Mete Işıkara'yı tanımıyordum. İlk depremden sonra bir cümlesi ile halkı dolayısıyla beni de sokağa döktüğünü biliyorum sadece. Park Orman'da arabamın içinde yatarken "Ah ulan A. Mete Işakara ah. Eğer bu gece deprem olmazsa ben yarın gece nerede ve kiminle yatacağımı çok iyi biliyorum" dediğimi hatırlıyorum sadece.
Bir de artçı şoktan sonra en yetkili ağız olarak yaptığı basın toplantısında depremin şiddeti kaç Hocam diyenlere. "Valla sandalyenin altından şööyle bir vurdu. Epey de sürdü. Değil mi çocuklar?" diye cevap verişinden.
Sette çalışırken deprem olmuştu ve ben hassas kıçımın sayesinde 5.8'i bilmişken Hoca onca alete rağmen cevap veremiyordu.
Neyse efendim depremin ertesi günü evinden ayrılan ve bir daha da evine dönmeyen Hoca'yı bazı gazetelerin geri döndürme çabaları sürerken Hoca da bedava biletlerle maça ve sinemaya gitmeye devam ediyor. Ve Hoca'ya her gittiği yerde büyük alaka var. En seksi erkek seçildi bile...
* * *
Hoca - Oleeey oleey oleey oleeey.
Vatandaş - Afedersiniz Hocam...
Hoca - Şampiyoon cim bom booooom.
Vatandaş - Hocaaaamm...
Hoca - Bırak kravatımı kardeşim.
Vatandaş - Özür dilerim sizi maçta görünce heyecanlandım birdenbire de... Burası sağlam mıdır diye soracaktım?
Hoca - Sağlam sağlam... Oleeey oleey...
Vatandaş - Hocam özür dilerim ama bu stat kaç senelik kimbilir? Yani 7 şiddetinde bir depreme dayanabilir mi sizce?
Hoca - Üff... Ben dayanabilirsem o da dayanır...
Vatandaş - Peki niye her an tribün kirişi üstünüze çökecekmiş gibi kambur oturuyorsunuz?
Hoca - Benim belim sakat hemşerim. Allah Allaaaah...
Vatandaş - Bilmiyordum Hocam. Geçmiş olsun, çok geçmiş olsun... Ben korkmuyorum aslında hanım korkuyor. Saçı başı dağınık depreme yakalanırım da gazetelere öyle çıkarım diye korkusu. Sürekli saç baş yapılı geziyor artık. Baldız da sana hasta... He he he...
Hoca - Kardeşim önümden çekilsene... Ne söyleyeceksen yanımdan söyle ve git.
Vatandaş - Özür dilerim Hocam ben heyecandan ne yaptığımı biliyor muyum?
Hoca - Yeter kardeşim deprem deprem... Herkes depremsyon sahibi oldu ya... Bırak şurda keyifle bir maç izleyelim.
Vatandaş - Peki Hocam kızmayın. Bizim çocuklar sizi çok seviyor da bir imza verirseniz hemen yerime giderim...
Hoca - Ver şu kağıdı ya...
Vatandaş - Buyurun... Hocam kağıt dediniz de aklıma geldi. Kaç şiddetinde bir deprem evleri kağıt gibi yıkabilir?
Hoca - Kardeşim deprem konuşmayalım dedim ya. Al işte imzamı attım. Beni rahat bırak artık.
Vatandaş - Ah tabii Hocam... Buyrun maçı seyredin.
Hoca - Pozisyonu kaçırdım kim vurdu yahu...
Vatandaş - Ben söyleyeyim efendim. Hakan vurdu. 6.5 şiddetinde...
Hoca - Deprem lafı istemiyorum.
Vatandaş - Peki Hocam...
Hoca - Oleey oleey oleey oleey.
Vatandaş - Hocam Japonlar Hüseyin'i bir saat öncesinden haber veren bir makine yapmışlar.
Hoca - Hüseyin kim?
Vatandaş - Siz deprem demeyin dediniz ya... Ben de depreme yeni bir isim buldum Hocam. He he he he...
Hoca - La havle vela kuvvete illa billa...
Vatandaş - Ne dediniz?
Hoca - La havle vela...
Vatandaş - Herkes kaçsııın. Işıkara dua okumaya başladı. Deprem olacak. Kaçıııınnn...
Bedelli asker Tarkan'ın tost - iti
* Bedelli askerlik çıkmış beni askere çağırıyorlarmış. Kaç para bedel verecekler öğrenilecek.
* Genelkurmay'la protokol yapılacak. Dilo dilo yaylaları söylemem. Benim imajıma ters... Üstelik repertuarımda yok.
* Öğle yemeklerim Divan'dan gelecek. Karavana yemem.
* Bana nöbet yazılmayacak. Yazılırsa da dış nöbet tutarım. Olimpiya iyi olur...
* Sabah koşularını ben değil, bodyguardlarım yapacak.
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr