En sevdiğim kanal HBB

29 Mart 2000


       Günlerdir bu kanaldan gözümü ayıramıyorum. Aylardır tuttuğum takımı soranlara Milli Takım diye cevap vermeme yol açan Fenerbahçe’nin, Çeçenistan direnişçilerinden daha yorgun ve moralsiz 11’iyle sahaya çıkıp Galatasaray’ı evinde yendiği gece bile bu "güzide" kanalımızdan gözümü ayıramadım.
       HBB gerçekten doğru bir yayın politikası izliyor.
       Seyirciye az ama öz şey vermek ilkesinden yola çıkan kanal yönetimi Ayşe ve Sacide hanımların değerli programları ile ayakta duruyor.
       8 yıldır mali sıkıntıda olan bu değerli kanal (8 yıldır parasız pulsuz bu iş nasıl sürüyorsa artık) resimde gördüğünüz "Ağzı var dili yok adlı" programla izlenme rekorlarını altüst ediyor.
       Programı Ayşe Hanım kod adlı sunucu sunuyor.
       Karşısında ise hiç konuşmadığı için meslek grubunu tahmin edemediğimiz ama kadın hastalıkları uzmanı veya TIR şoförü olduğunu tahmin ettiğimiz Sacide Hanım var. Düzeyli bir sohbet sürüyor aralarında.

Yazının Devamı

Karıncaezmez Şevki

27 Mart 2000


       Ermeni Kilisesi geçilip, Musevi Sinagogu’nun önünden sola doğru yani Balat Karakolu’nun köşesinden dönüldü mü sağlı sollu balıkçılar ve meyhaneler görünürdü. Ayvansaray otobüs durağına kadar uzanan ve muhtemelen 2. Konstantin zamanından kalan dar sokakta sobacıların metal tıngırtısı ile sarhoşların kadeh çıngırtıları antik bir dönem müziği gibi dolanırdı sokak aralarında, çinko dam saçaklarında.
       Uzaktan Haliç Tersanesi’nin elektrikli testerelerinin sesi insanın kulağını gecenin sessizliğinde yalayıp geçen sivrisinek vızıltısı makamında önce zayıf, sonra güçlü, sonra tekrar zayıf duyulurdu.
       Piyano, forte, piyano...
       Bu sessizliği bir tek o bozardı.
       Sıcaktan köpeklerin saçak aralarına kaçtığı öğle saatlerinde sokakta hareket başlarsa, bilirdik ki Karıncaezmez Şevki geliyor.
       “Bir baba hindi, heey Allah... Cimboma bindi. Heey Allah..."

Yazının Devamı

Otel gerçekleri

20 Mart 2000


       Dokuz günlük bayram tatiline gidenler bilir. Gitmeyenler de gidenlere otellerde yaşadıklarını anlatmıştır. İmza günleri ve seyahatlerim nedeni ile sık sık veya halk arasındaki tabiriyle zırt pırt otellerde kalmam sayesinde engin bir otel deneyimim olmuştu. Bayram tatilinde de bunları derleyip toparlamayı ve tecrübelerimi sizlerle paylaşmayı bir görev kabul ettim. Siz siz olun bir dahaki uzun tatilinizde bu açıklamaları okumadan resepsiyondan anahtarınızı istemeyin.
       * * *
       * Tuvalet kağıtlarının ucunun katlanmış olması onların daha önceden kullanılmamış olduğu anlamına gelmez. Oteller çıkan müşterinin ardından yeni tuvalet kağıdı takacaklarına kağıdın ucunu kıvırmayı tercih ederler.
       * Ne kadar iyi temizlenirse temizlensin yatakta mutlaka kıl vardır.
       * Check out'u yaptırdıktan sonra odaya çıkıp buzdolabından ne içerseniz yanınıza kar kalır.
       * Eğer otelde iki gün kalacaksanız şampuanları kullanmasanız bile yatarken bavulunuza atın. Böylece

Yazının Devamı

Gençlik babayı gördü

13 Mart 2000


       Deprem kaskımı giymiş, tam uykuya dalıyordum ki belki Naomi Hanım'a rastlarım umudu ile son bir zaping yapayım dedim. Kısmetime Demirel çıktı. Baba üniversite gençliğini karşısına almış söyleşiyordu.
       Ana muhalefet gençlik bastırıyor, Baba ise Ali Kırca'dan bile destek göremediğinden nereden düştük bu kuyunun içine yarabbi makamında önündeki kağıda notlar alıp duruyordu.
       * * *
       - Sevgili Cumhurbaşkanım siz 40 yıldır atın üzerindesiniz ama atın bir yere gittiği yok. Rodeocular gibi atın üzerinde durmak marifet midir?
       - Şimdi sevgili mini mini birler çalışkan ikiler, gençler ve daima genç kalanlar. Binalaneyh soru yanlış sorulmuştur. Bu sorunun muhatabı ben değilim. Malboro sigaralarıdır. Ben attan anlamam, ben çobanım. Benim ihtisasım atlar üzerine değil koyunlar üzerinedir.
       - Sizi Cumhurbaşkanlığı'na aday gösterdiler ama siz olmak istiyor musunuz?

Yazının Devamı

Fatih Terim, Fenerbahçe'de

6 Mart 2000


       Galatasaraylılar istedikleri kadar Fatih Hoca'yı vermeyiz desinler.
       Gerçi bana kalsa ben Fener'in başına Fatih Terim'i değil Faruk Süren'i getirmekten yanayım ama gene de baskılara dayanamayan fanatik bir Fenerbahçeli olarak Fatih Terim'i Fener'e transfer ettim bile...
       İşte Terim Hoca'nın Fenerbahçe Dereağzı tesislerinde ilk günü...
       * * *
       - Arkadaşlar günaydın...
       - Şu arkada duran futbolcuya ayrıca günaydın demeniz lazım Fatih Hoca.

Yazının Devamı

Dersimiz aganigi naganigi

28 Şubat 2000


       Türk erkekleri olarak seks gücümüzle sık sık iftihar eder bu gücümüzle Avrupa topluluğuna girmeyi çoktan hak ettiğimizi söyler dururuz.
       Hatta bazılarımız Avrupalı kadınları şahit göstererek olayı şarkı sözü haline bile getirmişlerdir. "Düşünün Antalya'da mutlu bir Hollandalı" şarkısının sözleri işte bu duygularla kaleme alınmıştır.
       Oysa biz Türkleri genel olarak ilk cinsel bilgileri kurbağaların üreme sistemleri ve suyun kaldırma kuvveti sayesinde edindiğimizi unuturuz nedense.
       Tek eşeyli ve çift eşeşli üreme sistemlerini ezberleyip amiplerin nasıl oluştuğunu öğrenmişizdir ama amiple kelimesel yakınlığı olan şeyi genel olarak evlendiğimizde görmüşüzdür.
       İşte Milli Eğitim Bakanlığı buradan hareket ederek okullara cinsellik dersleri koydu...
       Ben de bu derslerde öğretmenlere en çok sorulan soruları sizin için derledim.

Yazının Devamı

Alo alo bu para neyin nesi? Alo alo burası neresi?

21 Şubat 2000


       Herkes cep telefonu için ödediğim parayı nereye ödüyorum diye merak ediyor ya. Ben oturup araştırdım.
       İşte bir cep telefonu faturasında ödediğimiz vergi ve harçlar toplamı...

      Sabit ücret:
       Bu ücretin bir anlamı yok. Zaten telefonla konuşan ve bu konuştuğunun parasını ödeyen "biz salaklardan", "ya konuşmazsa", "ya günün birinde konuşmayacakları tutarsa" diye alınan bir ücret bu... Cep telefonunu hiç kullanmayan birisinden alınmasını anlarım, ama ben konuşuyorum kardeşim, konuşuyorum... Sabit ücret niye vereyim... Sabit kim? Telsim ve Turkcell'in müdürlerinin Sabit diye Amerika'da okuttukları bir çocukları mı var yoksa?
       Sabit kod adlı bir metres mi? Sabit ne?

Yazının Devamı

Vahşet kasetlerini izlemek istiyoruz. Seyrederken mısır da yeriz bari...

14 Şubat 2000


       Her ne kadar mümtaz halkım % 55 gibi bir çoğunlukla "biz vahşet kasetlerini seyretmek istiyoruz. Hatta önceden haber verin ki seyrederken kuruyemişçiye uğrayıp leblebi, fıstık ve çekirdek de alalım" dese bu kasetleri seyretmemiz bir süre için imkansız görünüyor.
       İşkence ile "ilk kez" yüz yüze gelen değerli devlet şahsiyetlerini bile ürküten bu kasetin şahsen ben yayımlanmasına taraftar değilim.
       Turizmle bir ilgisi yok, ben bu kasetler yayımlandıktan sonra turistlerin ülkemize akın akın geleceğinden zerre kadar kuşku duymuyorum. Onlar deniz, kum ve güneş yerine bu kez Disneyland niyetine ziyaret ederler ülkemizi. Disneyland'ı yabana atmayın. Ülkemize gelen turist sayısını üç katlayan sayıda ziyaretçinin uğrak yeri Disneyland'da en uzun kuyruk, korku ile ilgili bölümlerde oluyordu, ordan biliyorum.
       Benim korkum kasetlerin yayımlandığı gün evde olmamak korkusu.
       Düşünsenize ertesi gün herkes bu kasetleri izlemiş olacak ve bana soracaklar.
      

Yazının Devamı