Aday adayının adayı olduk ya... Ölsem gam yemem artık...

       Büyük bir gündü büyük...
       Uzun yıllardır Avrupa Birliği'ne aday ülkeler arasında aday adaylığının adaylığını bekleyen Türkiye'nin başvurusu kabul edilmiş ve Türkiye aday adayının adayı olarak Avrupa Birliği'ne kabul edilmişti.
       Artık Avrupa'ya çıktığımızda edep yerlerimizde eroin arayan gümrük memurlarına "Sen bizim kim olduğumuzu biliyor musun? Avrupa Birliği'ne aday adayının adayı olan bir ülkenin vatandaşlarıyız biz. Ayrıca Galatasaray Bologna'ya iki tane salladı" deme hakkımız olacak.
       * * *
       BU müthiş gelişmeyi öncelikle annemle paylaşmak istedim. Telefonu açtım. "Anne duydun mu artık Avrupalı olduk" dedim...
       Bir an sessizlik oldu.
       Sonra "İyi halt ettin" diye kükredi annem. "Avrupalı olmak matah bişey olsaydı biz Yugoslavya'dan (Former) kalkıp İstanbul'a gelir miydik a benim salak oğlum?" deyip suratıma kapattı telefonu...
       Belki haklıydı ama Fransa'nın diskoteklerinde Tarkan çalarken bizim Avrupa Birliği'ne aday adayının adayı olamamamız beni gerçekten üzüyordu.
       Adaylık başvurusu yapmamıza olanak sağlayacak bu gelişme ile Galatasaray'ın Bologna'yı devirmesi sadece bir rastlantıydı.
       Ama Türkiye'nin önünde Avrupa Birliği'ne daimi aday adayı olmamız için öncelikle aday adayının adayı olmamız gerekiyordu.
       Bir ara bayrağı kapıp Taksim Meydanı'na çıkmak ve orada biriken kalabalıklarla birlikte Avrupa Birliği'ne aday adayının adayı olmamızı kutlak geldi içimden ama sonra aday adayının adayı olmamız nedeni ile oluşan coşku seline engel olamam ve aday adayının adayı olmamız tehlikeye girer diye vazgeçtim.
       * * *
       ZATEN Akmerkez'e gittikçe Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne aday adayının adayı olması niye kabul edilmiyor diye düşünüp sinirleniyordum.
       Ümraniye'ye ise genellikle gece saatlerinde otobandan gidiyordum ve otobandaki her telefon ahizesini gördüğümde "yahu bu Avrupalılar hakkımızı yiyorlar" diyordum.
       Dört tarafımız düşmanla çevriliydi ve kimse bizim iyiliğimizi istemiyordu ama bu kez tuhaf bişey olmuş Avrupalılar aday adayının adayı olmamız için Ankara'da ısrar ve ikna masaları kurmaya başlamışlardı.
       Ecevit Nuh diyor peygamberi hatırlamıyordu ama İsmail Cem köprüden atlayan sarhoşlar kadar ısrarcıydı ve "Havyar Solana" ile aralarında böyle konuşmalar geçiyordu...
       "Kıbrıs meselesini Lahey'e götürmeyin. Yoksa aday adayının adayı olmaktan vazgeçerim. Atlarım aşaaa.."
       "Ya tamam o iş kolay hallederiz be güzelim. Gel imzala şunu."
       "Bana Yorgo'yu getirin. Yoksa atlarım."
       "Tamam yoldaymış uçağı."
       "Hep ezildim hep ezildim yeter ulayyyn. Ya aday adayının adayı olurum ya da atarım kendimi aşşaaaaa.."
       * * *
       ARTIK yeni bir pencere var Türkiye'nin önünde.
       Boru değil, Avrupa Birliği'ne aday adayının adayının adayıyız...
       Hayırlı uğurlu olsun...

Bedbaht bir Fenerbahçeli olarak Gani Müjde'nin tost - iti

       * Fenerbahçe seyircisi için AKUT timi yardıma çağrılacak. Taraftarlara acil battaniye, gıda ve ilaç yardımı yapılacak.
       * Boliç, Alpay, Preko ve Mosheau da Jet - Pa'ya otomobil yedek parçası olarak satılacak.
       * Takım her maçı beraberlikle bitiriyor. Beraberliğe de üç puan verilirse şampiyon olunacak.
       * Zeman'a zaman verilmeyecek. Dört, üç, üçte ısrar ederse, üçün birine razı olunacak.
       * Galatasaray'dan yönetici transfer edilecek.




Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr