Konuk yazar: Nebati Trendoğlu (işadamı).
Mekan: Le Pastiamo Moltocarne (Yeniköy).
Giysiler: Ayakkabı: Lacoste, gömlek: DKNY, pantolon: Polo Ralph Lauren, don: Calvin Clein, cepten yanlışlıkla çıkan kadın donu: Arnette, parfüm: Eau Savagge...
Sayın Tantanlardan Sadettin Bey evladım.
Sizin asayişle ilgili yaptığınız çalışmalar camiamızca takdirle karşılanmaktadır elbette.
Az önce Don Perignonlarımızı sizin için tokuşturduk dostlarla...
Sayenizde dolarlarımızı yastığımızın altına koyup rahat bir uyku uyuyabiliyoruz.
Eskiden kimseye güvenimiz yoktu efendim.
Dolarları ilaç tüplerine koyup affedersiniz edep yerlerimize tıkıştırıp öyle uyurduk.
Öyle değil mi Yaşar?
NOT: Pardon yemekte Yaşar yok...
* * *
Lakin bir yanlış uygulamaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
İstanbulumuzun nadide yerli turistik mekanlarının hoparlörlerindeki sesleri kıstınız da nooldu?
Bakın meydanı boş bulan işçi taifesinin sesi daha çok çıkıyor.
3 - 5 kişi mezarda emeklilik diye ortalığı inletiyorlar. (Gazetelerde 150 bin, 200 bin yazdıklarına bakmayın. Onların 10 tanesini yan yana getirsen bizim gibi bir tane adam etmez. Fiziksel olarak elbet...)
Gerçi mezarda emeklilik de komik bir laf öyle değil mi?
Şu mürekkepbalıklı risottomu yiyeyim cümleme devam edeceğim.
* * *
Mezarda emeklilik dedikleri 60 yaş.
Yahu 60 yaşın neresi mezar yaşı. Benim babam 92 yaşında golf oynarken öldü.
Dayımı ise 87 yaşında Aspen'de kayak yaparken kaybettik.
Deli mi bunlar ne?
Viagra'dan haberleri yok anlaşılan. Benim 65 yaşındaki iki dostum 16 yaşındaki sekreterleri ile evlendiler. 60 yaş hiç mezar sınırı olur mu?
Kol gücüyse bizimki de kol gücü.
Üstelik bizim elimiz daha uzun...
* * *
Ayrıca işçilerin bu "emekli olalım" ısrarını anlamış değilim.
Duyan da emekli olunca mezarda değil de Malibu'daki villalarında yaşayacaklar sanır.
Yahu oturduğunuz yerler zati mezar gibi... Ha ha ha...
Değil mi Mesut...
NOT: Pardon yemekte Mesut da yok...
* * *
Yürüyüşleri de yürüyüş olsa.
Türküler, mürküler, zurnalar, halaylar.
İlkel kabile törenleri gibi...
Riki Martin'i getirip La copa de la vida söyletemedikten sonra ben ne yapayım böyle nümayişi?..
Velhasılkelam Pasha'nın sesini kısarsanız işçilerin sesleri daha fazla duyuluyor Sayın Tantan Bey.
İstiraham ediyorum. Ya işçilerin sesini de kısınız, ya Pasha'nın sesini açınız.
Öyle diil mi Bayram...
NOT: Pardon yemekte Bayram da yok...