Vahşet kasetlerini izlemek istiyoruz. Seyrederken mısır da yeriz bari...

       Her ne kadar mümtaz halkım % 55 gibi bir çoğunlukla "biz vahşet kasetlerini seyretmek istiyoruz. Hatta önceden haber verin ki seyrederken kuruyemişçiye uğrayıp leblebi, fıstık ve çekirdek de alalım" dese bu kasetleri seyretmemiz bir süre için imkansız görünüyor.
       İşkence ile "ilk kez" yüz yüze gelen değerli devlet şahsiyetlerini bile ürküten bu kasetin şahsen ben yayımlanmasına taraftar değilim.
       Turizmle bir ilgisi yok, ben bu kasetler yayımlandıktan sonra turistlerin ülkemize akın akın geleceğinden zerre kadar kuşku duymuyorum. Onlar deniz, kum ve güneş yerine bu kez Disneyland niyetine ziyaret ederler ülkemizi. Disneyland'ı yabana atmayın. Ülkemize gelen turist sayısını üç katlayan sayıda ziyaretçinin uğrak yeri Disneyland'da en uzun kuyruk, korku ile ilgili bölümlerde oluyordu, ordan biliyorum.
       Benim korkum kasetlerin yayımlandığı gün evde olmamak korkusu.
       Düşünsenize ertesi gün herkes bu kasetleri izlemiş olacak ve bana soracaklar.
       "Nasıldı vahşet kasetleri?"
       "İzleyemedim!.."
       Düşünsenize ne korkunç bir şey bu durumda kalmak...
       Benim gibi korkunç durumda kalan birileri daha var...
       Bu kasetleri izleyen ve "ilk kez" işkence ile yüz yüze gelen büyüklerimiz...
       - Vahşet canım bu...
       - 2000'li yıllara girdiğimiz bugünlerde olacak şey mi efendim...
       - "Avrupa topluluğunun eşiğindeki bir ülkede" cümlesini unuttunuz efendim... Genellikle 2000'li yıllarla birlikte söyleniyor.
       - Vay vay vay vahşete bak yahu... Nasıl bağlamışlar adamın ellerini? Filistin askısı mı bu?
       - Hayır bakan bey, bunlar Filistin askısını kullanmıyorlar. Onu bizimkiler... yani pardon bu domuz bağı efendim...
       - Allah allah... Yahu bu nasıl bir vahşet insan bunu insana yapar mı? İnsan insanlığından utanıyor valla. Terliksi hayvan olasım geliyor... Bunlar devlet kurarlarsa yapacakları işkenceyi düşünsenize Hamit Bey...
       (DIŞ SES) - Ahhhhh...
       - Efendim?
       - Eh bişey demedim sayın bakanım...
       - Bir ahhh sesi duydum da...
       - Haaa ben dedim tabii ki ah ah ah dedim yani... Haklısınız manasında aaaaaah dedim...
       - Bu kasetleri halka izlettirmek lazım Hamit...
       - Gerek yok efendim herkesin bildiği şeyler zaten...
       - Anlamadım?
       - Yani medyada çok sözü edildi demek istedim... Ayrıca bu vahşeti gören dinden imandan çıkabilir efendim.
       - Bunlar nasıl dindar yahu? Hindistan'da dindarlar inekleri bile kesmiyorlar.
       (DIŞ SES) - Vurmayın noolur?
       - Efendim?
       - Ben konuştum efendim. Vurmayın noolur deseler de faydası yok. Bakın işte nasıl da öldürüyorlar adamı...
       (DIŞ SES) - Ahhhh...
       - Ahh kalbim ben senden çok çektim söyle nedir bu halin valla sen delisin delisin...
       - Nooldu Hamit Bey?
       - Cici Kızlar'ın şarkısı efendim...
       - Yahu Hamit Bey böyle acıklı kasetler izlerken aklınıza nereden geldi bu Deli Kızlar Allah aşkına...
       - Dikkati dağıtmak, yani kederleremizi dağıtmak için efendim...
       - Peki peki ben gideyim de başbakana rapor vereyim...
       - Güle güle efendim...
       Bakan çıkar Hamit Bey telefona sarılır...
       - Lan oğlum bakan bey yukarıda dedim size di mi? Şu işkenceyi o gidene kadar durdursaydınız ölürmüydünüz yani. Tövbe tövbe...

Murat Kekilli'nin tost - iti

       * Bu akşam bıçaklanacak, beni kimse tutamayacak.
       * Ünlü olmak rezillikmiş. Köye geri dönülecek, patates ekilecek. Sen bile ekeceksin yıldızlar ekecek.
       * Reha Muhtar'dan uzak durulacak. Sen bile duracaksın yıldızlar duracak...
       * Beni bıçaklayan şahsa dava açılacak, sen bile açacaksın yıldızlar açacak...



Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr