Bu denklemi Bodrum Belediyesi çözebilir mi?

Bodrum Merkezdeki Atatürk caddesi nam-ı diğer “Barlar sokağı” bu sene önceki senelere oranla daha sakindi. Ben bu kalabalığın bile olamayacağını düşünmüştüm. Yanılmışım! Bütün kış dört gözle sezonun başlamasını bekleyen esnafı çok tatmin etmedi bu kalabalık. Bodrum’da kiralar çok yüksek. Kirayı mı ödesin, çalışan personelin maaşını mı ödesin, evinin ihtiyaçlarını mı karşılasın? Şaşırıp kaldılar.
Her şeye rağmen “Buna da şükür” diyorlar. Tüm temennileri bir sonraki yılın iyi geçmesi. Kalabalık az ama bu azlığın bile pisliği çok. Hep aynı şeyi söylüyorum; yaşadığımız çevreyi temiz tutma kültürü gelişmemiz bir toplumuz. “Ben pisleteyim, belediye temizlesin” yaklaşımında olan kısır bir düşünce döngümüz var. Her şeyi belediyeden, belediye çalışanlarından beklemek oldukça büyük bir haksızlık. Hep birlikte yaşadığımız alanları, hep birlikte koruyup, kollamamız gerekiyor oysaki. Herkes üstüne düşen vazifeyi yapsa sorun kökten çözülecek.

Ah bu Barlar Sokağı’nın sabaha karşıki hallerini görseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Erkenci kuş değilseniz ya da sabah erkenden yürüyüşe falan çıkmıyorsanız bu rezaleti göremezsiniz, zira temizlik görevlileri gün doğarken can hıraş temizlemeye çalışıyorlar ortalığı. Ancak, benim Bodrum’da kesintisiz olarak yaşadığım son 6 yıldır, çözemediğim bir denklem var. Her sabah Belediye’ye ait yol süpürme araçları bir güzel yıkıyor ve temizliyor Barlar Sokağı’nı. Buraya kadar tamam. Anlaşılmayacak bir durum yok. Karmaşa bundan sonra başlıyor. Şimdi bu sokak sabahları 10:30 dan sonra araç trafiğe kapalı. Dolayısıyla tüm servis araçları dağıtımlarını bu saat aralığına göre yapıyor. Yani bir yandan sokaklar yıkanırken, peşi sıra da servis araçları gidiyor. Yani ne oluyor? Yerler ıslak olduğu için ortalık çamur deryasına dönüyor. Ve sonrasında bu kez de esnaf, dolaylı olarak temizlik aracının ardında bıraktığı, çamur deryasını temizlemeye çalışıyor…
Yerler yeniden ıslanıyor. Islanan ve dolayısıyla buz pateni pistini aratmayan mermer zemin üzerinde yürümeye çalışan vatandaş, akrobasi hareketleri eşliğinde, hedefine ulaşmaya çalışıyor. Tam bir yılan hikayesi! Bu denklemi çözse çözse, (Durumu gözden geçirerek) ancak Bodrum Belediyesi çözer.

Bodrum’u seviyorsan Bodrumlu ol!

Bodrum’un nüfusu artmaya devam ediyor. Emeklilik hayalleri, daha sakin bir hayat arzusu ve şimdide Covid-19 endişesi Bodrum’u daha da çekici bir lokasyon haline getirdi.171 bin 850 kişi olan Bodrum nüfusu 31 Aralık 2019 tarihli verilere göre, 175 bin 435 olarak belirlenmişti. Yazın bu rakamın yazlıkların can bulmasıyla beraber, 300 bin civarına çıktığı tahmin ediliyor. Bu kış, Bodrum’da yazlığı olanların bir kısmının, ikametlerinin bulunduğu büyük şehirlere geri dönme niyetleri pek yok gibi. En azından içinde bulunduğumuz pandemi sürecini Bodrum’da geçirmek istiyorlar. Haklılar. Bodrum, insanlara daha güvenli ve daha çekici geliyor. Çekiciliğine söyleyecek lafım yok. Zira çok katlı apartman dairelerine tıkılı kalmak yerine, en fazla 2 katlı ve bahçeli evlerde olmak daha konforlu. Güzel hava, ulaşım kolaylığı, deniz sefası da cabası. Ama madalyonun öbür yüzü bu kadar ışıltılı olmayabilir. Alt yapısı, belediye hizmetleri, suyu ve elektriği mevcut nüfusa göre planlanmış (ki bu haliyle bile hala birtakım sorunlar var.) Bir ilçenin yerleşik nüfusundaki artış, mevcut sorunların daha da köpürmesine sebep olabilir. Bu yıl Bodrum Belediyesi’nin yükü artacak. Yazlıkların bulunduğu bölgeler genelde kış uykusuna geçer ama bu kış oralarda da yaşam sürecek. Ve haklı olarak hizmet bekleyecekler.
Geçen hafta Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, 17 sitenin yönetim kurulu başkanlarıyla bir araya geldi. Mevcut durumu “Bodrum’un kış nüfusuna ayrılan bütçeyle yaz nüfusuna da hizmet etmeye çalışıyoruz” sözleriyle özetleyen Aras, yılın bir bölümünü veya tamamını ilçede geçiren site sakinlerinin ikametgahlarını Bodrum’a aldırarak, verilecek hizmetlere destek olmalarını istedi. Bu kapsamdaki yeni slogan ‘Bodrum’u seviyorsan, Bodrumlu ol’. Bakalım Bodrum’u gerçekten seven kaç kişi varmış...