Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suriye’deki savaşın sadece Esad güçleriyle, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasında geçtiğini söylemek safdillik olur.
Suriye’de bütün şiddetiyle süren iç savaşın birçok taraf arasında yaşandığı gerçeği unutulmamalı. Bu savaş “vekâleten savaş” yürütülen bir savaş. İçinde ABD’si, Rusya’sı, İngiltere’si, Fransa’sı, İran’ı, Irak’ı, Suudi Arabistan’ı, Katar’ı var. Askerleriyle gözükmüyorlar, ama gruplar vekaleten savaşıyorlar. Dolayısıyla Türkiye, Suriye sınırından bakarken bu faktörleri de göz önünde bulundurmak zorunda.
Suriye’deki savaş, Irak’takinden çok daha karmaşık bir yapıya sahip. Suriye’de merkezi bir idarenin ne zaman ve nasıl kurulacağını şimdiden kestirmek de çok güç. Yeni bir merkezi idare inşa edilmeden de sınırımızda yaşanan kaosun sonlanmasını beklemek de gerçekçi olmaz.

Uzun zaman alacak
Türkiye, Kuzey Irak’ta nasıl bir yapı oluşacağını, kurulacak yeni Suriye Parlamentosu’nun karar vereceği görüşünü savunuyor.
Suriye’de yeni bir parlamento kurulur mu, kurulursa ne zaman kurulur? Yeni bir anayasa, merkezi idarenin yeni organları nasıl oluşur? Bütün bunlara bugünden yanıt vermek olası değil.
Şu anda devam eden savaşı hangi taraf kazanacak? Bu sorunun da yanıtı belli değil. Esad yeniden Suriye’ye hakim hale gelebilir mi, yoksa Suriye’nin bir bölümünde yeni bir devlet mi kurar? Böyle olması halinde Suriye’nin geri kalan kısmında neler olur?
Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO), Esad’ı devirmesi ve siyasi birliği sağlayarak, yeni merkezi idare kurması olasılığı nedir? Böyle bir halde toprak bütünlüğü ve siyasal birliği sağlanmış bir Suriye oluşması mümkün müdür?
Küresel aktör konumundaki birçok ülkenin faktör olduğu bu savaştan nasıl bir Suriye çıkacağını şu anda bilen yok. Bu belirsizlik içinde Suriye’nin geleceğini okumak neredeyse imkansız.

Sınırın ürettiği sorunlar
Tıpkı Irak’ta olduğu gibi, Suriye’de yaşanan savaştan olumsuz yönde en çok etkilenen ülke kuşkusuz Türkiye’dir.
Savaşın yarattığı mülteci sorunu ve onun yükünü bir tarafa bıraksak bile, Suriye sınırından birçok olumsuz etkinin Türkiye’ye yayıldığı görülüyor.
Türkiye açısından, Suriye sınırından çok ciddi bir güvenlik sorunu yansıyor. Şimdiden can kaybına neden olan çatışmaların yarattığı kaos, Suriye sınırını ABD-Meksika sınırına dönüştürme riskini de yaratmış durumda. Sınırdan Türkiye’ye geçen ve geçmeye çalışanların kontrolü giderek zorlaşıyor. Bu gruplar arasında kaçakçısından, teröristine, adi suçlusundan, örgüt yöneticisine birçok unsur var. Bunları ayıklamak, kontrol etmek, bu arada mültecileri sevk ve idare etmek de kolay olmuyor.
Sınırdaki kaos, politik güvenlik açısından da sorun üretiyor. Kuzey Suriye’de bir yandan PYD, bir yandan El Nusra hakimiyet savaşı içinde. Bölgede 10’dan fazla siyasi parti ve grup var. Ankara, PYD’nin ÖSO çatısı altında muhalefetin bir parçası olmasını istiyor, ama PYD, KCK-PKK çatısı altında savaşıyor.
Irak gibi Suriye’nin de toprak bütünlüğü, aynı zamanda Türkiye’nin bütünlüğü için de önem taşıyor. Bu, Irak için de geçerliydi, ancak Irak fiilen parçalandı. Bundan Türkiye büyük zarar gördü.
Suriye’nin parçalanmasının da benzeri zararlara yol açacağı unutulmamalı.