En seksi erkek Işıkara'nın (aynı zamanda da profesör veya doçent ama aklımda sadece bu unvan kalmış) yaptığı "İstanbul'da yeni bir deprem bekliyorum" şeklindeki açıklaması İstanbulluları korkuttu.
Ancak bu açıklamadan daha korkuncu Işıkara'nın basın toplantısına bavuluyla katılmasıydı.
Her ne kadar 68 kaçkını Şener Üşenmezsoy ve Aykut Barka "İstanbul'un fay hattı sahil yolunda denize uçan bir kamyon tarafından kırıldı. İstanbul'da büyük bir deprem olmaz artık" deseler de bir deprem beklendiği muhakkak.
Bu arada devlet yetkilileri de yaptıkları açıklamalarla vatandaşa "Depremle birlikte yaşamayı öğrenmeyi" tavsiye ediyorlar...
Rahşan Hanım'la 45 yıl yaşamış Bülent Bey için, Nazmiye Hanım'la 50 yıl birlikte yaşamış Süleyman Bey için depremle birlikte yaşamak kolay olabilir ama bu konuda halkın da eğitilmesi gerekiyor sanıyorum.
Ve bu yüzden de yüzde 95'i fay hattı üzerinde yaşayan ve Aziz Nesin'in de dediği gibi yüzde 60'ı doğuştan "sevimli" olan halkımızı aydınlatma görevini ben üstleniyorum. İşte:
Depremle birlikte yaşama rehberi
1- Depremi kafanıza takmayın. Depremi üç saniye önce haber veren sistemler çok yakında piyasaya çıkacak. Üç saniyede ne olur demeyin. Kelime - i şahadet getiremezseniz bile sıkı bir "hassittir" deme şansınız var...
2- Binanızın depreme dayanıklı olup olmadığını test etmek için aylarca sıra beklemenize gerek yok. Boş dairelerden birini yeni evli bir çifte verin. Yıkılmadıysa sorun yok demektir.
3- Yanınızda içinde çadır ve uyku tulumlarının bulunduğu bir sırt çantası bulundurun ve bu çantayı gittiğiniz her yere götürün. Sinemaya gittiğinizde sırt çantasını mutlaka sırtınızdan indirin... Yoksa 6.5 şiddetinde sopa yersiniz.
4- Depremin sizi nerede yakalayacağı belli olmaz. Bu yüzden fındıktan ve aganigi naganigiden uzak durun.
5- Hayvanların depremi önceden farkettiği gerçeğini unutmayın. Erkekseniz Panter Emel'le, kadınsanız ormanlar kralı Tarzan'la yapacağınız evlilikler sizi deprem tehlikesinden koruyacaktır. Sokak köpeklerinin itlafına yeşil ışık yakan Hıncal Abi (Uluç) ile evlenenlerin ise hiç şansı yok. Geçen gün bir sokak köpeğiyle konuşuyordum, "Abicim depremi önceden anlasam bile ona haber vermem. Zaten öbür ayağı da kaşınıyormuş, gider doğrudan ısırırım" dedi.
6- Psikolojik olarak kendinizi ayakta tutmak zorundasınız. Bol bol müzik dinleyin. İsviçreli bilim adamları Mahsun Kırmızıgül'ün "Yıkılmadım Ayaktayım" şarkısını tavsiye ediyorlar.
7- Deprem anında kolunuz bacağınız kırıldıysa sakın hastaneye gitmeyin. Kırıkçı ve çıkıkçılar daha güvenlidir. Unutmayın ki, depremlerde ve artçı şoklarda en önce yıkılan yerler hastaneler. (Allah hastaneye düşürmesin lafının kaynağı da böylece belli olmuş oldu...)
8- Deprem anında işyerindeyseniz mutlu olun. Ve Tanrı'dan bina yıkılmadan önce patronunuzun başından aşağıya mürekkebi boca edecek kadar bir zaman vermesine dua edin.
9- İstatistiklere göre deprem çocuklara daha az hasar veriyor. Bu yüzden yaşınızı küçültün veya çocuk ruhlu olmayı deneyin...
10- Göçük altında kaldığınızda size "İyi misin?" diye seslenenlere "İyiyim, depremle birlikte yaşamaya alışıyorum. İsterseniz büyüklerimizi de çağırın. Gelip ayaklarını bu kolonun altına soksunlar. Onlar da depremle yaşamaya alışsınlar benim gibi" cevabını verin.
Sonuç
Ben bütün bu dediklerimi yaptım ve deprem korkusunu yendim...
Tabii deprem korkusunu yenmemde şu anda İsveç'te yaşıyor olmamın da katkısı var sanıyorum.
Bill Clinton'ın tost - iti
* Deprem bölgesi ziyaret edilecek ve vatandaşlara moral verilecek. Daha da olmazsa Monika Levinski bu bölgelere gönderilecek.
* Koruma tedbirlerim artırılacak. Tuvaletteki koruma sayısı 25'ten 15'e indirilecek. Yoksa dişlerimi fırçalayamıyorum.
* Kızım Çelsi Kahramanmaraşlı Musa'dan uzak tutulacak.
* Bülent Ecevit her şeyi unutuyormuş. 1000 dolar borç istenecek.
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr