“Yeğenim var engel olamam" sendromu

       Hiç bana kızmayın... Bu modayı ben değil İbrahim Tatlıses başlattı bi kere...
       Reha Muhtar’a sinirlenip gazetecilerin önünde “Ben Reha bey’e bişey yapmam, ama yeğenlerim büyüdüler onlara söz geçiremiyorum" demeseydi belki Kadir abinin yeğenleri de bir mesaj kavgasının ardından meydanlara dökülmezlerdi.
       Çünkü kavganın hemen ardından Kadir abinin 7.65 çapındaki yeğeni Levent Bey “Kadir abinin sevenleri ortadan kaldıralım şu kızı" diyorlar da biz engel oluyoruz gibi açıklamalarda bulununca anladık ki yeğenler ve fanatikler bir sanatçı için hayati önem taşıyor.
       Benim fanatiklerimi bilen bilir zaten yarısı siyasi suçtan içerde, bu yüzden ben bugün sizlere yeğenlerimi anlatıcam...

     �Neyzen Hüseyin
       Onun İTÜ Devlet Konservatuarı’nda müzik mastırı yaptığını sananlar çok feci yanılıyorlar.
       Arkadaşları arasında kemik kıran Hüseyin olarak adlandırılan bu yeğenim çaldığı ney’i kamıştan değil ayağını kırdığı bir düşmanının kaval kemiğinden yapmıştır.
       Zaman zaman James Joyce barda hesaba itiraz eden müşterileri dövmek için bateri çalan yeğenim kemikkıran Hüseyin, tesadüfe bakın ki Leeds Unitedli taşkın taraftarlar barda rezalet çıkardıkları gece de ordaydı. Olay başka garibanların üstüne kaldı diye üzülüp o günden sonra bıçakla cinayet işlememeye başladı.
       Çaldığı ney aynı zamanda 9 mm çapında saniyede 14 mermi atabilen bir silaha dönüşebiliyor.

     �Yedibela Fatih
       Şu anda askerliğini yapıyor.
       Birkaç PKK’lı daha öldürebilmek için üçüncü kez askere gittiği anlaşılmasın diye bunu kimseye söylemiyor.
       Sivil hayatında kameraman kisvesi altında birçok mafya cinayeti işledi.
       Kurbanlarını objektif temizlemekte kullandığı asitli sularda eritir, kalan kemiklerini de kamera kutularına doldurur köpek çiftliklerine bağışlardı.
       Bir ara beyaz deri kaplı bir Volkswagen almıştı. Son gördüğümde koltukları kırmızıydı ve bunun için insan kanı dışında boya kullanmamıştı.

     �İnternet Selim
       İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce işletme okuyor gibi görünen bu bebek yüzlü yeğenimin Avcılar’ın her tarafına serpiştirilmiş yüzlerce cesedi vardır.
       Bunların bazıları talihsiz deprem sırasında yıkılan yapıların enkazından çıkartılmış ama hiç kimse bu kişilerin bana vakti zamanında yamuk yapan garipler olduğunu anlamamıştı.
       Okulda arkadaşlık teklif edip ret cevabı aldığı kızları Çekmece Gölü’nde boğduğunu öğrenince onu Tükenmezkalem’e getirtip kapı kenarındaki bilgisayarlı masaya oturttum.
       Buradan “girene çıkana hakim olursun" diye de bir görev verdim.
       Ama bana zarf getiren altıncı motorlu kuryeyi de öldürdüğünü öğrenince onu İnternet servisinin başına geçirdim. Şimdi hasımlarını cep telefonuna gönderdiği mesajlar aracılığı ile öldürmeyi öğreniyor. Öğrendiklerini Kadir abisi ile seve seve paylaşır.

     �Özgür Ali Ağca
       Yıllar önce haraca kestiğim Tozkoparan caddelerini şimdi ona emanet bıraktım.
       Görüntüde turizm okuyor ama niyeti başka.
       Okulu bitirince Antalya’ya gidecek ve beğendiği bir turistik tesis olursa gidip el koyacak.
       Köpeklere işkenceyle yabancı dil öğreteceğine inanarak bu işe başladı zaten.
       Miyavv diye havlayan iki köpeği var, mee diye miyavlayan üç kedisi var.
       Papağanı ise sadece tek bir kelime biliyor. “İmdaaaat"

     �Hagi’nin tost - iti
     �

Takımı kimseye sormadan ben yapıyorum diye bir söylenti çıkardılar. Şiddetle yalanlanacak.

Lucescu’ya sormadan takım yapar mıyım hiç?

Hakemlerle bağırmamak için futbolculara bağırılacak.

Maçlar 90 dakika sürüyormuş meğer. 90 dakika sahada kalmaya çalışılacak.

Nerden vursam gol oluyor. Maçlardan önce evden çıkarken bir iki topa şandel vurulacak.





Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr