Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Galatasaraylılar istedikleri kadar Fatih Hoca'yı vermeyiz desinler.
       Gerçi bana kalsa ben Fener'in başına Fatih Terim'i değil Faruk Süren'i getirmekten yanayım ama gene de baskılara dayanamayan fanatik bir Fenerbahçeli olarak Fatih Terim'i Fener'e transfer ettim bile...
       İşte Terim Hoca'nın Fenerbahçe Dereağzı tesislerinde ilk günü...
       * * *
       - Arkadaşlar günaydın...
       - Şu arkada duran futbolcuya ayrıca günaydın demeniz lazım Fatih Hoca.
       - Niye ya?
       - O futbolcu başkanın memleketlisi. Merhaba demezseniz gidip antrenmanda söylediğiniz her şeyi başkana ispiyon eder...
       - Haydaaa... Bana ne başkanın hemşerisinden kardeşim. Ben kimseye ayrıcalık yapamam Selim Bey. Şimdi şu santrfor Halil'i bir an önce satalım.
       - Onu satamayız Fatih Bey...
       - Niye, üzerinde ipotek mi var? He he espri nasıldı ama. Uzun paltolarım kadar aniden yaptığım esprilerim de ünlüdür.
       - Siz espri yaptınız ama o futbolcuların üzerinde gerçekten ipotek var Fatih Bey. Onun transferi için yönetici Kadri Bey ile Geçirdik Gazetesi Spor Müdürü Zilhicce Bey yüzde aldılar. Eğer taşları yerinden oynatırsanız 6 - 0 galip geldiğiniz maçlarda bile Zilhicce Bey'in kaleminden kurtulamazsınız.
       - Benim en iyi arkadaşım Mehmet Ağar, Selim Bey. Kralı gelse bana bişey yapamaz.
       - Siz bilirsiniz Fatih Hoca...
       - Evet arkadaşlar şimdi antrenmana düz koşu ile başlıyoruz... Düüüt...
       ...........
       - Niye koşmuyo bunlar Selim Bey?..
       - Yönetim kurulu üyesi Şemseddin Bey bugün antrenman yapmasın keratalar dedi...
       - Benim işime niye karışıyorlar kardeşim?
       - Sizin değil Cemşit Bey'in işine karışıyorlar aslında.
       - Cemşit Bey kim ulan Selim Bey?
       - Cemşit Bey kulübün güvenlik amiri... Bugün kılık değiştirip futbolcuları döveceklerdi ama antrenmanda iyice yorulsunlar diye bekliyorlardı. Şimdi futbolcular yorulmadıkları için güvenlik elemanlarına direneceklerdir...
       - Bu kulüpte güvenlik görevlileri oyuncuları, antrenörleri filan mı dövüyor yani?!.
       - Yok merak etmeyin, sizi dövmesi için görevlendirilenler güvenlik görevlisi diil Fatih Bey... Eğer iki maç kaybedersiniz sizi Bursa kılıç kalkan ekibine dövdürecekler.
       - O zaman antrenmanı iptal ediyorum. Futbolcular gidip televizyon seyretsinler.
       - Seyredemezler efendim. Yönetici Gaffur Bey'in özel TV'si kablolu yayına alınana kadar kulüp binasında televizyon seyretmek yasak.
       - Drülürü dürülürü... (Telefon sesi)
       - Alo buyrun ben Fenerbahçe Teknik Direktörü Fatih Terim...
       - Alo Fatih Hoca sen benim memleketlime selam vermemişsin.
       - Vermem tabii efendim. Kimseye ayrıcalık yapamam ben. Hiçbir yönetici bana ricada bulunmasın...
       - Tabii ki Fatih Hoca. Biz aramızda karar aldık zaten. Yöneticilerden İhsan Bey, Sabri Bey, Kadir Bey, Macit Bey, Hüsnü Bey, Selahattin Bey, Kemal Bey, Burak Bey ve Necati Bey dışında kimsenin isteklerini yapmayacaksınız. Hadi şimdi kolay gelsin Fatih Hoca... Trakkk...
       - Ohooo bana burda yapacak iş bırakmamışlar Selim Bey... Ben o zaman iki kilo portakal alıp evime gideyim bari...
       - Alamazsınız Fatih Hoca...
       - Niye ya? Antrenörlüğüme karışıyorsunuz bari evime alacağımız meyveye karışmayın.
       - Yönetici Zikri Bey muz ithalatı yaptığı için futbolcu ve antrenörlerin evlerinde muz dışında meyve yemelerini yasakladı.
       - Ohooo nereden geldim ben bu takıma kardeşim?..
       - Galatasary'dan Fatih Bey, Galatasaray'dan...

Boğaz'daki "alık" restoranları ve Bario Latino

     Tüketicinin öz abisi Gani Müjde kendi yediği kazıkları anlatıyor:
       En sevdiğim yerlerdir balık lokantaları, beyaz et yemem de tıbben gerekli olduğundan dışarıda yemeğe çıktığımda balık lokantalarını tercih ederdim. Ama bir süredir gitmiyorum.
       Çünkü yemediğim şeylerin parasını ödemekten bıktım artık.
       Özellikle Boğaz'da hangi balık lokantasına girerseniz girin kafa hesabı yapılıyor.
       Yani kapıdan girerken sizin faturanızı yazıyor hazretler.
       Bir kişi 20 milyon, iki kişi 40 milyon...
       "Yahu ben meze yemedim sadece bir balıkla bir duble rakı içtim" deseniz de fark etmez.
       Kısacası ben balık seviyorum, balık restoranları da alık seviyor diye gitmez oldum.
       Sonra geçenlerde Saroz diye bir balıkçı keşfettim. Nişantaşı'nda, pasaj içinde üçüncü katta bir balıkçı. Boğaz'daki balık restoranlarında masada asla göremeyeceğimiz fiyat listesi bile vardı, inanamadım... Ne ben onları tanırım, ne onlar beni tanır ama ilk kez İstanbul'da yediğim ve içtiğim kadar hesap ödeyip çıktım. Bu arada İstanbul'un işletmecileri benim gibi alıklara bayılıyor zaten. Geçen gece Bario Latino diye bir yere merak edip gittim. Hay gitmez olaydım. Saat 23.30'da girip 24.00'te çıktığım yerde sadece iki bira için evet sadece iki bira için toplam 27 milyon lira hesap ödedim... Ayıptır yahu. Teypten çalınan müzik için konsomasyon alınır mı? Pavyon mu burası? Dünyanın her yerini gezdim. Hard Rock cafelerden, New York ve Madrid'in dünyaca ünlü barlarına kadar her yerde insandan yediğinin içtiğinin parasını alırlar. Türkiye'de ise kör tuttuğuna adisyon yazıyor.

Süleyman Demirel'in tost - iti

       * Benim seçilmeme engel olanın anası ağlatılacak. İnanmayan olursa kırk yıldır anasını ağlattığım milletime sorulsun.
       * Son anda 5+5'ten çark eden Recai Kutan'ın da anası ağlatılacak. Ölmüşse mezarı bulunacak.
       * Mesut Yılmaz'ın da anası ağlatılacak. Mesut'un annesi bulunamazsa üvey annesi Semranım ağlatılacak.
       * Güniz Sokak'a dönmek zorunda kalırsam sokak sakinlerinin de anası ağlatılacak.
       * Ecevit seçilmem için kendini paraladı. Onun anası ağlatılmayacak.



Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr