Zaman zaman 'keşke Galatasaray'lı olsaydım daha az üzülürdüm hiç olmazsa' diyorum.
Sonra aklıma Fenerbahçeli olmanın ayrıcalıkları geliyor vazgeçiyorum bu düşünceden.
Fenerbahçeli olmanın tadını çıkartıyorum. Nasıl mı?
İçkinin, rakının, alkolün tadına en iyi biz varırız. En iyi ve en kolay biz sarhoş oluruz. Bir Galatasaraylı’nın sarhoş olması için iki büyük içmesi gerekmektedir. Fenerli ise küçük bir duble ve Gençlerbirliği ile sarhoş olabilir.
Fenerbahçeli’ler insan sarrafıdır. Çok insan tanırlar. Örneğin diğer takımlar bir antrenörle neredeyse üç yıl idare ederken biz her sezon en az üç antrenörün tadına bakarız. Spor adamlığını, soyunu sopunu, gelmişini geçmişini tartışırız. Buna her sene giden 15 ve gelen 15 oyuncuyu eklerseniz biz çok adam tanırız çok... Hepimiz insan sarrafıyızdır.
Bizi top gelse yıkamaz. Bir Fenerbahçeli hayata karşı on kez daha fazla dayanıklıdır. O kadar çok yıkılmış ve yeniden ayağa kalkmıştır ki ayrılıklara, acılara, ölümlere, ihanetlere, doğal afetlere en iyi biz dayanırız. Zam yapılmış, devlet krizi çıkmış, demokrasi yokmuş, CHP meclis dışında kalmış, bunların hiçbiri üzemez bizi. Dereağzı'nın camlarını indiririz senede bir iki kez, boşalma sağlanır. Bunca yoksulluğa, bunca eziyete rağmen niye hiç sosyal patlamalar olmaz bu ülkede. Çünkü ülkenin büyük bir bölümü Fenerbahçeli’dir.
Dereağzı'nın yakınlarındaki camcı da mutludur Fenerbahçeli olmaktan.
Sayemizde her sene yeni mankenler kazanır bu ülke. Yeni yüzler görürüz gazetelerde, hafta sonu ekleri şenlenir. Magazin gazetelerine haber yağdırırız. Futbolcular o sene uslu dursa bile antrenörleri durmaz. Bu ülkede dansözlerle basılan tek antrenör Fener'den çıkmıştır yıllar önce hatırlasanıza.
Yönetim de mutludur alınan yenilgilerden. Çünkü Fenerbahçe seyircisi yenildikçe doldurur tribünleri. İki hafta üst üste galip gelindi mi üçüncü hafta izdiham olur kapılarda. Galatasaray şampiyonlar ligi finalinde 10 bin kişiye oynar, biz İstanbulspor'u 35 bin seyirci ile karşılarız Kadıköy'de...
Fenerbahçeli erkekleri, karıları daha çok sever. Acıma duygusuyla ve anne şefkatiyle karışık bir sevgidir bu ama olsun. Fenerbahçeli, üzgün maç dönüşlerinde daima anlayışlı bir eş bulur evde. Ve umutlar gene seneye kalır...
Denizli'nin tost - iti
Herkesten sabır istenecek. En çok da kendimden. Futbolcular bir sonraki maçta da yenilirlerse, dönüş otobüsle değil minibüsle ve ayakta olacak. Yolda çiş molası bile verilmeyecek. Kolonyalar futbolcuların gözlerine sıkılacak. Yeni transfere gerek yok. Sonunda hepsinin ağzını burnunu kırıcam herkes yeni bir futbolcu transfer ettik sanacak.
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr