Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     15 ARALIK
       Adım Şahbaz. Bugün El Ahmet ve Vahap adlı arkadaşlarımla birlikte Hizbi Huzur örgütünü kurduk hamdolsun. Amacımız devletin ve Siyonistlerin başındakileri temizleyip bize inanlara güven ve moral vermek.
       İlk eylemimiz Tahran'da Necip ve Mohsen, Bağdat'tan El Şefik ve El Habib kardeşlerin isteği üzerine bugün gerçekleştirdik.
       Yarınki gazeteler hep bizden bahsedecek...
     16 ARALIK
       Sabah erken kalktık. El Ahmet gazeteleri getirdiğinde hepimiz şok olduk. Gazeteler ve köşe yazarları söz birliği etmişçesine "terörden medet uman devletin içindeki bazı şer odaklarının bu cinayeti tezgahladığını" yazıyordu. Bizim örgütten bahseden bile yoktu.
       Yoksa El Ahmet gazetelere telefon edip cinayeti üstlenmeyi unutmuş muydu? Her ne kadar ölmeden önce "Ettim abi, etmediysem Allah canımı alsın" dediyse de inanmadım.
       O gece Vahap ile birlikte yeni bir cinayet planlamaya karar verdik. Hizbi Huzur örgütünün adını herkese duyurmalıydık.
     19 ARALIK
       Bu kez Yahudi bir işadamına yönelttik silahları. Olay yerine berelerimizi bıraktık. Berelerin üzerinde Arapça örgütümüzün adı yazılı idi. Hatta bunların günlük dildeki açıklamalarını da iğne ile iliştirdik.
       Haberlerde yer almamızı garantilemek için gazetelere ve televizyonlara bizzat ben telefon ettim. Çoğu gazetede telefon suratıma kapandı. Hatta bir tanesi "Bırak ulan beni işletmeyi. Biz bunları kimin yaptığını çoook iyi biliyoruz. Amaç bir tehlike uydurup kendi varlıklarını sürdürebilmek" diyerek ihbarımı ciddiye almadı. Israrım ve yalvarmalarım üzerine bana acıyarak örgütümüzün ismini bir kenara not aldı ve "istersen küçük ilanlar sayfasında yayınlarız" dedi.
     20 ARALIK
       Gazeteleri almak için gittiğim bakkal bana gazeteleri verirken "Ulan bizim devletin içindeki bazı odaklar gene ortalığı karıştırıyor. Bak sen şu işe" demez mi? "Hadi ordan salak, devlet böyle şeyler yapmaz" deyip parayı suratına fırlattım ve gazeteleri alıp eve geldim.
       Evde kan beynimize sıçradı.
       Bütün gazeteler öldürülen işadamının devletle iş birliği yapan Mossad tarafından öldürülmüş olabileceğini, amacın Ortadoğu'daki güç dengelerini sarsmak ve Irak'a karşı yürütülen operasyon ile ilişkili kuşkuları dağıtmak ve başka yöne çekmek olduğunu yazıyordu. Hatta bir tanesi "Olay yerine bırakılan Arapça yazılı başlıklar ve yanlarına iliştirilmiş açıklamalar bu şüphelerin en güzel ispatı değil mi?" diye yazmış.
       Adamı çıldırtmayın ulan. Biz yapıyoruz işte...
       Evden çıkarken "Bunlar, imamların orduya alınmasına karşı olanların işi" diyen kapıcıyı kazan dairesine attım.
       Niye bize inanmıyorlar ya Rab?
     22 ARALIK
       Bugün bir gazeteciyi hedef seçtik. Vahap adamı vurduğumuz yere muhtardan tasdikli nüfus kağıdını bıraktı. Ayrıca şaşkın insanların gözü önünde iki rekat kaza namazı kılıp olay yerine Hizbi Huzur yazılı bir ışıklı reklam panosu bıraktık. Bakalım şimdi de yalan yazabilecekler mi?
     23 ARALIK
       Sabah gazeteleri alırken "Ulan bu kontrgerilla da azdı" diyen bakkalı Omo kutularının altına gömdüm.
       Bütün gazeteler olayın teröre bel bağlamış resmi güçler tarafından yapıldığına dikkat çekip kamuoyu anketleri yayınlamışlardı.
       Anketlere göre halkın yüzde 84'ü cinayetlerin resmi kaynaklar tarafından işlendiğine inanıyormuş. İnanılır gibi değil.
       Vahap'ın olay yerine kasten bıraktığı nüfus suretinden bahseden bile yok. Bir tek gazete - satır arasında - "olay yerinde çalıntı olduğu sanılan ve polisi şaşırtma amacı ile bırakıldığı sanılan bir adet nüfus cüzdanı sureti bulundu" diye yazmış, hepsi bu...
       Bir yerde hata yapıyoruz ama nerde Tanrım...
     27 ARALIK
       Vahap'la karar verdik. Örgütümüzün adını duyurmak için cinayetten sonra kaçmayıp teslim olmayı düşünüyoruz...
       Yarınki hedefimiz bir politikacı...
     5 OCAK
       Politikacıyı öldürdük ve başında beklemeye başladık.
       Yarım saate yakın bir süre polis gelmeyince Vahap meraklandı ve gidip polise ihbarda bulundu.
       Az sonra gelen polis "silahları nerden aldıysanız oraya bırakın" dedi. Bir tanesi de katillerin nereye kaçtığını sordu.
       "Katil biziz deyince" de yaşlı olanı "Oğlum biz bu cinayetleri kimin işlediğini biliyoruz ama emir büyük yerden geldiği için yakalayamıyoruz" deyip suratımıza iki tokat patlattı. Bir diğeri de elimizdeki silahları aldıktan sonra kıçımıza bir tekme vurup "Hadi evinize gidin zibidiler" diyerek gönderdi bizi...
     25 OCAK
       Yaptığımız tüm başvurular ve itiraf dilekçeleri yanıtsız kaldı. Sadece bir savcı olayı ciddiye alarak adaleti yanıltıcı ifade vermekten dolayı hakkımızda zabıt tuttu ve 2750 lira para cezasına çarptırıldık.
     29 OCAK
       Bu ülkede yabancı ve sivil terör örgütleri için uygun bir zemin olmadığını anladık... Halkının devletinden bu derece kuşkulandığı bir ülkede cinayetler işlemenin örgütümüze hiçbir şey kazandırmayacağını düşünerek örgütü dağıttık. Vahap da namazı niyazı bırakıp bir atari salonunda bodyguardlığa başladı. Hücre evini de 500 dolardan kiraya verdik.
       * * *
       NOT: Kanal D haber editörlerinden Ali Can Değer arayıp hatırlatmasaydı belki aklıma bile gelmeyecekti ama 1 Şubat 1993 yılında Jak Kamhi'ye yapılan suikast girişimi sonrasında yazdığım bu yazıyı kısmette Ahmet Taner Kışlalı sonrasında gene yayımlamak varmış işte.
       Umarım bu yazıyı bir daha yayımlamak zorunda kalmam...
       * * *

Devlet Baba'nın tost - iti

       * Halkın devletine güvenmesi sağlanacak. Kızılay eski Başkanı Kemal Demir faili meçhul cinayetleri soruşturma komisyonu başkanlığına getirilecek.
       * Ne yapılırsa yapılsın üstümüze kalıyor kardeşim. Otomobillerinden teyp çalınanlar bile suçu bize atıyor. Dikkatli olunacak.
       * Faili meçhul cinayetler için devletin bütün birimleri seferber edilecek. Toprak Mahsulleri Ofisi dahil.
       * Çöp poşetine bomba koyarak Ahmet Taner Kışlalı'yı öldüren katiller mutlaka ama mutlaka bulunacak ve onlardan Çöp Vergisi alınacak.



Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr