsemek, bulaşıcı bir iyilik hareketidir.
Bastırılan kaygıyı serbest bırakan bir mekanizmadır.
Danimarkalı ünlü komedyen Victor Borge’nin dediği gibi, “iki insan arasındaki en kısa mesafedir” gülümsemek!
16. yüzyıldan itibaren, Immanuel Kant’ın da aralarında bulunduğu birçok filozof, doktor ve psikoloğun dediği gibi, “psikosomatik bir olgudur” gülümsemek.
Negatif enerjiyi vücudunuzdan boşaltır.
Yaşamdan zevk almanın en büyük göstergesidir gülümsemek.
Manyetik bir çekim gücüdür.
Kendinize bir sorun bakalım, size olumlu yaklaşan ve gülümseyen insanlarla mı, yoksa yüzü sirke satan insanlarla mı daha çok zaman geçirmek istersiniz.
Hayatın yükü son derece ağır, günlük koşturmacalar bitmiyor, stres her daim en yüksek seviyede.
Bunca olumsuzluğun arasında herhangi bir nedenle gülümsemenizi sağlayan dostlarınız varsa. dört elle sarılın ve onları hiç bırakmayın.
Özel hayatta olduğu kadar iş hayatında da önemlidir gülümsemek.
Bir Çin atasözü “Gülümsemeyi bilmeyen dükkân açmasın” der.
Ne kadar doğru bir söz, öyle değil mi?
Zira, müşterinin beklediği en temel şeylerden biridir gülümsemek.
Müşteri kazanmanın şifresidir.
Gülmenin en önemli 4 etkisi
1- Kan akışını düzenliyor
İnsanlara komedi veya dram türünde filmler izletildiğinde bunun damarlar üzerindeki etkileri izlendi.
Gösterimden sonra komedi izleyen grubun damarları kolaylıkla daralıp genişleyerek normal bir şekilde hareket ederken, dram izleyenlerdeki damarlar kan akışını kısıtlayacak şekilde gerilme eğilimi gösterdi.
2- Bağışıklık seviyesini yükseltiyor
Artan stresin, azalan bağışıklık sisteminin tepkisiyle ilgili olduğu belirtiliyor.
Çalışmalar, mizahı kullanma becerisinin vücuttaki enfeksiyonla savaşan antikor düzeyini yükseltebileceğini ve bağışıklık hücrelerinin seviyesini de artırabileceğini gösteriyor.
3- Kan şekerini düşürüyor
Diyabeti olan 19 kişiyle yapılan bir çalışma, gülmenin kan şekeri düzeyi üzerindeki etkilerini ortaya koydu.
Yemekten sonra sıkıcı bir seminere giren gruba, sonraki gün yine yemekten sonra bir komedi izlettirildi.
Komedi filminden sonra grubun kan şeker düzeyi ölçüldüğünde seminerden sonra olduğundan daha düşük çıktı.
4- Uykusuzluğa çare
Psikolojinin gülmenin faydalarına odaklanmasının mazisi Norman Cousin’ın, ‘Bir Hastalığın Anatomisi’ adlı hatıralarına dayanıyor.
Eziyetli bir omurga hastalığı olan ankilozan spondilit teşhisi konan Cousin, komedi filmlerinden oluşan bir kürün kendisini daha iyi hissettirdiğini bulmuş.
10 dakika gülmenin, iki saatlik ağrısız bir uyku çekmesine izin verdiğini söyleyen Cousin, hiçbir koşulda gülmeyi unutmadığını belirtmiştir.
Kıssadan hisse
Bir gün bir bal satıcısıyla sirke sancısı aynı pazarda yan yana tezgâh açmış.
Bal satan adam çok mutsuzmuş.
Kafasında kırk düşünceyle tezgâhının başında duruyormuş.
Sirke satan ise çok güler yüzlü, sevecen bir insanmış. İkisinin tezgâhını başına gelenler sirke alıp gidiyormuş. “Mevsim turşu mevsimi de değil, niye herkes sirke alıyor? Neredeyse sirkenin fiyatına veriyorum taptaze balı, bana bakan olmuyor” diye hayıflanmış bal satıcısı.En sonunda bu işin hikmetini merak edip sirke satıcısına sormuş. “Yahu kardeş, sabahtan beri yanında dikiliyorum, bir benim tezgâha uğrayan olmuyor. Fiyatı düşürdükçe düşürdüm, neredeyse sirke fiyatına bal veriyorum yine kimse gelmiyor? Herkes senin tezgâhının başına üşüşüyor. Allah aşkına söyle, bu işin sırrı ne?” Sirke satıcısı gülmüş. “Elin bal satıyor kardeşim ama yüzün sirke satıyor. Gelen müşteriye hoş davran, azıcık gülümse!” demiş.