İktidar partisinin verdiği fireleri bir bilgiye dayanmadan eleştirenlerin tutarsızlıkları sırıttı. Kraldan fazla kralcı olmak adına yapılan suçlamalar, iktidar partisinde destek bulmadı, aksine yadırgandı. Bu ilk kez olmuyor. Daha önce de Başbakan’ın hoşuna gider düşüncesiyle yapılan bazı eleştiriler bizzat Başbakan tarafından ağır bir dille eleştirilmişti.
Ergenekon kolaycılığı
İktidara yaranma yarışı içine girenlerin başvurdukları kolay bir yöntem var: Önüne geleni “Ergenekoncu” diye suçlamak. Bunu yaparken bir de çok derin analizler yaparak inandırıcı olmaya çalışmaları, komik kalıyor.
Örneğin, anayasa oylamalarında 8. maddeye ret oyu veren iktidar milletvekillerini, “uyuyan bir terör hücresi”ne benzetmeleri... Meğerse Ergenekon, AKP’nin içine bir hücre yerleştirmiş ve uykuya bırakmış; lazım olduklarında uyandırmış ve kullanmış. 8. maddeye ret oyu verenler işte bu hücreymiş!
Keza BDP, “Kürt Ergenekonu”ymuş; bu da 8. madde oylaması sırasında ortaya çıkmış. Arkadaşlar durumu hemen tespit etmişler!
Yaranayım derken
Bu dayanaksız, tutarsız eleştiriler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan veya iktidar partisinin yöneticilerinden gelmedi. TBMM’de böyle bir eleştiri dillendirilmedi. Bu müthiş (!) tespiti bazı yazarlar yaptı.
Güce yaranayım derken, ciddi bir soruna neden oldular. “Ergenekon’un AKP’deki uzantıları, şebekesi, uyuyan hücresi” olmakla suçlanan ve isimleri ima edilen iktidar milletvekilleri çok ciddi bir kırgınlık yaşıyorlar. Başbakan Erdoğan’ın bunu hissettiği için bizzat devreye girerek, durumu toparlamaya çalıştı. “Kaş yapayım derken göz çıkaranların” yarattığı sorunu, parti içi bir krize dönüşmeden önlemeye çalıştı.
Düşünün ki, köşelerde atış serbest diyerek ölçüyü kaçıranlar, AKP’ye ve hükümetlerine kuruluşundan beri hizmet etmiş birçok ismin isyan etmesine neden oldu.
Fire listesi
Bir başka yaranma çabası da ters tepki. Hayır oyu verdiğinden kuşku duyulan milletvekillerinin listesini çıkarma gayretleri de Başbakan dahil iktidar grubunda mahkûm edildi.
Faruk Koca’nın böyle bir liste hazırlaması kırgınlığı daha derinleştirdi. Koca’nın özür dilerken yaptığı savunma da hiç inandırıcı olmadı. “Ben arkadaşları fitneden korumak için liste yapıyordum” demek yerine, “Hata yaptım, özür dilerim” dese incittiği arkadaşları açısından daha etkili olurdu.
TBMM örnek olmalı
Kuşkusuz eleştirilmesi gereken bir yön de TBMM Genel Kurul’undan yansıyan kavga görüntüleriydi. Milletvekillerinin sabahlara kadar çalıştığı dikkate alınırsa, yorgun oldukları, sinirlerinin zayıfladığı bir gerçek. Ama buna karşın TBMM’nin kamuoyuna örnek olma sorumluluğu unutulmamalıydı.
Havada fikirler yerine yumrukların, tekmelerin uçuşması hoş olmadı. Bu tür görüntüler Türkiye’yi hak etmediği bir konuma düşürüyor. Milletvekilleri karşılıklı saygıyı elden bırakmadan tartışmalıdır. Tartışma hangi gerekçeyle olursa olsun kaba güce dökülmemelidir.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024