Milli Mücadele kahramanlarımızdan Kazım Karabekir’in kızı Hayat Karabekir Feyzioğlu, Genelkurmay’da anma gününde şöyle demişti:
“Babamın bir sözü vardır, sık sık tekrarlamak ihtiyacı duyarım; Vatandaş! Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Her işin evvela hakikatini ara ve öğren! Sonra münakaşasını istediğin gibi yap! Birincisi vicdanına, ikincisi seciye ve irfanına dayanır.”
Kazım Karabekir’in bu sözleri, rahmetli Uğur Mumcu’nun, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” sözüyle örtüşüyor. Özellikle son günlerde yaşadığımız tartışmalar dikkate alınırsa Karabekir’in öğüdünün ne kadar önemli olduğu çok daha iyi anlaşılıyor.
Başbuğ tekrarlamıştı
Nitekim Karabekir’le ilgili panel bittikten sonra kürsüye gelen Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ da bu sözleri tekrarladı ve bazı kelimeleri de günümüz Türkçesiyle izah etti. Kuşku yok ki, Başbuğ’un bu sözleri tekrarlama ihtiyacı duymasının nedeni, Türk Silahlı Kuvvetleri’yle ilgili olarak ortaya atılan iddialardı. Gerçek tam olarak anlaşılmadan, yeterli bilgi sahibi olmadan, önyargıyla TSK’ya yüklenilmesi, kışkırtıcı yayınlar yapılmasıydı.
İddialar ve yanıt
Kazım Karabekir ve Uğur Mumcu’nun sözleri son günlerde tartıştığımız “Balyoz darbe planı” iddiaları için büyük önem taşıyor.
Taraf gazetesi, gündeme bir darbe planı iddiası getirdi ve bazı dokümanlar yayımladı. Yapılan yayınlarda özellikle dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Org. Çetin Doğan itham edildi.
Çetin Doğan ise bu iddiaları ve yayımlanan dokümanları reddetti. Yaptıkları tatbikat seminerinin bu doküman ve iddialarla ilgili olmadığını açıkladı. Özellikle toplumda tepki doğuran camilerin bombalanması, kendi uçağımızın düşürülmesi senaryolarının tatbikat seminerinde yer almadığını, almasının mümkün olmadığını vurguladı. Haberde imzası olanları televizyonda tartışmaya davet etti. Daveti şimdilik kabul görmedi.
Genelkurmay ve yargı
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, iddiaların çok ciddi biçimde araştırıldığını söyledi. Özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda çok detaylı bir incelemenin sürdüğünü, kısa sürede sonuçlanmasını beklediklerini ve elde edecekleri bilgileri de kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
Karabekir’in öğütlediği gibi gerçeği öğrenmek acısından Genelkurmay’ın açıklayacağı bilgiler büyük önem taşıyacaktır.
Diğer yandan Taraf, elindeki bilgi, belge ve CD’leri İstanbul’da savcılığa iletmiş durumdadır. Kuşku yok ki, savcılık da bu iddiaları soruşturacaktır. Savcılığın soruşturması sonucunda ortaya çıkacak bilgiler aydınlatıcı olacaktır.
Dolayısıyla, yürütülen bu iki çalışmayı beklemek en doğru yol olacaktır.
Gerçek ortaya çıkıncaya kadar
Yetkili makamların yürüttükleri çalışmalar sonuçlanıncaya kadar sabır göstermek gerekir. Eğer amaç gerçeğe ulaşmak ise aklın gösterdiği yol budur.
Ancak amaç gerçeğe ulaşmak değil, TSK’yı kurum olarak peşinen mahkûm etmek ve buradan siyasi mevzi kazanmak ise, o başka...
Nitekim böyle eğilimler gözlenmiyor değil. Kesin ifadelerle ve her fırsatta “Camiyi bombalayacaklardı” ifadelerinin çok sık ekrana getirilmesi ve cami bombalanmış, darbe yapılmış gibi gösterilmesi bu niyete işaret ediyor.
Bu doğru bir yöntem değil. Camiyi bombalamayı düşünmek ne kadar kötüyse, ne kadar tehlikelisiyse; camiyi, kutsal değerleri kullanarak halkı ordusuna karşı kışkırtmak da o kadar kötü ve tehlikelidir.
Yaşadıklarımız Kazım Karabekir’in öğüdünün ne kadar değerli olduğunu kanıtlıyor.