Gani Müjde

       Henüz beş yaşındaydım.
       Yakında Yunanistan'a gidecek olan bir trenin vagonları arasına bırakılmış muhacirlerdik.
       Bugün olacakları bilmiş gibi Yugoslavya'dan tası tarağı toplamış Fener'i mesken edinmişti babam.
       Ve gelir gelmez de çok lazımmışım gibi ben doğmuştum.
       Bir Rum evinin sığınmacısı olarak yaşıyorduk Fener'de.
       Paramız yoktu, pulumuz yoktu, suyumuz yoktu...

       Bir haber programında izledim.
       Haberci yıkılan enkazdan "beton" bir kiriş örneği alıp eliyle un ufak ediyordu.
       Un ufak edilen hayatların arasından deniz kabukları ve yosunlar görünüyordu.
       Ev çok pahalıydı Türkiye'de.
       Adam 2 milyara ev satıyordu.
       Hayat satın alıyor, karşılığında ev satıyordu.

       * Önce güneş tutulması ertelendi haberi yayıldı sette, sonra güneş tutuldu... Yemek paydosunu o saate denk getirdim ki ekip bin yılın bu son geyiğinden mahrum kalmasın. Herkesin elinde ND filtreler, ayın güneşe efelenmesini seyrettik. İçi boş teneke çalacaktık bulamadık. "Meclis'te olsaydık bol miktarda vardı" dedi biri...
       * Sette ciddi bir körlük problemi var. Bizanslıların çoğu mavi lenslerle oynadığı için önünü göremiyor.
       * Posta'da çıkan "Teknik ekip Mehmet Ali Erbil'den sonra geliyor" haberi bir önceki gün saat 04.00'e kadar 200 kiloluk ışıkları oradan oraya taşıyan teknik ekibi çok üzdü. 04.00'e kadar çalışıldığı için ekibe öğleden sonrasına kadar uyku izni vermiştim ve tüm oyunculara bunun iletilmesini söylemiştim. Sadece Mehmet Ali Erbil'e ulaşılmamış o da sabahın köründe gelmişti. Çalışanlara haberin kötü niyetle yazılmadığını anlatana kadar canım çıktı. (Eee gazeteciyiz ya koruyoruz bizimkisini)
       * Teodorakis rolünü oynayan Ümit'in yaptığı oturunca ortası çöken sandalye tuzağına herkes düştü. Önce

       Hayat, üniversite seçmek kadar zor olmasa da zordur.
       Bunları kolaylaştırmak ise bizlerin gazete yazarlarının görevidir.
       İşte üç açılı diş fırçasını bularak hayatımızı kolaylaştıran ve ağzımızın en ücra köşesine kadar fırçanın batmasını sağlayan İsviçreli bilim adamlarından biri olan Gani Müjde'den hayata dair üç açılı notlar paketi.
       * * *
       Kaybedeceğinizin önceden belli olduğu hiçbir tartışmaya girmeyin.
       Örneğin eşinizle tartışmayın...

       "Voala" şampuanının adını bir kerede doğru olarak söyleyemeyen milyonlarca erkekten ikisi Karaköy Vapur İskelesi'nin yolunu tutmuştu. Hem de sabahın sekizinde.
       * * *
       - Lan Cihangir oğlum sabahın köründe yengene iki tokat sallayamadan uykudan kaldırıp getirdin beni, dediğin gibi değilse oyarım valla.
       - Hayır Bahadır abi. Gazetede okudum. Tam bir gemi dolusu karı gelmiş Karaköy rıhtımına.
       - Karaköy rıhtımına mı? Hay Allah belanı versin lan. Oğlum o karılar lezbiyen...
       - Ne demek lezbiyen Bahadır abiii?.. Küfür müfür diil di mi?

İşeverenlerden emekliler için şarkı- Seniii anan benim için doğurmuş caaaanım.
- Tak tak... Ooo bakıyorum keyifler tıkırında Hulusi Bey. Gene borsa ile ilgili bir tüyo aldınız galiba?
- Yok Yaşar yok keyfimin kaynağı sensin. Senin geç emeklilik yasa tasarın keyiflendirdi beni. Ne içersin?
- Çay alayım... (Diyafona uzanır)
- Kızım Behzat Efendi bize iki çay getirsin.
- Behzat Efendi bugün gelmedi patron...