Sonbahar ile birlikte sağlık deposu balık, sofralardaki yerini almaya başlar.
Söz konusu balık olunca ‘lüfer’ başımın tacıdır.
O asil bir Boğaziçi Kraliçesi.
O bütün denizlerin en lezzetlisi.
O bir şölen.
Hani ‘Denizden babam çıksa yerim’ diyenler var ya, işte ben de onlardanım.
Çıtır çıtır kızarmış hamsi, istavrit, kıraça.
Tandırda lime lime olmuş kalkan.
Pırıl pırıl parlayan çilek barbun.
Asma yaprağında sardalya.
Çingene palamut...
Veee yassı balıkların sultanı dil. Tereyağında kızarmış, üstü çıtır, içi sulu sulu.
Kasım ve aralık aylarında Bodrum’un vazgeçilmezi.
Bu aylarda yolunuz buralara düşerse, mutlaka sofranıza konuk edin derim. İnanın lezzetine doyamazsınız.
Balık pazarında tezgahları gezmek de, balık yemek kadar keyif verir bana.
Hele mezatlar... Kıran kırana pazarlıkları izlerken açık artırmaya katılası geliyor insanın.
Çeşit çeşit, rengarenk, boy boy, allısı pullusu, kollusu kolsuzu, kabuklusu kabuksuzu... Ah şu masmavi deniz! İnsanoğlunun nankörlüğüne, bozulan ekosisteme rağmen hala bereketli hala çok bonkör.
Muğla Büyükşehir Belediyesi sözünü tutacak mı?
Var olanı daha iyisiyle değiştirme vaadiyle yok ettikten sonra, yerine konulan kocaman bir hiç ve hayal kırıklığı. Eskiden olduğu gibi karaya paralel değil de, dikey olarak yerleştirilmiş, eğreti iki basamakla zar zor inilen, etrafı derme çatma çadırla kapatılmış, yüzen bir platform.
Kullanışsız olduğu kadar da sevimsiz ve çirkin bir düzen.
Muğla Belediyesi’nin vaadi bu muymuş dedirten hayal kırıklığı!
Meğer bu düzeni balıkçılar kendi imkanlarıyla yapmışlar.
Yetkililer aylardır uğramamış yanlarına.
Kandırıldık diyorlar.
Bu projenin amacının, ekmek teknelerinin yenilenmesi değil, yerlerinden tamamen tahliye etme projesi olduğunu söyleyen bile var.
Endişeli, üzgün, kızgın ve kırgınlar.
Bakalım Muğla Büyükşehir Belediyesi verdiği sözü tutacak mı.
Umarım, nefis dedirtecek güzellikte bir düzenleme yapılır ve bu balıkçılar mevcut yerlerinde kalır. Balık pazarı olduğu yere çok yakışıyor.
Tuhaf şeyler
Bodrum’daKİ balık pazarının nasıl olacağına Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin taa Muğla’dan müdahil olması biraz tuhaf. Tamam altyapıydı, büyük projelerdi falan anlarım da, kişisel makyaj misali detaylara yön verme kararlarını anlayamıyorum, çok anlamsız geliyor.
Bence bu tür detaylar Bodrum’un özeli ve bu nedenle, proje geliştirecek olan Bodrum Belediyesi, karar verecek olan ise Bodrum halkı olmalı.
Çok daha işlevsel, çok daha mantıklı olur ama buna engel teşkil eden tuhaf bir mevzuat var ortada.
Mevzuata göre:
Neyzen Tevfik Caddesi’nin deniz tarafı Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne, kara tarafı da Bodrum Belediye’sine ait.
Bu kadar karmaşık denklem, kimse çözemesin ve hatta anlamasın diye kurulmuş herhalde.
Yangından mal kaçırır gibi...
Bodrum Merkez Camii’nden marinaya doğru yürürken, hemen deniz kenarında balık tezgahları vardı.
Bodrum’da yerleşik meraklılarının, ya satın almak ya da göz banyosu yapmak için sabahın erken saatlerinde mutlaka uğrardıkları bir noktaydı.
Bir nevi eğlence ve hatta terapi yerine geçen bu pit stoplar, tezgahlar boşalana kadar tekrarlanır dururdu.
Sadece özel merakı olanların da değil, önünden geçen yerli yabancı tüm turistlerinde mutlaka mola verdiği, büyük bir hayranlık ve biraz da şaşkınlıkla, dakikalarca zaman geçirdiği bir show merkeziydi adeta.
Sonra bir gün, sanırım temmuz ortaları gibi bir baktım, balıkçıların yerinde yeller esiyor. Yangından mal kaçırır gibi toplanıp kaçmışlar sanki.
Canhıraş, sağa sola sormaya başladım n’oldu, nereye gittiler diye.
Meğer, Muğla Büyükşehir Belediyesi, “Bu alanı daha modern bir hale getireceğiz” diyerek, tahliye etmiş bizim balıkçıları.
Doğru! Bu balık pazarı, özünde ‘Balıkçı Kasabası’ olan Bodrum’a pek de yakışmıyordu. Yenilenmesi iyi fikirdi ama ‘modern’ lafı beni biraz endişelendirdi. Çünkü bizdeki yenilikler genelde ‘deformatif sürprizler’ olabiliyor.
Örnekleriyle çok karşılaştığımız için ister istemez geriliyor insan.
Haberiniz olsun!
Çocuklarınızı harika bir etkinliğe götürmeye ne dersiniz?
Yurtdışında izleyici rekorları kıran, Heidi ve arkadaşları, 13 Şubat Perşembe günü saat 18.30’da Heredot Kültür Merkezi’nde Bodrumlu çocuklarla buluşuyor.
Arkadaşlığı, yardımseverliği, birlik ve beraberlikle her şeyin üstesinden gelinebileceğini konu alan müzikal hem eğlendiriyor hem de öğretiyor.